kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Her siyasi parti ideolojik bir hareket değildir
ŞAKA - Çifte kavrulmuş
Zorunlu askerlik yerine zorunlu kamu görevi...

Her siyasi parti ideolojik bir hareket değildir

Siyasi tartışmalarda birinin "Ak" dediğine diğerinin "Kara" demesi, tartışanlar arasında kişisel çıkar farkları, benlik iddiaları, kan davaları falan yoksa genellikle ideolojik aidiyetlere bağlanır.
Tartışanlar arasındaki görüş farkını anlamaya çalışırken yapılabilecek teşhis hatalarının ana nedeni, her "Görüş" ün bir "İdeoloji" biçiminde algılanması olabilir.
Tabii ki herkesin ve her toplum kesiminin dünyaya farklı bakış açıları vardır. Ama bunların tümü ideolojik değildir.
Örneğin "Din" bir ideoloji değildir, bir "İnanç sistemi" dir. Ama dinin kurallarını bir siyasal sistemin içine oturtur ve topyekuncu (Ya da totaliter) bir siyasi program halinde uygularsanız, bu "Dini faşist ideoloji" haline dönüşür.
Dini kurallara uymamanın müeyyidesi, yaşam sonrasında çekilecek eziyetlerdir. Oysa dini, siyasi sistem (Veya ideoloji) şekline dönüştürdüğünüz zaman "Günah" ların cezasını, dünyada verebileceklerini sanan (Teokratik sistemlerde bu cezaları veren de) bir siyasi oligarşi veya ruhban sınıfı oluşur. Ortaçağ Avrupa'sının "Engizisyon" u buna örnektir mesela.
Bir başka yanılgı "Sosyal demokrasi" yi bir "İdeoloji" zannetmekten kaynaklanır.
Oysa "Marksizm" veya "MarksizmLeninizm" totaliter ve kapalı bir ideolojidir. Doğrulukları tartışılmayan kutsal metinleri, "Diyalektik" i kalıplaştıran ve "Kadercilik" e dönüştürülmüş "Determinizm" i vardır Marksist ideolojinin.
Sosyal demokrasi ise bir ideoloji değil, ideolojinin anti tezi olarak oluşturulmuş, pragmatik bir
"Dünya görüşü" dür. Sosyal demokrasinin tarihinde Bernstein, Kautsky, Jaures gibi devrim karşıtı reformistler, Atlee veya Ollenhauer gibi antikomünistler, Schroeder veya Blair gibi "Serbest pazarcı" lar vardır. Bugünün sosyal demokrasisi, liberal demokrasiyi hedefleyen, proletaryanın değil, refah toplumunun ve orta sınıfların siyasi hareketidir.
Bir diğer totaliter ideoloji örneğini de "Nasyonal sosyalizm" den verebiliriz.
Türkiye bütün bu ideolojileri ithal ederken, kendine özgü eklektik modeller üretmiştir. Bu nedenle kendilerini "Sosyalist" zanneden nasyonal sosyalistlere, Atatürk'ün yaşadığı çağın gerçeklerine uyarlı değişken politikalarının bir kesitini dondurup, onu "Kemalist" ideoloji haline dönüştürmeye çalışan sosyal demokratlara falan rastlayabiliriz.
Burada "İslam dini" ile "Siyasi İslam" ı aynı kefeye oturtanlara, sağda da solda da rastlamak mümkündür. Örneğin merkez sağdaki kesimlerde bazılarına "Müslüman" olmak yetmez "İslamcı" olmayı bir siyasi hedef olarak benimserler. Bunun gibi laikliği demokrasiden ayırıp, "Laisizm"i ideolojileştirip dinin alternatifi gibi sunanlar da görülür.
İdeolojik olmayan siyasi partilerin arasında ak ile kara benzeri kesin sınırlar yoktur.
Bir muhafazakar parti, bir sosyal demokrat parti gibi konjonktüre göre devletçi de olabilir, özelleştirmeleri de savunabilir. 3'üncü Dünyacı bir sosyal demokrat da, bağımsızlık savaşı veren bir muhafazakar da Batı'ya "Anti emperyalizm" penceresinden bakabilir.
Demek istediğim şu. Siyasi tartışmalarda katı ve kapalı bir ideolojinin bağımlısı olmadığımız halde sloganlar ve klişelerle karşı tarafa diyalog kapılarını kapatmak, genellikle "Kavram kargaşası" ndan kaynaklanıyor.
Örneğin iktidardaki partiye ideolojik öfke duymak yerine "Ben de iktidar olmak istiyorum" demek hem daha gerçekçidir, hem de daha sağlıklıdır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Türk televizyonları da "Sorun" mu olmaya başladı?   / 25-01-2006
 Geleceği kesin biçimde bilmek bazen can sıkıyor...   / 24-01-2006
 Az sayıdaki "Birleştiren adam"lardan biri vefat etti...   / 23-01-2006
 Basının geleceği internet ve "vatandaş gazeteciliği"   / 22-01-2006
 Köktenciliğe karşı "Türk modeli" dimdik ayaktadır...   / 21-01-2006
 Erbakan'ın cezaevine girmesi adalete güveni artırır mı?   / 20-01-2006
 Düğmeye basacak parmak kimin parmağı olabilir?   / 19-01-2006
 Çifte standartlar ışığında yargının bağımsızlığı...   / 18-01-2006
 İnançların dünyası da, dünyevi gerçeklere bağımlıdır   / 17-01-2006
 Bu gök kubbe altında söylenmedik söz kaldı mı?   / 16-01-2006
REHA MUHTAR
Yerin altındaki İstanbul...
Dün dışarıda lapa...
MEHMET BARLAS
Her siyasi parti ideolojik bir hareket değildir
Siyasi...
EMRE AKÖZ
İstanbul'daki kar yağışı Anadolu'yu ilgilendirir mi?
Bir...
SAVAŞ AY
Hıncal Abi haklı ya da haksız. Peki ama biz?
Yarım...
HINCAL ULUÇ
Melih Gökçek, Erdoğan'ı sandıkta yendi!..
Olay bir...
Gravesen Fener'e
Gravesen Fener'e
İspanya'nın MARCA Gazetesi, agresif tavırları nedeniyle Real...
Onurumuz için oynayalım!
Onurumuz için oynayalım!
Galatasaraylı futbolcular kendi aralarında toplandı Sonuç: Para...
Hoca'ya dört başı mamur teklif
AK Parti, 80 yaşındaki Erbakan'ın hapse girmesini önlemek amacıyla...
Unakıtan'a dedikodunun hesabı ahirette sorulacak
Baykal, Maliye Bakanı'nı dedikodu yapmakla suçladı, "Müslümanlıkta...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu