kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

İkiyüzlü vicdanlar

Bugün Güney Asya'yı vuran tsunami faciasının yıldönümü. Bölgeye hâlâ yardım yağıyor. Soğuk ve açlıktan titreyen Keşmir depremi kurbanları ise umutsuzca yardım bekliyor. BM'nin "100 milyon dolar olmazsa, binlerce kişi daha ölecek" çağrısını duyan yok. Çifte standardın ardında neler gizli?.

Her şey geçen yıl bugün Sumatra açıklarında ve okyanusun yüzlerce metre derinliğinde 9.1 büyüklüğünde depremle başladı.
Depremin dinamikleri, bir canavarı uyandırdı: Tsunami. 10 metre yüksekliğindeki dalgalar.
Tatildeki dünya felaketin boyutlarını yılbaşı ertesi öğrenebildi: Hint Okyanusu'nu çevreleyen 10 ülkede 230 bin kişi ölmüş veya kaybolmuştu (Katolik Kilisesi'nin yardım örgütü Caritas'a göre ölü ve kayıp sayısı 400 bini geçiyor), en az 1.8 milyon kişi evsiz kalmıştı.
Trajedi, eşi görülmemiş bağış kampanyasını tetikledi. Batı'da her iki kişiden biri kalbini ve cüzdanını açtı . Bilanço: 5.1 milyar doları özel bağış olmak üzere 13.4 milyar dolar . Ama bir yıl sonra 1.8 milyon evsizden 300 bini kalıcı konuta kavuşabildi. Neden? O kadar çok ve karmaşık yanıtı var ki:
* Müthiş fonlara kavuşan sivil toplum örgütleri (STÖ), yardımı rekabete dönüştürdü. Tıpkı kaşiflerin ilk bayrağı dikme tutkusu gibi. Bu da bazı yerlerde yüzlerce bayrak dikilmesine yol açtı, bazılarında hiç!
* Birçok STÖ toplam ihtiyaç ve dağılımı ilişkisi kuramadı, acil yardım ve yeniden yapılandırma farkını göremedi.
* Memurların çoğunun ölmesi nedeniyle, muhatap bulmakta zorlanıldı. Ayrıca konut inşa alanları belirlenmesinde sorunlar doğdu: Tsunamide kadastro ve tapuların da yok olması, inşaat malzemesi sıkıntısı gibi.
* Koordinasyonsuzluktan büyük kaynak israfları ortaya çıktı: Balıkçı köylerinde konutlar tepelere yapıldı. Aceh'te 14 bin tekne dağıtıldı, ancak bunlar kıyı avcılığı için elverişliydi, oysa balıkçılar açık denizde avlanıyordu. Gemiler karada kaldı.
* Daha kötüsü, STÖ'ler iyilik yaparken zarar verdiler: Adil dağıtım ilkesini gözetmeyince insanları birbirlerine düşürdüler, hesapsızca para harcamaları nedeniyle enflasyonu körüklediler, yolsuzluklara ortam hazırladılar.

Keşmir'de
ölümü bekleyenler
Uzun sözün kısası, bugün tsunami bölgelerinde gerekligereksiz yardımlar dağlar gibi yığılı duruyor, bağışlar STÖ'lerin hesaplarında yatıyor.
87 binden fazla can alan 8 Ekim'deki Keşmir depreminde evlerini yitiren 2.5 milyon kişi ise yardım bekliyor.
* Dağıtılan 425 bin çadırın yüzde 90'dan fazlası kış koşullarına uygun değil (Marmara depreminde dağıtılan Kızılay çadırları gibi).
* Depremin üstünden 2.5 ay geçmesine rağmen ulaşılamayan köyler var.
* Yardımlar kesildiği için yiyecek dağıtımı kısıtlandı .
* Yeniden yapılandırılma için dünya sadece 1.1 milyar dolar vaat etti, onun da 800 milyon doları ulaştı.
BM "Hiç değilse 110 milyon dolar daha verin ki, yiyecek alıp ulaştırabileyim" çağrısı yapıyor ama başta STÖ'ler olmak üzere dünya kulağının üstüne yatıyor. Neden?
Çünkü Hint Okyanusu'nun sıcak plajlarına yardım kolay, Himalayalar'daki köyler özveri gerektiriyor.
Çünkü bağışçılar ayrımcı. Örneğin Japonya Keşmir'e, Endonezya'ya bağışının sadece yüzde 5'i kadar yardım yaptı. Ne de olsa Keşmir etki alanında değil. Almanya'nın Keşmir'e yardımı Endonezya'nın yüzde 10'u değil. Zira Keşmir'e Alman turist gitmiyor. Bu vicdan ikiyüzlülüğünden çıkarılacak iki ders var:
Felaketlerde seçim yapmamanın çözümü "Küresel Fon" kurmaktan geçiyor. Felaket bölgelerinde kaosu önlemenin yolu da, BM'yi veya Uluslararası Kızılhaç Örgütü'nü koordinasyonla görevlendirmekten...
Yoksa devletlerin gaddarlığı ve STÖ'lerin şov yarışı yüzünden, bu kış Keşmir'de öleceklerin (en az 200 bin kişinin can vermesinden korkuluyor) vebali, dünya vicdanına yüzyılın karası olarak yapışır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Türkiye'ye benzemek!   / 25-12-2005
 İstikrarın ödülü   / 24-12-2005
 AB kim, biz kim   / 23-12-2005
 Diyarbakır sınavı   / 22-12-2005
 TÜSİAD manifestosu   / 21-12-2005
 Bir devi cüceye kaptırmak   / 20-12-2005
 Tehdit mi, fırsat mı?   / 19-12-2005
 Ertesi gün hüznü   / 18-12-2005
 Fotoğraftaki gölgeler   / 17-12-2005
 Kazasker'den Ombudsman'a   / 16-12-2005
ÖMER LÜTFİ METE
Küresel minibüsçü kuralları
Kendi insanları için hayli...
UMUR TALU
Kuyudaki fikir
Bazen "ana fikir" i açıklamalı.
ERGUN BABAHAN
Sosyal sorumluluk ve SABAH
Turgay Ciner, SABAH...
ERDAL ŞAFAK
İkiyüzlü vicdanlar
Bugün Güney Asya'yı vuran tsunami...
MEHMET ALTAN
Fikir özgürlüğünün sınırını ne belirler?
Adaletli bir...
Muhittin olayı O'na yaradı
Paris'te yaşanan "göçmen ayaklanması" diğer partilerin oylarının...
Felaketin yıldönümü
Yaklaşık 216 bin kişinin ölümüne yol açan tsunaminin yıldönümü için...
Demoklesin Kılıcı
Demoklesin Kılıcı
G.Saray camiasının ileri gelenleri Canaydın'ın isteyerek...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu