| |
Hamasi...
Türkiye'ye ağır bir fatura ödetme ihtimali de yüksek olan garip ve komik Hamas ziyareti için "planlı beceriksizlik" ya da "beceriksizliğin planlanması" gibi bir başlık da tercih edilebilirdi ama ben "hamasi" kelimesini tercih ettim, çünkü her defasında AK Parti hükümetini dışarda ve içerde çok zor duruma sokan bu tür hesaplanmamış adımların temelinde kendi kendimize kostaklanıp yiğitlenmemiz yatıyor. Türkiye'nin Ortadoğu'da inisiyatif alıp etkinliğini artırmasına kimse karşı çıkamaz. Ancak amaç bu ise, Hamas heyetini kimin davet ettiği neden ortada kaldı? Haklı, inançlı ve gerekli bir adım atıldığına inanılıyorsa, bunun hükümetin arkasında durduğu bir iradeyle yapılması gerekmez miydi? O zaman, işler ters gidince, davetin zorunlu adresi de AK Parti olmaz, işler de garip bir komediye dönmezdi?
Başta Filistin Devlet Başkanı olmak üzere, dünya alemin söylediklerini Hamaslılara bir de biz söyleyerek güç mü kazandık... Güç kazandıysak, daveti neden kimse üstlenmedi, güç kazandıysak başbakan neden görüşme kararından vazgeçti, güç kazandıysak neden BM'nin, AB'nin, ABD'nin de desteğini alamadık, üstelik tam tersi Batı'nın hışmını çektik?
Ayrıca, başka sorular da var. Hamas ile görüşme kararı alanlar, neden bunu Suriye ile irtibatlı gerçekleştirdi? Hamas'ın Filistin'de yaşayan ve uluslararası sözcülüğünü yapan başka liderleri de var. Uzun yıllardır Suriye'de yaşayan radikal kanadının liderini buraya davet ederken ve Suriye ile de bir kez daha halvet olurken, acaba neyi düşündük? İran konusunda uluslararası tepkinin yükseldiği bir dönemde, dünya dinamiklerinden bağımsız bir "büyük güç" olduğumuzu mu? "Büyük güç" ama daveti sahiplenemiyor, davetinin zarfını ve mazrufunu iyi hesaplayamadığı için başbakanını daha başlangıçta dara düşürüyor...
Hamas'ın Filistin seçimlerine girmesi, dünya dinamiklerinin epeydir arzuladığı bir tercihti... Silah yerine siyasal kanallardan diyalog her zaman demokratikleşmeyi arzu edenlerin tercihi olmak durumunda... Filistin'de El Fetih'in yıllardır halkın çok ağır sorunlarını çözmek yerine sadece iktidar olmaya endeksli siyaseti iflas ettiğinden Hamas yeni bir umut oldu... Bu süreç başlangıçtaki krizlere rağmen olgunlaşarak devam edebilir... Ama gene de Filistin hem dünyanın, hem de Ortadoğu sorununun en güç konularından biri... Hamas'ın da demokratikleşip eski üslup ve hırçınlığını bırakması için yeryüzüne açılacağı bir kanala tabii ki ihtiyacı var... Bu kanal da tabii ki Türkiye olabilir... Ancak son planlı beceriksizlikle bu imkan kaçırıldı... Çünkü açık diplomasinin gereği olan kuralların hiç biri yerine getirilemedi, ne götürüp ne getireceği düşünülmedi. Üslup komikleşti... Bırakın kazancı, ağır bir fatura ihtimali arttı...
Yeryüzünün güç dengelerinde ülkenin çıkarlarını iyi hesaplayamayınca, bunun faturası "iç istikrarın" riske girmesi olarak çıkıyor ortaya. Hesap hataları, mevcut iktidarın ülkeyi yönetemiyor bir konuma düşmesine yol açan her türlü provokatif eylemin de sahneye sürülmesine neden oluyor... Ortadoğu'da gücünü aşan hamasi bir yanlış yapınca, içerde terörün artması da söz konusu olabiliyor... Benim yapılan yanlış konusundaki en büyük endişem de bu... Dış politikadaki beceriksizliğin içerdeki istikrarı vurması...
AK Parti hükümeti, sanayi sonrası dönemin dünyadaki ve bölgedeki ileriye yönelik sinyallerini yirmi-otuz yıllık bir perspektiften değerlendirmedikçe, bunun bu coğrafya insanına nasıl zenginlik ve özgürlük getireceğini somutlaştırmadıkça böyle kostaklanıp, sonra da geri adım atmaya devam eder... Hamasi duygularla, planı programı bir yana koyarak Hamas ile görüşmek, bunu Suriye üzerinden yapmak, bize iç istikrarın sarsılması olarak geri dönerse, bunun sebebi bu büyük vizyon eksikliği olacak.
|