kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Bu yıl neleri sevdim?
Bu yıl neleri sevdim?

Bir de baktım ki, bu hafta yazım yılın son gününe denk gelivermiş. Eh, bu durumda günün "mana ve ehemmiyetine" uygun bir şeyler döktürmem gerekti ister istemez. Ben de oturdum, bu yıl iki kentimde, Paris'te ve İstanbul'da sevdiklerimin bir listesini yaptım. Paris ve İstanbul sokaklarında yürümeyi çok sevdim yine bu yıl. Pont des Arts Köprüsü'nden geçmeyi, orta yerinde durup Seine Nehri'ne ve altın kubbelere bakmayı. Saint Germain'in edebiyat kahvelerinde, Bastille barlarında bir şeyler içmeyi, Opera sahnesinde 35 kuğunun dansını, Chatelet sahnesinde Pina Bausch seyretmeyi, elli yıldır cazın bütün ilahlarının resmi geçit yaptığı New Morning'de caz dinlemeyi sevdim. Çin mahallesinin şamatasına, salaş lokantaların eğlencesine, Paris Moda Haftası'nın havalı partilerine duhul olmayı, bozulmamış mimariyi seyretmeyi, bir binada iki asır önce kimbilir kimlerin oturduğunu düşlemeyi sevdim. Şili'li, Fas'lı, Kore'li arkadaşlar edinmeyi, Hint, Çin, Kolombiya mutfaklarını tadmayı, Tayland danslarını, İran sinemasını, İtalyan mimarisini keşfetmeyi, yani bu şehirden çıkmadan yüz ayrı kültürle tanışmayı sevdim. Her hafta aynı kafede oturup, aynı çayı ısmarlayıp Sabah için yazımı yazmayı çok sevdim. Ivır zıvırdan zevk almayı da çok sevdim. İlle de her zaman "yüksek sanatla; Bach'ın müziği, Hint minyatürleri ya da Bizans mozaikleriyle mutlu olacak değiliz ya, arada bir manavda domates seçmek, balıkçıyla hangi balığın Akdeniz'de daha kaslı olduğunu tartışmak, çocuklarla Monopoly oynamak da muhteşem zevklerdi bence. Ve tabii İstanbul'a gelişlerimi çok sevdim. Uçaktan iner inmez arkadaşlarımla sevdiğimiz lokantalarda buluşup daha Paris havaalanındayken ısmarladığım yemekleri yemeyi, İstanbul Modern'de, Sabancı ya da Pera Müzelerindeki sergileri kovalamayı, aile buluşmalarını, anneme kendi anneliğimi anlatmayı sevdim. Kazandibiyle, zeytinyağlılarla, mantılarla hasret gidermeyi sevdim. Bütün kış çektiği hastalıktan ve gördüğü tedaviden kurtulan arkadaşımın hayata dönüşünü kutlamayı sevdim. Politikaya hiç girmeyelim isterseniz, çünkü aklı başında herkes gibi ben de bu yıl sevecek pek bir şey bulamadım. 2006'da ise daha çok şey sevmeyi umuyorum çünkü ben ocak aylarına bayılırım. Kendi kendime yeni sözler vermenin zamanı gelmiştir çünkü. Sene değiştirmekle hayatın mucizevi bir şekilde değişmediğini kabullenir, bir şey değiştirmek istiyorsam işe koyulmam gerektiğini hatırlarım çünkü. Dolayısıyla da yarını heyecanla bekliyorum. Senenin ilk gününde ise, nasıl desem, yorgun bir "parti sonrası" tadı vardır çünkü. Misafirler gitmiş, makyaj bozulmuş, topuklu ayakkabılar çıkmıştır. 31 Aralık eğlencesinin "aforizması" bitmiş, ev temizleme, kül dökme, boş kadehleri toplama faslı başlamıştır. Aynen parti sonrasında hafif bir başağrısıyla ev temizler gibi, yarın hayatın tozunu da almanın, sevecek yeni şeyler bulmanın tam vaktidir, inanın bana...

Sedef Ecer

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Daha iyisini bulacağım diye aşkı kaçırıyoruz
 Bana bir kedi yaz
 Gribi evde tedavi edin
 Bana otomobilini söyle sana saatini söyleyeyim
 Avrupa'ya Türk işi 'Fantezi'
 Hande'nin yeri 'apayrı'
 G.O.R.A'nın senaryosu da çalıntı mı?
 Yumuşak bir dokunuş
 Ünlü şairin yaptığına bak
 Şarkının bestecisi kim?
 Aynalar çalıntı mı?
 Mahkemelik kitap
 Kafka bile yapmış
 Kara Üzüm türküsüyle ceza aldı
 Film ile oyun bu kadar benzer mi?
 Stil
 Vitrin
 Bir yıl böyle geçti
 Gazeteci yazarların gözünden geçtiğimiz yılın analizi
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Tek bekleyen annesiydi
Bir seferinde arkadaşım...
FİLİZ AKIN
Roma tatili
Hep kemoterapi, radyoterapiye gidecek...
PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA
Yoğurt, probiyotik, prebiyotik ve bağışıklık...
60 yıldır iyi etin peşinde
Beyti Güler eti ve onu pişirmesini en iyi bilen kişi olarak tanınır. 1945'ten...
En leziz rakı mezeleri
Türk mutfağının özel tatlarıdır mezeler. Sofranıza renk katacak bu lezzetlerle...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.