kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Üst kimliğimiz ahlaklı Türk vatandaşı olmalı
Üst kimliğimiz ahlaklı Türk vatandaşı olmalı
Babam Fenerbahçe'liydi

Solcuyum, namaz kılarım, Galatasaraylı'yım

Türkiye'nin en önemli müzisyenleri arasında olan Timur Selçuk'la çok özel.

1981'de öldüğünde ardında Endülüs'te Raks'ın da olduğu yüzlerce eser bırakan Münir Nurettin Selçuk'un oğlu; Timur Selçuk. Şimdi Çağdaş Müzik Eğitim Merkezi'nde genç müzisyenler yetiştiren Selçuk'la AB, solculuk, namaz kılma, Galatasaraylılık üzerine...


Üst kimliğimiz ahlaklı Türk vatandaşı olmalı

Babası Münir Nurettin Selçuk. 22 Şubat 1930'da karlı bir İstanbul gecesi yeni usulle ilk konserini verdi. 1981'de öldüğünde ardında aralarında Endülüs'te Raks'ın da olduğu yüzlerce eser bıraktı. Oğlu Timur Selçuk, babasının besteleri üzerine çalıştı, kimi zaman onun eserlerinin okunuşu konusunda polemiğe girdi. 1980 öncesi, Türkiye İşçi Partisi'nin konserlerine çıktı, irticanın yükseldiği yıllarda 'namaz kılıyorum' açıklamasıyla herkesi şaşırttı ama onun için aslında değişen bir şey yoktu: Babasının evinde Fatih Sultan Mehmetli, Mustafa Kemalli sohbetler, dualar, oruçlar, namazlar alışılmış şeyler arasındaydı. Şimdi Çağdaş Müzik Merkezi'nde yeni öğrenciler yetiştirmekle meşgul olan Selçuk'la, babasının besteleleri, Avrupa Birliği, solcu olup namaz kılma, Galatasaray'ın hali üzerine konuştuk

- Babanız Münir Nurettin'in bestelerinin yorumlanması konusunda hassas davranıyorsunuz. Nedir bu hassasiyetin sebebi?
- Münir Nurettin Selçuk şarkıları ve besteleri bizim kültürümüzün parçaları. Artık savaşlarla ülkeler ele geçirilmiyor. Bana göre bu şarkılar gibi Türk müziğinin eserleri de tüketim çılgınlığı içinde kolayca harcanmaya çalışılıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin öncesi var. 600 yıllık bir geleneğimiz var, bunun için de bizi biz yapan değerler vardır, Türk musikisi de bu değerlerin arasındadır. İster istemez ben de ülke sınırları gibi bu değerleri koruma konusunda hassas davranıyorum. Benim hedefim Münir Nurettin'in eserlerini gelecek kuşaklara sağlıklı olarak aktarmak. Zaten bu şarkılar okunuyor, kalıcı bir meta olduğu zaman ben müdahalede bulunuyorum.

DİPTEN GELEN AKINTI
- Bu konuda isim vermiyorsunuz ama sizi burada rahatsız eden nedir?
- Şarkıların fiziki yanının değiştirilmesinden bahsediyorum. Ben onu söyleyecek arkadaşlara üstadın istediği yorumda nasıl söyleneceği konusunda uyarıyorum. İçkili ağızda söylenmemesini ve usulüne göre okunmasını istiyorum, durum bu kadar basit.

- Bunun nedeni Münir Nurettin'in hiç gazinoda şarkı okumaması mı?
- Evet bu olabilir. Ben de onun titiz olduğu konularda aileyi temsilen fikir belirtiyorum.

- Biraz önce Osmanlı geleneğinden bahsettiniz. Biliyorsunuz ki bir Türkiye bir de Rusya'da müzik devrimi denilen bir kavram müzik tarihine geçti. O müzikal gelenek orada kesildi. Babanız da bu müzikal devrimin takipçilerindendi. Bu konuda neler düşünüyor sunuz?
- Bence müzik tarihi iki kanaldan ilerler. Birincisi sanat müziği, Türk Beşleri ile başladı ve ilerledi. Diğeri de dinlence eğlence müzikleri. Bu yalnızca moda ve tüketim doğrultusunda ilerler ama öbür nehir asla kesilmez. Bu boğazın üstten ve alttan giden akıntıları gibidir. Bence bitmiş bir şey yok, alt kaynıyor. Ben hala ilk yaptığım şarkıları söyleyerek konserlere başlıyorum, müzikte 40 küsur yıl geçirdim hala ilk söylediğim şarkılar istek alıyor.

- Yaratılmak istenen modern müzik tutmadı. 'Bizi biz yapan
değerler' dediniz ama 1940'larda o yaratılmak istenen müziğe karşı Mısır'dan gelen müzik baskın çıktı?
- Şunu söylemek lazım Mustafa Kemal, 'Savaşları yapmak kolaydır, savaştan sonra uygar bir ülke kurmak daha zordur' demişti. Biz bu süreci yaşıyoruz 80 küsur yıl geçti, üç beş yılda olacak bir süreçten bahsetmiyor. Bütün bu akış içerisinde hala Münir Nurettin'in, Sadettin Kaynak'ın eserleri okunuyorsa doğru giden şeyler de var demektir. Bu sürecin oturması için iki asır geçmesi lazım.

- Timur Selçuk fazlaca medyanın önüne çıkmıyor, dolayısıyla ne yaptığı merak ediliyor...
- Doğrusu da bu. Magazin sanatçılarının hayatımızı renklendiren yanları var, ben onları takdir ediyorum ama bence doğrusu insanların asıl işleriyle ilgilenmesi. Benim sıkıntım bu temel kültür ü m ü z ü oluşturan sanatçılara medyanın az yer vermesi. İki hafta önce Galatasaray Klübü için senfonik konser verdim, bu bir ilkti. Bedreddin oyununun müziklerini yazdım, yine Abdülhamid Düşerken filmi için çalıştım. Babamın şarkıları üzerine çalışıyorum, ben dip akıntısının bana tanıdığı imkanlar doğrultusunda zamanımı geçiriyorum.

- Burada neler yapıyorsunuz?
- Çağdaş Müzik Merkezi'nde sekiz yaşından emeklilik yaşına kadar birçok insana ders veriyorum. Bu bir hobi gibi benim için. Şu andaki öğrencilerim arasında gelecek vaadededen var tabii ama Ayşegül Aldinç, Aysun Kocatepe, Soner Arıca da bu okulun sıralarından geçti.

- Dine ilişkin eğiliminizle gündeme gelmiştiniz.
- Bu bizim aile geleneğimiz, gerek anne ve baba tarafından gelen bir durum. Çocukluğumdan beri evde dualar edilir, oruçlar tutulur, namazlar kılınırdı. Benim bunu dışa vurmam aslında Türkiye'de irtacai hareketlerin öne çıkmasıyla oldu. O zamanlar hatırlarsınız, irticacılar solculara dinsiz damgasını vuruyordu, ben onlara hem solcu hem de dine de inanılabileceğini gösterdim. Namazımı kılarım, sol görüşlüyüm bana kimse dini öğretmeye kalkmasın.

- Namaza niyaza başladı nerede kaldı solculuğu sözleri de söylendi...
- Bence manevi dünya konusunda son sözü söyleyecek var, bu herhangi birisi değil, bu anlamda başkalarının benim için ne dediği önemli olamaz. Benim halkın yararına bir şeyler yapıp yapmadığım ya da halk için birşeyler yapıp yapmayacağımın cevabını da ben veremem. Benim bestelediğim eserler hala söyleniyor, yetiştirdiğim öğrenciler ortada. Diğer yandan hesap günü yaradan iyi ya da kötü kul olduğumu söyleyecek.

PAYİDAR HALA GÜNDEMDE
- Bir dönüş yok diyorsunuz?
- Hayır. Ben hala siyasi içerikli şarkılarımı söylerim, namazımı kılarım.

- Bazı şarkılar vardır her daim hayatın tercümesi haline gelir. Mesela, sizin Nereye Payidar şarkısı gibi. Tam da bugünkü Türkiye'nin durumunun hal tercümesi ama çok az kişi o şarkıyı hatırlıyor.
- Evet emek, namus, ahlak gibi kavramlar yok. Bu anlamda birinci planda ahlaklı Türkiye'ye sahip çıkmak gerektiğini düşünüyorum. Biliyorsunuz şu an alt kimlik üst kimlik tartışılıyor. Sağcı, solcu, liberal olabilirsiniz, Fenerbahçeli olabilirsiniz, Kürt kökenli olabilirsiniz ama üst kimlik bence ahlaklı Türk vatandaşıdır. Ortak payda budur. Evet doğru bazı şarkılar etkisini hiç yitirmiyor. Nereye Payidar şarkısı konserlerimde istenir. Zaman bazı şeyleri erezyona uğratıyor.

- Mustafa Kemal'den çokça bahsediyor sunuz? Bu da aileden gelen bir durumun ifadesi mi?
- Babam evde bir Fatih Sultan Mehmet'ten, bir de Mustafa Kemal'den konuşurdu, biz öyle yetiştik. Galatasaray Lisesi'nde okurken de öyleydi.

- Ama şu anda herkes Mustafa Kemal'le başlayan cümleler kuruyor, herkes kendince Kemalist...
- Bu çok doğru. Ben onlara Atatürkperest diyorum.

- Mustafa Kemal diyenlerin bir kısmı inandığı değerler için bazen fanatikçe davranabiliyor...
- Hiçbir şeyin fanatiği olmamak lazım. Mustafa Kemal'in kendisi bile o kadar fanatik değil, savaş içinde inatçı ve fanatik ama savaştan sonra Lozan Konferansı'nda bile fanatik davranışlarını göremezsiniz. Tabii yaşın da getirdiği bir olgunluk var, ben de eski keskinliğimde değilim.

- İsminiz hala 1 Mayıs eylemleriyle anılıyor...
- 1 Mayıs'la benim ilgim, Sarper Özsan'ın bestelediği şarkıyı yorumlamamdan ileri gelmişti. Ben en son 1976 eylemine katılmıştım, katliamın olduğu yıl ise İzmir'de bir konserdeydim. Artık katılamıyorum. Bizim zamanımızdaki 1 Mayıs'lar biraz itişli kakışlı olsa da bir coşku taşıyordu. O günleri özlüyorum aslında.

- Yine adınız o zaman TKP ile de anılmıştı...
- Konserlere çıkıyordum, Türkiye İşçi Partisi'nin konserleriydi ama çok enteresan; benim için Maocu da dendi.

Nuh KÖKLÜ

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Alışveriş bahane eğlence şahane
 İç çamaşırı imparatorunun ardındaki sır
 Nişantaşılı duman altı olmayacak
 Osmanlı'nın enerji santrali artık kültür dağıtacak
 Aslında keramet yatakta
 Felaketten bile para kazanıyorlar
 Kiliseye itibarı iade ediliyor
 Çiçek Pasajı'ndaki Demciler Akademisi
 Fransa'da resmi davetler
 Servete mal olan saatler
 Köpeğinize kurabiye ödülü
 Eminem rekora koşuyor
 Satır arasında kalanlar
 Stil
 Vitrin
 Yenibosna'ya Ahıskalı göçü
 Mardin seni hiç unutmadım
 Mitterand'ın 'günah bebeği' artık bir yıldız
 Klasik meyhane geleneğini yaşatıyor
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Tavuklar yerine karılarımızı alın
Kanatlı hayvanları...
FİLİZ AKIN
Karayip Adaları ve salsa
Biz fena alıştık. Bayramda...
SUNAY AKIN
Yaşamı ayağa kaldırmak, yeniden!...
11 Eylül saldırısını...
Zeytinyağı bu topraklara doğanın bir armağanı
Selim Kantarcı zeytinyağı dünyasının çok sayıda ticari kuruluş, birlik ya da...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.