kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Emlak
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Pazar Sabah
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Erdoğan neden Baykallaşmaya hevesleniyor ki?
Cep telefonu kullanmak da yasak değil mi?
ŞAKA - Çikolata ağacı

Erdoğan neden Baykallaşmaya hevesleniyor ki?

Siyasi tartışmalarda benim en fazla takıldığım mantık yürütme tarzı, bazılarının konu AK Parti iktidarına geldiği zaman "Zaten bunlar böyle. Bunların beyninin gerisinde şeriatçılık var zaten" demeleridir.
Enflasyon düşmüş, Türkiye AB ile üyelik müzakerelerine başlamış, yerli ve yabancı yatırımcı gaza basmış, ülkenin değeri artmış. Bütün bu başarıları hatırlatıp, "Bu icraatla şeriatçılığın ne ilgisi olabilir" dediğiniz zaman, "Bunlar önemli değil. Bunların asıl amaçları başka" cevabını alınca açıkçası şaşırıyorum.
Buna karşı AK Parti'nin bazı sözcülerinin ve son günlerde özellikle Başbakan Erdoğan'ın söylemleri ve gelişmeler karşısında gösterdikleri tepkiler de beni çok şaşırtıyor.
"Bütün geçmiş iktidar sahipleri de belirli süre sonunda çileden çıkarlar, böyle sinirli ve akıldışı tepkileri seslendirirlerdi" diyerek, bilinen örnekleri vermek istemiyorum.
Dün Milliyet'te yılların deneyimli gazetecisi Yılmaz Çetiner, bazı örnekleri hatırlattıktan sonra şöyle diyordu:
- Merak ediyorum Başbakanımız gazeteleri okumaya vakit ayırıyor mu diye? Gazetecilik yaşamımda basına kızıp zaman zaman gazete okumayan devlet adamlarını görmüşümdür de... Gazete okumayan başbakanın halkla ilişkisi kesilmiş demektir! Gazete okuyan bir başbakan az gaf yapar! Ülkenin nabzını tutmuş olur!
Şunu söyleyebilirim. Bugünkü şartlar altında muhtemelen bundan sonraki bir genel seçimi de AK Parti kazanır. Ama bir demokraside ve hele Türkiye gibi yüz tane sorunu çözseniz de bin tane yeni sorunun ürediği bir ülkede, iktidarlar mutlaka yıpranır. Nitekim enflasyonu çözersiniz, işsizliği çözemezsiniz mesela.
Bu noktada iktidar sahiplerinin yapması gereken ona buna sinirlenip, aklına gelen her sözü söylemek değildir. Tersine bütün toplum kesimleriyle diyalogu koruyup, onları da demokratik katılım içinde yönetim sorumluluğuna ortak etmektir.
Ayrıca temsili demokrasiyi tam işletip, ülkedeki bütün siyasal eğilimlerin parlamentoda temsil edilmesi sağlanırsa, siyaset daha ılımlı bir ortam içinde sağlığını korur. Temsilden dışlanmış kesimler öfkelenmezler ve siyaset bir ölüm kalım meselesi haline gelmez. Yani yüzde 10 düzeyindeki bir baraj, ülkedeki siyasetin parlamento dışına kaymasına sebep olur, oluyor da.
Başbakan Erdoğan'ın bence bunları değerlendirmesi gerekiyor. Ama o, eline aldığı Anayasa'yı sallayarak mesela Mustafa Koç'u savcılara ihbar etmeyi veya TÜSİAD'la polemiğe girmeyi yeğ tutuyor.
Acaba neden? Acaba gerçekten bir "Dar çevre" mi onu bu yola itiyor?
Acaba Erdoğan, "Deniz Baykallaşmak" hevesine mi düştü? Ne duysa, hemen sinirli bir tepki koymak, sakin ve istikrarlı siyaset yapmaktan daha mı çekici gelmeye başladı ona?
Hukukla, Anayasa ile, adaletle ilgili yeterince sorun varken, Mustafa Koç'u da Rektör Yücel Aşkın'la, Orhan Pamuk'la, Hrant Dink'le aynı diziye yerleştirmek, hangi siyasi hesabın sonucu olabilir ki?
Dubai sermayesini, İsrail sermayesini, İtalyan sermayesini Türkiye'ye çekmeye çalışırken, Türk sermayesinin Koç'larını, Sabancı'larını Anayasa sallayarak siyasi bir hasım taraf gibi karşıya itmenin ne tür bir mantığı olabilir ki? O TÜSİAD'cılar Erdoğan'ın peşinden AB başkentlerinde kapı kapı dolaşıp, "Hukukun üstünlüğü ve insan hakları bizde de egemen olsun" diye ellerinden geleni yapmadılar mı?
12 Eylül döneminde Demirel'den "Bir Bilen", Ecevit'ten de "Bir Bölen" diye söz edilirdi. Herhalde artık Erdoğan'dan da "Neyi neden yaptığı bilinmeyen" diye söz edilecek.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kendi kalesine gol atan atana...   / 22-12-2005
 Meğer ikinci bir ihtimal daha varmış...   / 21-12-2005
 Hiç meyve ağacını balta ile tehdit ettiniz mi?   / 20-12-2005
 Tarihi yeniden mi yazalım yoksa yeniden mi yaşayalım?   / 19-12-2005
 Erdoğan'ın makyajını karşıtları yapıyor artık   / 18-12-2005
 Irak düne değil yarına dönük yaşamalıdır   / 17-12-2005
 Canlanıyor mu sertleşiyor mu?   / 16-12-2005
 Bilinçsiz olmanın dayanılmaz ağırlığı...   / 15-12-2005
 Bir yazıda bu kadar az hata yaptığım için övünebilirim   / 14-12-2005
 Zamanı ve aklı dondurmak mümkün müdür?   / 13-12-2005
REHA MUHTAR
Köpeğin ismi Şaka'ydı...
"Şakaydı değil mi...
EMRE AKÖZ
Gurur veren bir proje: Santral İstanbul!
Bugün...
MEHMET BARLAS
Erdoğan neden Baykallaşmaya hevesleniyor ki?
Siyasi...
İLKER SARIER
Beynimizdeki gen!
Yeni Ceza Kanunu'nun 301....
SAVAŞ AY
Bilimsel bilgi edebiyatın canına nasıl okur?
"Nasıl...
HINCAL ULUÇ
İstanbul'un sahibi yok.. Yok!.. Yok!.. Yok!..
Uğur Mumcu...
Riva'yı TOKİ yapacak
Riva'yı TOKİ yapacak
Refik Arkan, Riva'da bilinmeyenleri anlattı: "Projeyi TOKİ...
Gücünüz bu mu?
Gücünüz bu mu?
Şans isteyen ve G.Antep maçında dökülen oyuncular Daum'u kızdırdı.
Gençlere Kubilay uyarısı
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, "Menemen" mesajında irtica...
Denktaş'ın anıları vekilleri ağlattı
CHP Lideri Baykal'ın öncülüğünde Meclis'te düzenlenen konferansta...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu