|
|
Terim ve 2008
Yüzyıllar öncesinden günümüze kadar gelen halk deyimleri var dilimizde. "Hayır dile komşuna, hayır gelsin başına" derler. Pozitif olmak, güleryüzlü ve etrafıyla uyumlu geçinmek bu sözün güncellenmiş ifadesidir. Bir işe başlarken gerilimden uzak, pozitif hareket edeceksiniz ki hedefi tutasınız. Henüz seçimini tamamlamış bir federasyonda bu günden teknik direktör tartışması başlatmak çok akıllıca bir şey değil. Ayrıca bu zaafiyeti anlamak da mümkün değil. Terim'e karşı bir muhalefet halkası yayılıyor. Mutlaka bunda kuvvetli karşıt manipülasyonlar olduğu gibi Fatih hocanın da eksik davranışları olabilir. Muhtemel ki Terim "büyürken veya sınıf atlarken" noksan davranışlarda da bulunmuş olabilir. Bunlara rağmen Fatih hocayı başarısız saymak, ya da başlarken teknik direktörlüğünü tartışmaya açmak kimseye bir yarar getirmez. Bugün kamuoyunda kendisiyle ilgili seslendirilen ifadelere bir bakalım. Bir yanda 'bu federasyon Fatih Terim'le çalışmaz. Haluk Ulusoy'un adayı Mustafa Denizli'dir' diğer yanda; Ulusoy Terim'le anlaşamaz denirken federasyonun değerlendirmesi de 'ön yargımız yoktur kararı yönetim kurulu verecektir' şeklinde olmaktadır. İşte tüm bu değerlendirmelerin hiç birinde yukarıdaki halk deyişine uygun iyi niyet ve pozitivizm görülmemektedir. Bu nedenle başlangıç doğru yapılmamaktadır. Bazı değerlendirmelere göre Fatih Terim-G.Tekin Onay arasına sıkışmış bir federasyon başkanı portresi çizilmektedir. Böyle bir dönemde bu tartışma, görüşme ve gelişmelerde külliyen yanlıştır! Bu çizilen portrede ikisinin anlaşamayacağı varsayımıyla başkan hatalı tercihlere zorlanmaktadır. Peki bu bağlamda kestirip atmak yerine bir 3. yol yok mu? Herkesin emeğine saygı duyup ülke menfaati adına birlikte çalışmanın yolu yok mu? Milli menfaatler herşeyin önünde değil mi? Öyleyse ok yaydan çıkmadan ve 2008 de kuş olup kaçmadan pozitif başlayalım. Başkan başkanlığını. Terim hocalığını, G.Tekin Onay da milli takımın başarısı için üzerine düşeni birlikte yapsın.
|