kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ünlü Saray Sineması tam anlamıyla tarih oldu
Saray Sineması'nın akıbeti ne olacak?

20 yıldır tahta perdelerle çevriliydi. Yeniden yapılacak diye umutlanmıştık ama birtakım entrikalara kurban gitti. Beyoğlu'ndaki tarihi Saray Sineması artık yok.


Ünlü Saray Sineması tam anlamıyla tarih oldu

20 yıldır tahta çitler arkasına hapsedilmişti. Beyoğlu'ndaki Saray Sineması sessiz sedasız yıkıldı ama İstanbul'un ve sinemanın tarihi bu enkazın altında kaldı.

Saray, sinemanın bütün tarihine tanık oldu. Armstrong'u orada dinledik. Ona bu eziyeti reva görenler mahşer günü elimiz yakanızda!

İstiklal Caddesi'nin ortasındaki tarihi Saray Sineması, etrafını çeviren tahta perdelerin arkasında, kimselere haber vermeden, kimsenin fikri sorulmadan, sessiz-sedasız yıkılıp gitti. Geçmiş olsun!... Elbette şöyle düşünmek mümkün: Kim takar Saray Sineması'nı? Zaten 20 yılı aşkın süredir kapalı değil miydi? Onsuz pekala yaşıyordunuz, şimdi de yaşayın!... Onca yeni, cicili-bicili salon, adları nedense hep 'gavurca' olan onca 'multi-plex' dururken, köhnemiş, herhalde yıkılma aşamasına gelmiş Saray Sineması'nı kim takar?

UMUDUMUZ BİTTİ
Ama işte böyle düşünenler, aslında kentçilikten de, tarih ve kültür denen kara sevdadan da haberi olmayanlardır. Kentler biraz da böyle köhnemiş, yıpranmış, kendi haline terkedilmiş yapılardan oluşur, kente onlar değer katar. Kapalı olsalar da en azından günün birinde onarılıp yeniden yaşama katılacakları umudu hep vardır, orda biryerlerde gizli durur. Nitekim bu kentte bile nice yıkık kilise, yanmış ahşap ev, iki duvarı kalmış saray veya çoktan tarihin küllerine karışmış yalı yeniden yapılıp hayata dönmedi mi? Ya da örneğin yine çok uzun zaman kapalı kalmış Yeni Melek yeniden açılmadı mı? Saray için bu umudu hep diri tuttuk. Ama olmadı. Kentin en eski salonlarından biriydi: Sanırım 1920'lerde açılmış olan... İlk adı Cine-Luxembourg'du, (o zamanlar da yabancı isimler modaymış!) sonra Gloria olmuş. Neden sonra da Saray... Sessiz film dönemini, 30-40'lı yılları elbette bilmiyorum. Ama benim Beyoğlu'na dadandığım 50'li yıllarda, bu salonda sayısız etkinlik olurdu. Öncelikle sinema: İngiliz ve Fransız filmleriyle, burası azınlıkların ve de aydın kesimin Avrupa kültürü merakına hizmet ederdi. İki balkonuyla sanki göğe doğru kat kat yükselen bu görkemli salonda, ayni zamanda konserler olurdu: Ortalıkta ne AKM, ne de CRR'nin gözüktüğü yıllarda, Saray Sineması'nda, 1970'lere dek süren Münir Nurettin veya Safiye Ayla konserleri yer alırdı. Ayni zamanda kenti ziyaret eden çeşitli müzik, tiyatro ve dans sanatçıları da burda sahne alırlardı: Ben Dave Brubeck'ten Charles Trenet'ye, Louis Armstrong'dan Dizzy Gillespie'ye kimleri dinlemedim ki burada... Daha eskiler, bu salonu Josephine Baker, Maurice Chevalier gibi popüler isimlerle, Alfred Cortot, Samson François, Jean Kiepura gibi klasikçilerle, 'tangolar kıralı' Eduardo Bianco ya da kadrosunda Jean Marais veya Marie Bell de bulunan Comedie Française temsilleriyle özdeş olarak da hatırlıyor. Ayrıca ben de ünlü Ram Gopal Hint dans gurubundan Jean Babilee balesine birçok sanat olayına burda tanıklık ettiğimi hatırlıyorum. Ve Saray, en azından bir mevsim boyunca Türk Sinematek'nine de hizmet verdi. 1960'larda yeni kurulan Sinematek, Beyoğlu Mis Sokak, Şişli Kervan Sineması ve daha sonra Sıraselviler'deki uzun soluklu binasına geçmeden önce, hafta bir-iki gün akşam 18.30 seanslarında olmak üzere, burda klasik filmler sunmaya başladı.

KAYIP SALONLAR
Sonra kara günler geldi. Özellikle 6-7 Eylül 1955 olaylarında sonra azınlıkların terkettiği Beyoğlu'nun giderek gözden düşmeye başlamasıyla... Ama Saray dayandı, direndi. 1970'lerde Türk filmleri gösterdi. 1980'lerde İrfan Ünal'ın Saray Film'iyle bir bahar daha yaşadı: "Birzamanlar Amerika'da", "Postacı Kapıyı İki Kere Çalar", "İlk Kan" gibi filmlerle... Ama sonra, karanlık ve karmaşık birtakım mali entrikalar sonucu, iş adamı Erdoğan Demirören'in eline geçti. Erdoğan bey de benim için hiç bilinmeyen nedenlerle, bu salonu ve komşusu Lüks Sineması'nı kapattı. Ve salon bir daha asla açılamadı. En son 1986 yılında, bir fotoğrafçı arkadaşla birlikte içine girip resimler çekmiştik. Yıllar sonra, Beyoğlu'nun kayıp salonları konulu bir yazı için yine girmek istedim, ama izin verilmedi. Daha o zaman bile bu kültür yuvasını herhalde bir işhanı veya shopping-mall yapma niyetleri belli olmuştu. Ama inanmak istemedik, hep bir kurtarıcıyı bekledik. Ancak kimse gelmedi. Ve Paris'ten dönüp caddede volta atarken, etrafına dikilen tahta perdeleri görüp onarım başlıyor diye sevindiğim salonun yerle bir olduğunu görünce, kahroldum. Yazık!... Bunca ismin, bunca sanatçının ses ve sözlerinin yankılarını taşıyan o güzelim salon kadirbilmezliğin ve göçebe kültürün kurbanı oldu. Yapılacak birşey yok artık. Bir tek şey dışında: Bu olaya neden olanlar şunu bilsinler ki, benim ve o yılları yaşamış olan birçok kişinin elleri, mahşer günü yakalarında olacak!...
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Sayemizde Türkiye'de sorunu olan insan kalmadı
 Radyo Günleri'nin kahramanı
 Bomba patlayınca seçim olacak zannediyorlardı
 Piri Reis haritasının esrarı yok
 Yeni yılda yeni bir başlangıç
 Pesto sos ve Belluci İstanbul'da
 Gerçeğin tanığı gazetecinin içimize işleyen fotoğrafları
 820 Ali işte, 134 Zeynep sokakta
 Oğlanlar okula kızlar işe
 İki gözüm iki çeşme
 Ünlüler Kendi Yeni Yıllarını Anlatıyor
 Piri Reis Haritası'nın esrarı
 İçtihatta ayıp olmaz!
 Enver'in hırsı faciayı yarattı
 Tarihimizde duygusal bir boşluk olduğunu gördüm
 Japonya'da 115 yıllık Türk izleri
 Cumhuriyet Cumhuriyet'i tartışıyor
 Arka bahçeden gelen 'gürültü' Hugo Chavez
 Peynirdeki diş izi hırsızı ele verdi
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
MEHMET ALTAN
Zira, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur
Oktay Rifat...
BALÇİÇEK PAMİR
Çocuk ve nefret yan yana olmaz
Bir yılı daha devirdik.
KAZIM KANAT
Babasız bir yılbaşı daha!
Size komik gelecek ama 30...
REFİK DURBAŞ
Yeni yıla alfabe
AKŞAM körfezin zehirli sularına bir...
ÖNCEL ÖZİÇER
Debelenmeye devam!
Sizin de bildiğiniz gibi bu sabah...
Gökyüzünde iş fırsatı
Gökyüzünde iş fırsatı
Yeni yılda siz de havacı olabilirsiniz. Havayolları pilot, teknik ve...
Mavi kanlı bir spor otomobil
Mavi kanlı bir spor otomobil
Aslına bakarsanız, İtalyan "Egzotik" otomobillerinin en "Mavi...
Ziyafetin tadı ertesi gün çıkar
Yılbaşı eğlence gecesidir, öyle tumturaklı sofralara oturacak ne vakit vardır,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.