kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kırklareli'nde beş Yahudi kaldı
Kırklareli'nde beş Yahudi kaldı
Sinagog 50 yıldır açık
'Parayı seçmedim'
Bayramda toplanıyorlar

Kırklareli'nin son 5 Yahudisi

Yaklaşık yüz yıl önce binin üstünde Yahudi'nin yaşadığı Kırklareli'nde bugün biri haham olmak üzere beş kişilik bir Yahudi cemaati var. Onlar huzuru ve mutluluğu buldukları bu kenti bırakmamakta kararlı


Kırklareli'nde beş Yahudi kaldı

KIRKLARELİ'nde bir asır öncesine kadar bin üç yüz kişilik bir Yahudi cemaati vardı. Şimdi ise doğdukları bu sakin Trakya şehrinde biri haham olmak üzere sadece beş kişiler. Dini bayramlarında kendilerini yalnız hissettiklerini söyleyen Kırklareli Yahudileri, günlük hayatlarında ise bu duyguyu hiç tatmadıklarını; komşularıyla çok iyi anlaştıklarını anlatıyorlar. Öyle ki Kırklareli'ne gitmeden önce Penhas Haleva'ya ısrarla adresini sormamıza rağmen, kesinlikle söylemedi ve "Merkeze geldiğinizde benim adımı söyleyin herkes gösterir" dedi. Gerçekten de bir pizzacıdan aldığımız tarifle Halevalar'ın benzin istasyonunu elimizle koymuş gibi bulduk. Kırklareli'nde kalan bu beş kişilik nüfusun çoğu 80 yaş civarında. Haham Hayim Abravamel 85, eşi Viktorya Abravamel 76, Yasua Kaneti 80 yaşında. Cemaatin en genç üyeleri ise Penhas (58) ve Rozi (50) Haleva. Grubun en büyük şikayeti gençlerin Kırklareli'nde kalmak istememesi. Çocukları İstanbul'da üniversite eğitimi aldıktan sonra Kırklareli'nde iş imkanı olmadığı için dönmek istememişler. Haham Efendi de torununun Kırklareli'ne gelip eczane açtığını ama para kazanamadığı için kapatmak zorunda kaldığını anlatıyor.

EVLERİ YAĞMALANDI
Yine de nüfuslarının bin üç yüzden beşe düşmesinin sebebi sadece bu tarz sosyal ve maddi sorunlar değil. En büyük göç 1934 yılının temmuz ayında yaşanan yağma olaylarının sonrasında yaşanmış. Kırklareli'nde doğup büyüyen Penhas Haleva, dedelerinin kendisine anlattığı olayları şöyle açıklıyor: "Cumartesi bizim kutsal günümüzdür. Eskiden insanlar daha sofu oldukları için o günü ibadetle geçirirlermiş. Bu nedenle çarşıdaki tüm dükkanların sahipleri olan Musevilerin dükkanları kapalı olurmuş. Bir cumartesi günü Kırklareli'ne gelen devlet büyüklerinden biri bunu görünce rahatsız olmuş. Ertesi hafta tüm dükkanlar yağmalandı. O yetmedi, evleri de yağmaladılar. Bunu yapanlar Kırklareli halkı. Fakat bunu herkesin yaptığını söyleyemeyiz." Olaylar sırasında evlerin yağmalanmasının yanı sıra zorla altın dişleri sökülenler bile olmuş. Yasua Kaneti henüz sekiz yaşındayken bu olaylara tanıklık etmiş isimlerden. Yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Ateşle evin içine gelmişlerdi. Taş attılar, çerçeveler aşağı indi. Olaylar sırasında babam evde değildi. Annem, annemin bir arkadaşı ve ablam vardı evde. Yani üç kadın ve bir çocuk. O gecenin sabahında İstanbul'a gittik. Sonra yine döndük." Yahudileri tüm Türkiye'de olduğu gibi yurtdışına kaçıran bir diğer olay da 1942'de çıkan Varlık Vergisi. Rozi ve Viktorya Hanım'ın babaları da bu haksız vergiden mağdur olmuş kişilerden. Büyük bir vergi yükünün altında ezilince Erzurum Aşkale'deki çalışma kampına gitmek zorunda kalmışlar.

'BİZ ÇALIŞMAYI SEVERİZ'
Penhas Haleva, bu tarz olayların tüm dünyada yaşandığını anlatıyor: "Dünyada tüm Museviler hangi ülkede bulundularsa hiçbir zaman bulundukları yerin aleyhine çalışmamışlardır. Daima orayı vatan olarak benimsemişlerdir. Ama maalesef Yahudilerin bir özelliği var. Belli bir seneden sonra para sahibi olunca rahatsız ediliyorlar. Etrafındaki diğer kişilerden tepki görüyorlar. Ama onların yaptıkları tek şey para kazanmak. Çalışmayı çok seviyorlar. Bu İspanya'da da Almanya'da da Türkiye'de de yaşandı. Bunlar yaşanmasaydı belki de Türkiye şimdi Avrupa Birliği'ne girmiş olacaktı."

Ece KOÇAL

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Prenses Di'ye kaderini söyleyemedim-1
 Prenses Di'ye kaderini söyleyemedim-2
 Hintli simyacı
 Bu film "çuval"dan beter
 Jean Calvin ve Kalvinizm
 KAŞ'tan Topkayı Sarayı'na transfer
 Sivil ölüme mahkum
 Kuradan tüp bebek çıktı
 Batman'da intiharlar hortluyor mu?
 Yalnızlık ve hüzün de öldürür
 Hem şiirde hem hayatta onu izindeydi
 Adadan doğan parlak yıldız
 Milyon dolarlık evinden eski parasız günlerine bakıyor
 Kafası karıştı, konsantre Kur'an-ı Kerim'i yazdı
 Operacı Deniz nasıl canlı bomba oldu?
 ABD ile İran'ın nükleer dansı
 Kapatılsın mı?
 Kalimerhaba Side
 Koç ölümünden sonrası için belgesel hazırlattı
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Kadın uyudu adam çaldı
Kadın apartmanın önüne geldi,...
MEHMET ALTAN
Vapurlar, martılar, simit
İçinden deniz geçen kent,...
ÖNCEL ÖZİÇER
İtiraf: Çuvalladım!
Geçen hafta başrolünü oynadığı...
Tüm yolcuları business class
Tüm yolcuları business class
Eğer kıtalararası lüks bir seyahati arzuluyorsanız, Zürih, Düsseldorf...
Gençler de yaşlılar da aynı 'Şefkat Yurdu'nda
Gençler de yaşlılar da aynı 'Şefkat Yurdu'nda
Türkiye'nin sanat ve kültür hayatına önemli isimler kazandıran...
Kendinize güvenin herkes sizi beğensin
Başımıza gelen her şey için hayatı suçluyoruz. Başkalarının kendi...
Anadolu'nun en şık tatlısı: Aşure
Geçtiğimiz Perşembe, "Muharrem Ayının 10. günü" idi. Yani Aşure günü! "Nevruz...
Taşköprü yerine Çin sarımsağı almayın
Türkiye, dünyayla kıyaslandığında ürettiği ürünlerin tescili konusunda çağın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.