kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Emlak
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Pazar Sabah
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Tahran'a bakış

İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad'ın daha bir süre dünya gündeminden inmeyeceği belli. Attığı her adım bir yandan dünyaya mesaj veriyor. Diğer yandan da İran'daki rejimin yeniden yapılanması ve içerideki iktidar mücadeleleriyle ilgili ipuçlarını ortaya çıkarıyor. Başkanı olduğu ülkenin tarihine ve köklü geleneklerine aykırı ilkel bir antisemitizmi dillendirip, İsrail'in yok olmasını isterken de, Batı müziğini yasaklarken de, İran'ın kıdemli diplomatlarını görevden alırken de Ahmedinecad'ı bu iki zeminde değerlendirmek gerekiyor.
Fatih Üniversitesi'nden Bülent Aras, İran'la ilgili gözlemlerinde rejimin varlığını sürdürebilmek amacıyla yeni bir toplumsal hareketliliğe ve düşmana ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. Bu durumda hem İsrail, hem de nükleer enerji programı bağlamında ABD kolayca bu işlevi görüyor. Attığı her adımda ipleri gerer ve rejimin kuruluş dönemlerindeki bir devrimci saflığa dönüş işaretleri verirken Ahmedinecad bu siyaseti güdüyor.

Tabanına
oynuyor
İçeride de reformcuları ezen, muhafazakarların düzenine taş koyacak bazı adımları atıyor. Ahmedinecad'ın radikalizmi, şimdiye kadar beklentileri karşılanmayan, kendisine oy vermiş fakir İran'ın iktidar mücadelesinde desteğini almak amacını güdüyor. Toplumun en eğitimsiz kesimiyle Şii inançları, sembolleri ve Mehdi aşkı ortak paydasında iletişim kuruyor. Onlardan aldığı desteği yerleşik düzenden nemalanan, yolsuzluklara bulanmış muhafazakarlara karşı da kullanmak niyetinde. Doğal olarak onlar da buna direniyor ve cumhurbaşkanını dizginlemeye çalışıyorlar.
İran'ı yakından izleyen araştırmacı Ray Takeyh, Ahmedinecad ve destekçilerinin devrimden sonraki ilk yönetici kuşak olarak dünyayla bir hesapları bulunduğunu da savunuyor. Irak savaşında dünyanın kendilerini dışladığını biliyorlar. Saddam Hüseyin'in kimyasal silah kullanımına bile ses çıkarılmamasından aldıkları ders ise bir daha asla benzer bir durumda kalmama arzusu. ABD ile de eninde sonunda çatışacaklarını düşünüyorlar ve hem bu nedenle hem de İran milliyetçiliğinin bir tezahürü olarak nükleer silah üretmek istiyorlar.

ABD
doğrudan taraf olmalı
Dün Viyana'da Fransa, Almanya ve Britanya ile İran arasında Tahran'ın nükleer programı ile ilgili müzakere için ön görüşmeler yeniden başladı. Geçen yıllarda yapılan müzakerelerde yaşananlar ve anlaşmaların sonuçsuz kalması güveni yıktı. İran'ın nükleer programı, tüm bölge ülkelerini tedirgin ediyor. İsrail'in, İran'a yönelik tehditlerini giderek daha yüksek sesle dile getirmesine yol açıyor. İran'ın, Irak'taki gelişmelerden en fazla yarar sağlayan devlet olması da Tahran'ı giderek uzlaşmaya kapalı, kendine fazla güvenen hatta mağrur bir tavra itiyor.
Önümüzdeki aylarda bu müzakerelerden olumlu sonuç alınması ihtimali, ABD doğrudan taraf olmadığı taktirde düşük . İran'ın tehdit yoluyla dize getirilebilmesi mümkün değil.
İran açısından ise, Aras'ın vurguladığı gibi Kuzey Kore örneğine bakarak siyaset üretmek akıllıca bir yaklaşım sayılmaz. Yani "İşi zamana yayar, silahımıza kavuşuruz bizle bizim koşullarımızda uzlaşmak zorunda kalırlar" mantığı pek sağlam değil.
Bu durumda açmazın aşılması için ABD'nin müzakere sürecine dahil olması ve İran'a siyaseten anlamlı bazı ödüller sunması gerekir. Washington'un, Tahran'ı doğrudan muhatap alması bir krizin yaşanmaması için belki de tek çaredir.
Türkiye göründüğü kadarıyla bu gelişmelerde sessiz bir izleyicidir. İran'ın komşusu ve önemli bir ticaret ortağı olarak olası bir çatışmada çıkarı olmadığı da aşikar. Ancak, avantajlarını AB, ABD ve İran indinde etkili bir siyasete dönüştürebileceği de şüphelidir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Şişli   / 18-12-2005
 Şam'ın inadı   / 15-12-2005
 Gerçeğin dili   / 11-12-2005
 Kanallar açılırken   / 08-12-2005
 Uçuş   / 01-12-2005
 Umut?   / 27-11-2005
 Bosna dersleri   / 24-11-2005
 Bölge hareketlenirken   / 20-11-2005
 ABD'nin sıkıntısı   / 17-11-2005
 Hesap vermek   / 13-11-2005
SOLİ ÖZEL
Tahran'a bakış
İran Cumhurbaşkanı Mahmut...
Her şeyin bir ilki vardır!..: 0-2
Her şeyin bir ilki vardır!..: 0-2
Fenerbahçe bu sezon Türkiye sınırları içinde oynadığı 19. maçında ilk...
Cavcav'a koruma
Cavcav'a koruma
G.Birliği Başkanı İlhan Cavcav, Fenerbahçe hakkındaki açıklamaları...
Gül: Düşüncesi yüzünden hapse giren yok
Gül: Düşüncesi yüzünden hapse giren yok
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Orhan Pamuk davasıyla ilgili...
Fidan davası can çekişiyor
Muhalif tavrı nedeniyle PKK tarafından infaz edilen Hikmet Fidan'ın...
İsrail'den kritik gezi
CIA ve FBI başkanlarından sonra şimdi de İsrail Genelkurmay Başkanı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu