Sıcak para Türkiye'den 2005'te yüzde 24.2 kazandı
Türkiye, sıcak paraya yüksek getiri sağlamaya 2005'te de devam etti. Bu getiri Hazine kağıtlarında yüzde 24.2 olurken hisse senetlerinde yüzde 69 düzeyine vardı. 2001 krizi sonrası ekonomide ve siyasette sağlanan istikrarın, AB yolunda alınan mesafenin ve uluslararası sermaye hareketlerinin sonucu olarak reel faizlerin düşmesine karşılık, sıcak sermayenin getirisi aynı hızla azalmıyor. Çünkü, sıcak sermaye faiz ve normal getiri yanında kur düşüşünden ikinci bir kazanç elde ediyor. Bu şekilde bonoya yatırım yapanların 22 yılda 24 kat, hisse senetlerine yatırım yapanların 20 yılda 29 kat getiri sağlayabileceğini hesapladık. Tabi yabancı yatırımcıların, 1989 sonrası Türkiye'ye yatırım yaptıklarını eklemek gerekiyor. Daha öncesinde yabancılar yok. Türkiye Hazinesi dolardan bonoya geçenlere yüksek kazanç sağlamaya dördüncü yıl da devam etti. 2005'in başında dövizini bozdurup Hazine ihalelerinde oluşan ağırlıklı ortalama faizden kağıt alan ve yıl sonunda yeniden dolara dönenler yüzde 24.2 kazanç elde etti. Bu getiri 2004'e göre 6.6 puanlık gerilemeye işaret etmesine karşılık, çok yüksek. Hazine kağıtlarının dolar bazında en yüksek getirisi yüzde 46.3 ile 2003'te gerçekleşti. Bitişikteki tablodan izlenebileceği gibi, ikinci en yüksek kazanç yüzde 44.6 ile 1994 krizinin hemen sonrasına denk gelen 1995'te sağlandı.
Kur düşüşünün etkisi Hesaplama dolar bazında, yabancılar veya dolardan bonoya ve borsaya geçenlerin getirilerini hesaplamak amacıyla yapıldığı için, enflasyon dikkate alınmadı. Dolar kuru olarak da, geçmiş yıllarda olduğu gibi, yıllık ortalama alındı. 2005 için henüz bu rakam açıklanmadı. Ancak DPT'nin 11 aylık hesaplamalarına aralık ayını da ekleyince 2005'de ortalama dolar kurunun 1.3415 YTL olduğunu belirledik. Bu da, programın ve tahminlerin altında bir düzey. Bir önceki yıla göre kayıp yüzde 5.7. Ortalama kur açısından bakıldığında dolar, liraya karşı son üç yılda giderek geriliyor. Sıcak paraya ve kısa vadeli sermayeye yüksek getirinin önemli bölümü artık buradan kaynaklanıyor.
Yerliye bir yabancıya üç Bu gerileme yatırım araçlarının dolar bozdurarak veya bir yabancı için bonoya ve borsaya yatırımının getirisini yükseltiyor. Örneğin, tüketici enflasyonundan arındırarak yurtiçi yatırımcılar için hesapladığımız dünkü tabloda, bononun reel getirisi yüzde 8.2 idi. Türkiye'deki enflasyon yabancıyı ilgilendirmediğinden hesaba katılmadı. Bozdurduğu doları yüzde 5.7 daha düşük fiyattan alıp yerine koyması mümkün. Bu nedenle hem enflasyon hem de kur farkından yüzde 8.2'lik reel getiri yüzde 24.2'ye geliyor. Yabancının bono kazancı yerlinin üç katına çıkıyor. 22 yılın ortalamalarına göre bono dolar bazında her yıl yüzde 16.9 kazandırmış. Burada kayıplı yıl sayısı sadece 4. Bu kayıpları toplamdan çıkardıktan sonra geriye kalan ortalama getiri bu. 22 yılın bileşiklendirilmiş getirisi yüzde 2.512'ye ulaşıyor. 22 yılda 24 katlık bir getiri söz konusu oluyor.
Borsada 29 kat getiri Aynı hesaplamayı borsa için yaptığımızda 2005'teki nominal yüzde 59.3'lük getiri yüzde 68.9'luk dolar bazlı getiriye dönüşüyor. Borsanın da son üç yıldır dolar bazında yüzde 40-80 arasında getiri sağladığı dikkati çekiyor. Hisse senetlerinin 20 yıllık dönem için, dolar bazlı yıllık ortalama getirisi yüzde 54.9, bileşik getirisi yüzde 2.980 veya 29 kat. Yabancıların, borsayı ve bonoyu neden yerlilerden daha çok sevdiğini bu rakamlar ortaya koyuyor. Yerli bir kazanırken yabancı üç kazanıyor. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın deyimiyle yabancı sermaye Türkiye'ye geldiğinde "iki kez gagalıyor."
Sonuç "Yeryüzünün en büyük imparatoru menfaattir" Montesqueu
|