kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
İpekçi cinayeti Türkiye'de sonun başlangıcıydı
ŞAKA - Zoberade
Bıçak ve kalem nasıl kullanılmalı

İpekçi cinayeti Türkiye'de sonun başlangıcıydı

Bugün 26 yaşında olanlar için 1979, doğdukları yıldan öteye bir anlam taşımıyor. Ama yaşını başını almış ve yaşadıkları zamanı bilinçle değerlendirmiş insanlar için 1979, Türkiye'nin örtülü bir iç savaştan, 12 Eylül 1980 askeri müdahalesine doğru hızla sürüklendiği bir yıldı.
Dün cezaevinden salıverilen Mehmet Ali Ağca'nın Abdi İpekçi'yi vurduğu 1 Şubat 1979 günü, Humeyni de İran'a dönmüştü. Humeyni'nin İran'a dönmesinden iki hafta önce Şah Rıza Pehlevi, Tahran'dan bir uçağa binip, Mısır'a kaçmış, tahtını ve ülkesini ebediyen terk etmişti.
Yani sadece Türkiye değil, tüm Ortadoğu kaynıyordu.
İpekçi'nin vurulduğu akşam ben trenle Ankara'ya gitmekteydim. Haberi trende aldım. Ankara'da trenden inince doğru Başbakanlığa, o zaman Başbakan olan Ecevit'e gittim. Özel Kalem Müdürü olan Kemal Güçyener beni bekletmeden Başbakan'ın yanına aldı.
Duyduğum üzüntünün ve yaşadığım heyecanın etkisiyle, Ecevit'e bir nefeste şunları söyledim:
- Abdi İpekçi öldürüldü. Bunun ne anlama geldiğini en fazla sizin bilmeniz gerekir. Hemen ana muhalefet lideri Süleyman Demirel'i davet edin. Kavgayı ve çekişmeyi bırakıp, CHPAP koalisyonu kurun. Bunu yapmazsanız, ilerde meydana gelecek gelişmeleri önleyemezsiniz.
Ecevit beni dinledikten sonra, "Bu mümkün değil. Ayrıca benim öğle yemeğinde Senato Başkanı Sayın Sırrı Atalay'la randevum var" cevabını verdi.
Ben sinirlenmiştim, bu yüzden de galiba ölçüyü kaçırmıştım. Ecevit'e yakın geçmişte benzer ortamlarda neler olduğunu, Çankaya Zirveleri'ne bazı siyasilerin nasıl zorla götürüldüklerini hatırlattım, "Siyasette boşluk olunca askerler bunu doldurur" falan dedim.
Ecevit benim üslubumdan rahatsız olduğunu ima edince de çıktım odadan.
Bu defa Güniz Sokak'a, Süleyman Demirel'in evine gittim. Demirel çok üzgündü, sarıldı ve "Abdi Bey'i kaybettik, perişanım" dedi. Ben bir yalan söyledim o anda,
- Başbakan'ın yanından geliyorum. Sizinle görüşmek istiyor, dedim.
Demirel yüzüme baktı, "İpekçi'nin kaybı seni etkilemiş, hayal görüyorsun. Ecevit benimle görüşmez" diye cevap verdi. Sonra ekledi,
- Ben senin ne yapmak istediğini biliyorum. İkimizi yan yana getirip, birlikte fotoğrafımızı çekeceksin. Sonra da fotoğrafı gazeteye basıp, "Abdi İpekçi'yi bunlar öldürdü" diye manşet atacaksın. Haksız da olmayacaksın.
Demirel daha sonra şunları söyledi:
- Abdi İpekçi'nin cenazesinde gözümü Ecevit'e dikeceğim. Bana selam verip, gülümserse, koluna gireceğim. Ne isterse onu yapacağım. İster koalisyon, ister başka bir şey. Sana söz veriyorum.
Abdi İpekçi'nin Teşvikiye Camii'ndeki cenazesinden sonra, o zaman Adalet Partisi İl Başkanı olan Hüsamettin Cindoruk bana geldi. Demirel'in mesajını getirdiğini söyledi. Demirel "Ben Barlas'a verdiğim sözü tuttum. Gözümü cenazede Ecevit'e diktim. Yüzüme bile bakmadı, selam bile vermedi" demiş.
12 Eylül 1980 sabahı, Demirel ve Ecevit'in götürüldükleri Çanakkale'deki askeri tesisi aradım ve Demirel'le görüşmek istediğimi söyledim. Hemen bağladılar. Durumunu sorduktan sonra "Artık Ecevit'le görüşüyorsunuzdur" dedim. Demirel güldü, "Hayır, sadece aynı denize bakıyoruz" dedi.
Bu anlattıklarımı daha önce de yazdım. Mehmet Ali Ağca tahliye edilince bunlar yine geldi aklıma.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yeter ki sen beni dostlarımdan koru!   / 12-01-2006
 Eski bayramlarda "Bayram Gazetesi" vardı...   / 11-01-2006
 Picasso'ya karşı büyükbaş hayvan pazarı mı?   / 10-01-2006
 Patron olmak mı emekçi olmak mı zordur?   / 09-01-2006
 Fehmi Koru'nun yemeğinde Başbakan da vardı   / 08-01-2006
 Kuş gribi ve aynı teknedeki insanlar...   / 07-01-2006
 AB'ye uyacakken yine V-Y-Z'ye uymaya mı karar verdik?   / 06-01-2006
 Herkes Cumhurbaşkanı olabilir ama Başbakan olamaz   / 05-01-2006
 Bu bilgilere sahip olmasanız ne fark eder ki?   / 04-01-2006
 Okur beklentileri ile yazar gündemleri neden farklı...   / 03-01-2006
REHA MUHTAR
Uçan sözcükler...
Kimin yazdığını...
EMRE AKÖZ
Atatürk'ün rakısından getir, bir de Fenerbahçe...
MEHMET BARLAS
İpekçi cinayeti Türkiye'de sonun başlangıcıydı
Bugün 26...
MAHMUT ÖVÜR
Söz burs mağdurlarında
Yurtdışında burslu okuyan...
SAVAŞ AY
Abdi Bey, kurşunun kırdığı kalem ve o gece
"Böyle...
HINCAL ULUÇ
Bindiğimiz dalı kesme yarışını kim kazanacak?
Sunday...
İLKER SARIER
Gaz ve formül
Biraz gecikmeli de olsa konuya girelim.
İki proje tek hedef
İki proje tek hedef
Seyrantepe arazisinde en yetkili isim olan Şişli Belediye Başkanı...
Yeni gözde Borgetti
Yeni gözde Borgetti
Beşiktaş, Bolton'da forma giyen 32 yaşındaki Meksikalı golcü için...
Kriz masada değil telefonla yönetilir
Başbakan, kuş gribi kriz masasının başında olmadığı yönündeki...
Baykal: Sınavı kaldıracağız
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin artık seçim ortamına...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu