|
 |
 |
 |
|
| Ortaçağ bitti
|
|
Bıçakcı: Kim seçilirse seçilsin hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Nasıl ki Türkiye Cumhuriyeti'ne artık padişahlık yönetimi gelemez, federasyonda da ortaçağdan kalma zihniyetin egemenliği bitmiştir.
Futbol Federasyonu Başkanlığı'na bir kaosun peşinden gelen Levent Bıçakcı, ayrılış öyküsünü anlatırken, seçim kararı alma nedeninin "performans" değil, "çekişme" olduğunu açıkladı. Bıçakcı, Türkiye Futbol Federasyonu Yönetimi'ndeki bazı isimlerin geleceğin değil, geçmişin peşine düştüklerini ifade ederek, "Bugün başka oluşumlarda yer alan arkadaşlar, amaçlarının Türk Futbolu'nun iyiliği olduğunu belirtiyor. Unutmamalı ki, iyi niyetle de kötü işler yapılır. Cehennem yolları iyi niyet taşları ile döşelidir" dedi. 1,5 yıllık görev süresinde Federasyon'un gelirlerindeki artışa dikkati çeken, tüm kulüpleri, adaletli bir gelir dağılımı içine aldıklarını söyleyen Bıçakcı şöyle konuştu:
* Yönetim kurulundaki üyeler arasında bir zihniyet farklılığı olduğu muhakkak. Ancak özellikle benim çatışma yaşadığım bu farklı zihniyeti Türk futbol camiası yakından tanımaktadır. Bugün isimleri anılan birçok arkadaş geçmişte TFF, Milli Takımlar bünyesinde görev aldı. Bu dönemlerde Türk futboluna günlük başarıların dışında uzun vadeli ne kazandırıldı ona bakmak lazım. Geçmişteki hatalar üzerine gelecek inşa edilemez.
'DUR' DEMEK GEREKİYORDU
* Bu zihniyet farklılığı; federasyonu çıkar çevrelerinin çatışma alanı haline getirmeye başlarsa, o zaman önce bir düdük çalıp oyunu durdurmak lazım. Biz de bunu yaptık. Parçalı bohça haline gelmiş; attığınız her adımı engellemeye çalışan; sürekli ayağınıza dolaşan, sizi geriye çekmeye çalışan, arkanızdan konuşan, yıkıcı anlayışla savaşmaya ayırdığınız zaman mesainizin büyük bir kısmını almaya başlarsa; buna bir yerde 'dur' demek ve sizi seçmiş olan insanlara tekrar sormak ihtiyacınız doğar.
* Seçimlere gitme kararında etkili olan arkadaşların neden olduğu bu durumun yarattığı sonuçları hep beraber göreceğiz. Bu noktaya onların tercihi ile gelindi. Şimdi birçoğu aynı görevlere yeniden talip oluyor. Bu konuda takdir şüphesiz 215 delegenindir. Uluslar hak ettikleri yerde olurlar. Bunu unutmamak gerekir. Eğer genel kurulda geçmiş isimlerle yola devam kararı çıkarsa "Türk futbolunun hakkı da budur" demekten başka bir şey düşmez. Öte yandan içimiz kan ağlasa da "Genel Kurul'un takdiridir" der, susarız.
* Bazıları bireysel ikbal, dedikodu ve lafazanlıkla uğraşırken biz 99 kalem işi halletmiş, Türk futbolunun önünün açılması için ciddi önlemler almaya başlamışız. Bundan sonra hangi yönetim gelirse gelsin, artık geriden değil bu noktadan, bu kültürden başlamak zorundadır.
* Bu noktaya gelmiş olmak bile rahat uyumamı, aynaya bakabilmemi sağlamakta.
* Hem eski yönetimin içinde hem de futbol camiamızın içinde bu ilkelerde buluşabileceğimiz çok sayıda arkadaşımız var.
* Kim seçilirse seçilsin, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Nasıl Türkiye padişahlık rejimine dönemezse, futbol federasyonuna da ortaçağ zihniyeti bundan böyle egemen olamaz. Buna ne medyamız müsaade eder ne de başta hükümet olmak üzere toplumsal demokratik denetim sistemleri... Ben işler kötü gittiğinde kaçıp saklanmak için bu göreve gelmedim. Bizi haksızca eleştirenler bizden sonra ne olacağını mutlaka iyice düşünecekler. Yöneticilikte aslolan vizyon sahibi olmak, namus ve şereftir. Artık günümüzde karizma tipolojisi değişmiştir. Şeffaflık ve dürüstlük geçer akçedir. Bilginin bu kadar hızla dolaştığı ortamlarda göz bağcılıkla, eyyamcılıkla, popülizmle hiçbir yere gidilemez.
* Biz, çağa ayak uyduracak ve uluslararası alanda söz sahibi olabilecek bir Türk futbolunun, futbol ekonomisine hayati önem vermesi gerektiği tezimizi savunuyoruz. Ama bu uğraşılar uzun dönemde meyve toplamak adına gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla her adımın sonucunu hemen alma hedefimiz yok. Ancak her adımı doğru attığımızı düşünüyoruz. Geçtiğimiz günlerde sponsorlarımızla uzun bir toplantı yaptık. Tamamı "Sizle her projeye varız. Güvenimiz tam" dedi.
PLANLARIMIZ UZUN VADELİ
* Uzun vadeli davranma zihniyetimizin bir parçası olarak Milli Takımlarda da yepyeni bir yapılanma başlattık. Tüm dünyada ancak uzun vadeli planlama ve yatırım yapabilen ülkelerin futbolda başarıya koşabildiklerini görüyoruz. Teknik direktörümüz Fatih Terim, 2008 ve 2010 şampiyonalarının takımını yaratıyor. Özellikle basındaki bazı kalemlerimiz, gerek kulüp bazında, gerek Milli Takımlar bazında son iki üç yılda bir gerileme olduğunu, uluslararası alandaki başarılarda bir düşme olduğunu belirtiyorlar.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
