kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
 
'Po-Man' = 'Popo-Adam'
'İktidarsız entel'

'Po-Man' = 'Popo-Adam'

General Motors firması 1960'larda 'Chevy Nova' adını verdiği bir otomobil üretir. ABD'deki satışlar fena değildir. Ne var ki Latin Amerika ülkelerinde büyük bir fiyasko ile karşılaşılır: Nova satmamaktadır! Niye? Çünkü 'Nova' (nova) İspanyolca'da 'gitmez' demektir. Eh gitmeyeceğini kendisi söyleyen bir otomobili kim satın alır? Bu konuda başka örnekler de birikmiş durumda: Mesela Buick, dört kapılı bir otomobile 'La crosse' adını vermişti.
Ancak Quebec'te (Kanada) ciddi sorunlarla karşılaştı. Çünkü orada Fransızca konuşuluyordu ve 'la crosse' gençlik argosunda 'mastürbasyon' için kullanılıyordu.
Tabii bu tip hatalardan 'sıyıran' firmalar da var. Mitsubishi Montera'nın ilk adı 'Pajero'ydu. Yöneticiler son anda bu kelimenin İspanyol argosunda cinsel ilişki için kullanıldığını (bizdeki 'aganigi' gibi) fark edip 'Montera'ya döndüler.
Birbirine nispeten yakın kültürlerde de benzeri uyumsuzluklar oluyor. Mesela İngiliz otomobil üreticileri Almanya'ya ihracat yapacakları zaman 'mist' (sis, buğu) kelimesini kullanmamaya özen gösteriyorlar.
RollsRoyce firması Silver Mist ( Gümüş Sis ) modelini 'Silver Shadow'a (Gümüş Gölge) çevirerek Almanya'ya göndermişti. Çünkü İngiliz kültüründe romantik çağrışımları olan 'mist', Almanya'da 'gübre' anlamına geliyordu.


Aslında yabancı dil ve kültürlerin azizliğine uğrayan sadece otomobil firmaları değil. Kozmetikten giyime birçok firma benzeri sorunlarla karşılaşıyor.
'Sabah Business' dergisinin Aralık 2005 sayısında Doris Ho'nun 'Çin Pazarına Hangi Dilde Girilir' başlıklı ilginç bir makalesi var. Çin müthiş bir pazar ve orada tutunan markalar acayip kâr yapıyor. Ancak ürünün adını yanlış seçerseniz... Yani malınızın Çince'de olumsuz çağrışımları olursa... Çuvallıyorsunuz.


Tabii bu satırları okuduktan sonra... "Tamam ama Çin'de ya da başka bir ülkede ne işim var?.. Ben Türkiye'ye, Türkler'e, Türk kültürüne hitap ediyorum" diyen işadamları, yöneticiler, reklamcılar olacaktır....
Onları da uyarmamız gerek: Fazla yerel düşünmeyin! Çünkü sermayenin ve dolayısıyla emeğin, kültürlerin, dillerin ve hatta hastalıkların küreselleştiği çağımızda, fazla 'yerel', fazla 'ulusal' düşünmek olmadık hatalara yol açabilir.
Örneğin son günlerde gazetelerde ve TV'lerde gördüğümüz, çizgi film tarzındaki 'Po-Man' reklamı...
Hani kötü benzin yüzünden öğrenci minibüsü kara saplanıyor... Bizim oğlan, o gün içine işleyen soğuğu asla unutmuyor... Büyüyünce Petrol Ofisi'nde çalışmaya başlıyor... Derken onun Po-Man (ister 'pomen' diye okuyun, ister 'poman' diye) adlı bir süper kahraman olduğu ortayla çıkıyor, falan filan.
Şimdi gelelim malum zurnaya:
'Po', Almanca, 'popo' demek!
"Eee, ne olmuş yani... 70 milyonda kaç kişi Almanca biliyor ki" denebilir.
İşte yukarıda 'küreselleşme' derken anlatmaya çalıştığım tam da buydu... Küreselleşmeyi sadece İngilizce'nin yayılması olarak görmemek gerek.
Bakanlığın istatistiklerine baktım... Geçen yıl Türkiye'ye 20 milyondan fazla turist gelmiş. Bunların en azından 5 milyonu (Almanlar, Avusturyalılar, İsviçreliler) Almanca konuşuyor. Bir de bunlara bizim 'Alamacılar'ı, uluslararası firmalarda çalışanları, Almanca eğitim yapan liselerin öğrencilerinimezunlarını ya da Mesut Yılmaz gibi Almanca bilen siyasetçilerimizi, yöneticilerimizi, kültür adamlarımızı ekleyin...
Hatırı sayılır bir rakama ulaşıyoruz:
Bunca insan 'Po-Man'a bakıp bakıp, 'popo', 'ho-ho' diye gülmeyecek mi? Sonra da bunu (tam da benim başıma geldiği gibi) arkadaşlarına anlatmayacak mı?
'Po-Man' tiplemesinin, benzin satışlarına nasıl bir katkıda bulanacağını zaman gösterecek. Ancak Türk-Alman mizah kültürüne şimdiden büyük bir katkıda bulunduğunu söylemek mümkün.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İnşallah ben yanılırım!   / 06-01-2006
 Yalova'nın şen kızını kandıralım alalım...   / 05-01-2006
 İnsan biraz tutarlı olur!   / 04-01-2006
 Woody Allen neler talep etti?   / 03-01-2006
 Avcı, cani midir?   / 02-01-2006
 Asıl bizim kâbusumuz   / 30-12-2005
 Acaba Türkçe, Kürtçe'ye niye iltifat etmedi?   / 29-12-2005
 Hakaret mi eleştiri mi?   / 28-12-2005
 En kötüsü tok hırsız!   / 27-12-2005
 Tek parti hükümeti koalisyondan iyidir   / 26-12-2005
EMRE AKÖZ
'Po-Man' = 'Popo-Adam'
General Motors firması...
MEHMET BARLAS
Patron olmak mı emekçi olmak mı zordur?
Patronlar da,...
İLKER SARIER
Halkla birliktelik
Hayatta hiçbir şeye, "lumpen...
YAVUZ BAYDAR
Altaylı'nın rotası
Yıl biterken Sabah'ın kaptanı...
Gökhan bombası
Gökhan bombası
Beşiktaş, Gaziantep'ten Gökhan Güleç için bastırıyor... Transfer...
Ya para, ya FIFA
Ya para, ya FIFA
"Bayramdan sonra paranız ödenecek"sözü veren Canaydın'a Tomas ve...
Düello dostlukla bitti
"Çarıklı" lakaplı efsane siyasetçi AP'li İhsan Ataöv, beş dönem...
'Bir kuş tek kanatla uçmaz'
Kültür ve Turizm Bakanı Attila Koç, Siirt'te her biri 100 öğrenci...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu