kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
  » Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Toz duman olmayacağız


Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Gül, Avrupa Birliği'nden Güneydoğu'daki çalışmalara, AK Parti içindeki karışıklıktan ideolojik tartışmalara 2006 gündemini SABAH'a değerlendirdi.

1- İdeolojik tartışmaya çekmek, toz duman yaratmak isteyenler var
2- Toz dumanın içinde olmayacağız. Bunları ademe göndereceğiz
3- Dülger'in sözleri üzerinde tartışmaya girmeyeceğim
4- Kökten gelen ABD düşmanlığı körükleniyor
5- Kıbrıs'ta biraz da başkaları telaşa düşsün, niye hep biz düşelim

Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile sohbetimizin 2006 üzerine oluyor. AB, Kıbrıs, Irak, bekleyen tehlikeler ve partisinde son dönemde ortaya çıkan "kuşatılmış duygusu" üzerine yoğunlaşıyoruz. Gül, öncelikli sorun olarak hükümetini ve partisini bazı polemikler içine çekip toz duman etmek isteyen çevrelerin bulunduğundan kuşku duyuyor. Bu tartışmalara kesinlikle girmeme kararı aldıklarını bildiriyor. Kabine değişikliği için ise "Başbakan'ın takdiridir" diyor. Sorumuz üzerine, bu konuda kendisine "Başbakan'dan bir mesajın henüz ulaşmadığını" kayda geçiriyor.

BARIŞ SÜRECİNE İMZA
Filistin ve İsrail tarafları ile ayrı ayrı protokol imzalayıp Türkiye'nin Ortadoğu'daki barış sürecine attığı en önemli imza olan Erez Serbest Bölgesi ile sohbeti başlatıyoruz. AB ve ABD'de Filistin-İsrail barış süreci üzerine konuşanın çok olduğunu belirtiyor. "Ancak adım atan yoktu, barışı sağlayacak ekonomik ilk adımı biz attık" diyor. İsrail'in Doğu Kudüs'teki Filistinliler'e 25 Ocak'ta yapılacak seçimde bir yabancı ülkedeymiş gibi oy kullandırma girişiminin yarattığı sıkıntı üzerinde duruyoruz. Geçen yılki seçimlerde de benzer sorunla karşılaştığını, girişimleri sonucu Doğu Kudüs'teki 300 bin Filistinlinin tam olmasa bile oy kullanma hakkını elde ettiğini anımsatıyor. "İsrail tarafından aldığım izlenim 25 Ocak'ta yapılacak seçimde Doğu Kudüs'teki Filistinlilerin oy kullanmasında bir sorun olmayacağı yönünde" diyor. Gül, sorularımızı yanıtlarken başlıklar halinde şunları söylüyor:

GÜNEYDOĞU'DA ANKET YAPILIYOR: Başbakan'ın talimatıyla özel bir şirketin Güneydoğu'da yaptığı anketin bir kısmı bitti. Bir kısmı devam ediyor. Ekonomik ve sosyal analize yol açacak tahlillere dönük bir çalışma yapılıyor. Hep başkaları, yabancılar yapacak değil ya...Başbakan'ın başkanlığında gerçekleşen güvenlik toplantısı belirli periyodlarla yapılacak. Olağanüstü bir şey yüklemeyin. Konuşulacak bir çok şey oluyor, MGK içinde bu tip konuların konuşulması da o format içinde olmuyor. Onun için format dışında da bir araya gelinebilmeli. Başbakan'ın böyle bir fikri vardı. O çerçevede yapılıyor.

MGK'YA ALTERNATİF DEĞİL: Amaç formel yerine daha serbest bir ortam yaratmak. Sadece terör bağlamında değerlendirmeyin. Bunun dışında çok daha konuşulacak konular var. Çünkü MGK'da özel bölümde de bir konu ele alınıyor ve sadece o konu üzerinde konuşuluyor. Özel bölümdeki konu da formel.

İDEOLOJİK TARTIŞMAYA GİRMEYİZ: 2006 bizim için sıkıntılı değil. Ama çok şey yazılıp çiziliyor. Bizi ideolojik tartışmaların içine çekmek için çaba sarf edenler var. Bir toz dumanın ortaya çıkması şeklinde. Biz bu ideolojik tartışmaya girmeyeceğiz. Toz duman içinde olmayacağız. Tartışmaya katılmayacağız. Onları ademe göndereceğiz. Biz dönemimizin sonuna kadar işimizin başındayız. Enerjimizi başka yerlere harcamamız halka verdiğimiz sözlerimizin yerine gelmesini, yapacaklarımızı eksiltir.

BAŞKA YERLERİN OYUNU: Siyasi partilerden bu tür şeylerin geliyor olması şart değil. Başka yerlerden de politik oyunlar olabilir. Ama biz onlara bakmadan yapısal sorunları çözmek için yolumuza devam edeceğiz. Mücadeleyi sürdüreceğiz.

DÜLGER'İN SÖZLERİ: (AK Parti Milletvekili Mehmet Dülger'in, Başbakan'ın türbanlı eşiyle Çankaya'ya çıkmasının Türkiye'yi sarsacağı yönündeki açıklamaları için) Bunlar üzerinden konuşacak tartışacak bir şeyimiz yok. Yapacak çok işimiz var. Partide bu işlerle ilgili arkadaşlarım da ilgilenirler.

İÇKİ-TÜSİAD-REKTÖR: Geçti gitti işte; bunlar da oldu bitti. İşimize bakmalıyız. Rektör konusu da hükümet ve partinin işi değil. Bu hale getirilmek istendi. Ama olmadığı da görüldü. Ben basının yetkilileri ile konuştuğumda bana 'Bunları ciddiye mi alıyorsunuz. Bizim de tiraj kaygımız var, onun için bu haberler yapılıyor' diyorlar. Tabii ki komplike bir durum. Bazı şeyler basında da var. Hükümetimizde de böyle bir kuşatılmışlık kaygısı da yok.

ZİYARETLERİN NEDENİ: Son dönemde Türkiye'ye yapılan ziyaretler konusunda söylenen, yazılıp çizilenlere bakın. Meclis'te bütçe görüşmesinde, ardından basın toplantısında, daha sonra Mısır gezisinde kaç kez söyledim. Ama kaynağı belli olmayan bir haberin peşinden gidiliyor. İsrail'de çıkan bir haber Almanya'ya dayanıyor. Onun da gerçek olmadığı görülüyor. Ama bunlar yazılınca bütün Arap coğrafyasında, komşularımızda etkisi farklı oluyor. Oysa bunlar rutin, açık görüşmeler. Bugüne kadar açık olmayan, komşularımızdan kaç ziyaret gerçekleşti. Mesela NATO Genel Sekreteri geldi. İş görüşmesini ağırlıklı olarak benimle yaptı. Ama ertesi gün çıkan haberler beni de şaşırttı. Arkadaşlarıma dosyalarımızı bir daha okuyalım, acaba konuştuk da ben mi hatırlamıyorum, diye baktım. Bizden üs talebi olmadı.

ABD DÜŞMANLIĞI: Türkiye'de çok kökten gelen ABD düşmanlığı körükleniyor. Bundan önce yine oldu. Önce gazete manşetleriyle başladı. Ondan sonra döndü geldi, hükümet sanki bu işin içindeymiş gibi bir noktaya uğradı.

3 EKİM ÜZÜNTÜSÜ: Yılın son günü 2005 ile ilgili değerlendirmeler yapılırken AB ile ilgili durum beni üzdü. Sanki 3 Ekim 2005 AB konusunda sıradan bir olay gibi geçip gitti. Niye böyle oldu diye değerlendirince, son aylardaki polemiklerin buna neden olduğunu anladım.

NUMARATÖR DÖNÜYOR: AB konusunda numaratör dönüyor. Böyle gidersek 2012'de müzakere süreci biter ve 2014'te üyelik olur. Yani 6 yılımız var. Bir bakmışsınız yıl akıp gitmiş. Bu olsa da olmasa da bizim asıl misyonumuz Türkiye'nin AB standardında bir ülke haline gelmesidir. Yoksa kısa vadede bu olaylar geçer gider. Halkın bu konuya desteğini arttırmamız gerekir. Bu işten neler kazandığımızı da konuşmamız gerekir. AB'ye taviz vereceğimiz de ne var ki; daha önce verilmemiş hak, hukuk ve demokrasiyi vermişiz.

KIBRIS SORUNU: Kıbrıs dünyanın en kronik meselelerinden biri. Biz hemen her şeye başlangıçta hayır demeden, karşı taraf ne diyor, bir de ona bakacağız. Kıbrıs'ta her iki tarafın kabulleneceği, birlikte yaşayacağı bir çözüm bulunmalı. Bunların hepsi bir mücadeledir. Telaşa biraz da başkaları düşsün. Niye hep biz düşelim. Kıbrıs'ta temaslar da kesilmez. 70 milyonun geleceğini kim nereye teslim edecek. AB de stratejik geleceğini 600 bin kişinin ipoteğine teslim edemez. Biz bununla birlikte uzlaşmacı tavrımızı göstereceğiz. 3 yıl önceki KKTC ile bugünkü aynı değil. Ayrıca müzakere çerçeve belgesinde de öyle bir şey geçerli değil. Müzakereler biter, ondan sonra olup olmayacağına bakılır. Bakarsınız Fransa'da bir tek milletvekilinin oyuyla da olmayabilir. Önemli olan bu konularla ilgilenip yapılacak olanı yapmaktır. Siyasi sürecin başlaması önemlidir.

IRAK ZATEN 3 PARÇA: Irak zaten üçe parçalanmıştı; 36 ve 34'üncü enlemler olarak. Şimdi yeniden yapıştırılmaya çalışılıyor. Tabii çok zor bir işlem. Çünkü 30 yıl idare edenler de farklı yollara gitmişler. Yeniden krallık da olmaz. Onun için yapıştırmaya uğraşılıyor. Biz de çok uğraş veriyoruz. Seçime katılmak istemeyenleri katmak için uğraştık. Şimdi geniş tabanlı bir hükümet olması için uğraşıyoruz. Herkesin elini taşın altına sokacağı, harçta payı olduğu bir yapı çıkmalı. Biz sadece Sunilerle de uğraşmıyoruz. Herkes bize gelip gidiyor. Sunileri seçime sokma çabamız da takdir gördü. Seçimin önemli bir kesim tarafından boykot edilmemesi önemliydi. Bunda da başarılı olduk.

İRAN'IN DURUMU: Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a Hariri suikastı ile ilgili yargılamanın Gaziantep'te olması mesajını götürmeden önce BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile de görüştüm. Viyana'da olmasını da destekliyoruz... İran'ın ise tabii ki nükleer enerji üreten bir tesise sahip olma hakkı vardır. Ama bunu nükleer bir güç haline çevirecekse bundan da rahatsız oluruz. Onun için Uluslararası Atom Ajansı ile çalışmalarını öneriyoruz.

1 2 3 4 5
 
DİĞER SİYASET HABERLERİ
 AİHM'den Türkiye'ye jest
 İçtüzük ve RTÜK için uzlaşma arayışı
 Başbakan'ın Cumhurbaşkanı olma hakkı var
 Şaron ölse de bu imza atılacak
 Dubai Emiri Mahdum'a son görev
 Dünyanın en şık lideri Karzai'den samimi ziyaret
MAHMUT ÖVÜR
CHP'nin 4 üvey evladı
CHP Merkez Yürütme Kurulu, parti...
YAVUZ DONAT
Karne
Türkiye bayram tatiline giriyor... Okullar tatil..
Dostları acılı gününde Can'ı yalnız bırakmadı
Sanatçı Sibel Can'ın önceki gün yaşamını yitiren annesi Sezer...
Eurovision temsilcimiz Sibel Tüzün
TRT Genel Müdür Vekili Ali Güney, 18-20 Mayıs 2006 tarihleri arasında...
Doğu'da ölüm kanat çırpıyor
Doğu'da ölüm kanat çırpıyor
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hastanesi’nin çocuk servisindeki uzun...
Ölenler ikiye çıktı, şüpheli 23
Ölenler ikiye çıktı, şüpheli 23
Koçyiğit ailesinden bir kişi daha yaşamını yitirdi. Fatma Koçyiğit...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu