|
|
"İşsizlik oranını %9.8 olarak bekliyoruz"
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, yaşanan olumlu gelişmelere rağmen, moralleri bozmaya çalışanların, beklentileri kötüleştirerek Türkiye'ye zarar verdiklerini belirtirken, ''sürekli olumsuzluk havası oluşturmak, sürekli farazi risklerden bahsederek felaket tellallığı yapmak, bu ülkeyi sevmekle bağdaştırılamayacak yaklaşımlardır'' dedi.
Devlet Bakanı Babacan, 2005 yılı makro ekonomik gelişmeleri ve 2006 yılı Hazine Finansman Programına ilişkin, Hazine Müsteşarlığı'nda basın toplantısı düzenledi.
Babacan, 3 yıl içinde yakalanan
ilerleme, gelişme ve değişim kararlılığının, bundan sonra da sapma olmadan devam edeceğini, Türk halkının hükümetine duyduğu güvenin, hiç bir hal ve şart altında sapmaya uğramasının da söz konusu olmayacağını söyledi.
Ekonomik gelişmelerin, beklentilerin ve morallerin yüksek olmasının son derece önemli olduğunu ifade eden Babacan, ''beklentinin kötü olduğu ve bozulduğu bir ortamda, hem yatırım hem tüketim geriler.
Halkımız tüketimi azaltmaya başlar. İşadamlarımızı yatırım niyeti varsa bile bunu ertelemeye başlar. Böylece ekonomi zarar görür'' şeklinde konuştu. ''Bu ülke hepimizin, herkesin elbirliğiyle çocuklarımızın, torunlarımızın daha iyi bir Türkiye de yaşıyor olması için çalışması gerekiyor'' diyen Bakan, şunları kaydetti:
''Sürekli olarak olumsuzluk havası oluşturmak, sürekli farazi risklerden bahsederek, felaket tellallığı yapmak, bu ülkeyi sevmekle bağdaştırılamayacak yaklaşımlardır. Üstelik böylesine tutum içinde olanların haksızlığı son 3 yıl içinde defalarca ispatlanmış ve kendileri kredibilite kaybına uğramışlardır.
Türkiye'nin kazanımlarını geri döndürmek, Türkiye'ye geçmişin acılarını yaşatmak, Türkiye'yi yeniden bir kaos içine çekmek isteyenler, karşılarında önce halkımızın, sorada hükümetimizin kararlılığını bulacaklardır.
Hükümetimiz bu konuda son derecede hassastır. Ve bu hassasiyetle, Türkiye'nin hak ettiği hedefleri koruyabildiği kadar koruyacaktır.''
2003-2005 ORTALAMA BÜYÜME YÜZDE 7
Hükümetleri göreve gelmeden önceki 1993-2002 döneminde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler çok hızlı kalkınırken, Türkiye'nin GSMH büyümesinin ortalama yüzde 2,6 olduğunu ve maalesef bu dönemin Türkiye'nin geri kalmış bir dönemi olduğunu anlatan Babacan, ''2003-2005 dönemine bakacak olursak, 2005 Eylül itibariyle rakamlar belli... Türkiye'nin ortalama büyüme hızı yüzde 7 civarındadır. Hatta biraz üzerinde olmuştur'' dedi.
Bu dönem içerisinde, büyümenin yapısının da önemli ölçüde değiştiğini, büyümenin artık artan oranda ''arz yönünde'' toplam faktör verimliliğine, ''talep yönünden'' ise özel sektör yatırımlarına dayalı hale geldiğini ifade eden Bakan, şöyle konuştu:
''1993-2002 dönemlerinde özel yatırımların büyümeye katkısı sadece 0,2 puan iken, 2003 -2005 döneminde söz konusu katkı 4,1 puana yükselmiştir. Yani hükümetimizden önceki 10 yıllık dönemle, son 3 yılı karşılaştırırsak, özel yatırımların büyüme içindeki kaç puanlık katkısı var onu da görürüz. 0,2'den 4,1'e yükselmiş bu puan. Bu gelişme, büyüme potansiyelimizin yükselmesi ve sürdürelibilir bir yapıya kavuşması bakımından, son derece önemlidir. Yatırımlarla gelen büyüme, ileriye doğru olan büyemenin garantisidir.''
BÜYÜME VE İSTİHDAM ARTIŞI
Ekonomik büyümenin, istihdam artışına yansımaya başladığına da işaret eden Babacan, ''özelikle tarımdışı istihdamdaki artış dikkat çekicidir. 2005 yılı 3. çeyrek sonu itibariyle, 2002 yılının 3. çeyreğine bakacak olursak, tarım dışı istihdamda 1 milyon 814 bin kişilik bir artış gerçekleşmiştir. Böylece tarımdaki istihdamın, toplam istihdam içindeki payı yüzde 38,1'den, yüzde 30,6'ya gerilemiştir'' dedi.
Babacan, 2003 yılında yüzde 10,5 olan işsizlik oranının, 2005 yılı sonu itibariyle yaklaşık yüzde 9,8 gerilemesini beklediklerini de sözlerine ekledi.
(AA)
|