kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Pazar Sabah
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Pamuktan panikler

Başımızdan eksik olmayan -alengirli- fitnelerin en sıcağı 'Pamuk vakası' nın yeni perdesinde başta medya bulunmak üzere, kökten batıcı kurum ve kadroların yaşar gibi yaptığı ve yaymaya çalıştığı panik, 'toplu aşağılık duygusu' için bir tanım niteliği taşıyor.
Eski zamanlarda yüksek sınıftan bir hatun ille de şeytanın resmini istermiş. Fakat ressamların en iyisini tutsa bile aradığı resmi elde edemez. İslam toplumunda ressam hem dini açıdan pek rahat değil, hem de şeytanı tahayyül edememekte. Nihayet bir gün kadın sokakta çirkin bir adam görerek ressamına dayatır:
- Hah bunun resmini yap! Benim için şeytanın yerine geçer!
Dönemin büyük alimlerinden biri için -herhalde simasının nahoşluğunu abartmak amacıyla- uydurulan bu hikaye pek zihin açıcı! Aynı mantıkla derim ki, toplu aşağılık duygusu hakkında tanım değerinde örnek arayan varsa medyamızın yaşar gibi yaptığı ve yaydığı şu pamuktan panik kadar mükemmeli zor bulunur.
Neymiş efendim; Çin'den Tanzanya'ya, Kanada'dan Avustralya'ya kadar her yerde Türkiye'nin imajı sarsılmış..... Kendi ayağımıza kurşun sıkmışız.....
Çok kötü bir sınav vermişiz! Şuraya bakın; bütün dünya muallim, çağdaş köleliğin vatanı Çin bile öğretmen, biz ise ebedi öğrenci! Her önüne gelen sınav açacak ve biz her dakika istim üzerinde olacağız! Niye? Dünyanın en şirret ülkesi biziz de, bir daha eskisi gibi kötü işler yapıp yapmayacağımız konusunda sürekli gözlem altındayız, öyle mi? Bütün mesele, Türk milletinin bu aşağılık ve suçluluk duygusu ile yaşamaya devam etmesini sağlamaktır! Haçlı seferlerinden beri süregelen Doğu nefreti ve sömürme şehveti ile Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı'nın kalan varlığına bir ganimet harmanı olarak çöken Batı'nın hesabı sürüyor.
Batı o gün sadece talan etmekle kalmadı, yeryüzünün yargıcı edasıyla Sevr'de Türk milleti için idam kararı verdi. Milli Mücadele direnciyle bu karar çöpe atıldı ama ezik milletimize suçluluk ve aşağılık duygusunu bir gömlek gibi giydirmeyi becerdiler. Bunu maddi ve teknik üstünlükleri ile birlikte, daha padişahlar vaktinde devşirdikleri kökten Batıcı aydınlarımız sayesinde başardılar. Böylece Türkiye Cumhuriyeti, Batı'nın lütfu ile 'şartlı tahliye' edilmiş suçlu gibi salıveriliyordu. Şartlı tahliyeye
uyup uymadığımızı denetlemek için aramızda yeteri kadar 'pamuktan işbirlikçi' zaten vardı.
Pamuk vakası yüzünden içeride ve dışarıda kopartılan fırtınanın alçaklığı yanında, duruşma öncesi sergilenen taşkınlık marifet kalır! Elbette bu taşkınlığı onaylamam. Fakat çok daha kötüleri Batı'da herhangi her dakika yaşanır! Oralarda Türkiye düşmanlarının devlet adamlarımıza karşı yüzlerce defa sergilediği densizlikler hiç Batı'nın demokrasi ayıbı sayıldı mı? Yok efendim AB yoluna kendi elimizle mayın döşüyormuşuz!
Vah vah vah!
Sanki adamlar hakikatin derdinde! Sanki gerçek kaygıları düşünce özgürlüğü! Onlar sadece kökten Batıcılarımızın düşünce özgürlüğünü isterler, o kadar! Yoksa, gerçekten insan hakları tasası ve demokrasi kaygısı ile hareket etselerdi ilaç niyetine hiç değilse bir kere de kökten batıcı olmayanların mağduriyetleri karşısında duyarlılık göstermezler miydi? AB yolunda bize demokrasimizi geliştirmek için şart koşulan düzenlemeler niçin önce Tahkim gibi Batı çıkarlarını teminat altına alan konulardır da, mesela demokrasi alfabesinin ilk harfi niteliğindeki partiler kanunu ile ilgili değildir?!
Hiç şüphe yok; Batı Türkiye'de ne zaman demokrasi ve insan hakları adına bir girişimde bulunduysa muhakkak 'kendi adamı' olan bir kökten Batıcıyı sahiplenmek içindir! Ayrıca geri kalanlara şartlı tahliye durumunu hatırlatıp suçluluk duygusunu pekiştirmek için! Kökten batıcı nitelik taşımayan, açıkçası kendi adamı olmayan kimsenin mağduriyeti ve mazlumluğu Batı'yı hiçbir zaman ilgilendirmemiştir.
Haçlı seferlerinin sürdüğünü kanıtlamak için aklı ve namusu olana bu kanıt yeter!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 YÖK'e bir zafer daha mı?   / 16-12-2005
 Siyasetçinin erdemine dair   / 15-12-2005
 CIA ne satıp ne alacak?   / 13-12-2005
 'Hezeyan' yarası için dua   / 12-12-2005
 İtfaiye yanarsa   / 09-12-2005
 Kimlik yangınına dinli ve dinsiz benzin!   / 08-12-2005
 ABD veya Moğol icazeti   / 06-12-2005
 Şu feleğin işine bak   / 05-12-2005
 Susurluk Don Kişot'luğu   / 02-12-2005
 'Bağlanın ve bekleyin gelip sizi öldüreceğim'   / 01-12-2005
ÖMER LÜTFİ METE
Pamuktan panikler
Başımızdan eksik olmayan...
UMUR TALU
Mahcup iyilik
"Babam ve oğlum" a gittiniz...
FATİH ALTAYLI
Lady Di'nin kenarı
İlk gün gazetelerde okuyunca tepem...
ERGUN BABAHAN
SABAH Ankara'da
Ulusalı ve uluslararasını en iyi biçimde...
ERDAL ŞAFAK
Tehdit mi, fırsat mı?
Türkiye'de Kürt sorununda ana...
MEHMET ALTAN
İki ayrı hükümet mi var?
Cuma günü Orhan Pamuk davasını,...
ABD bir eyalet daha kazandı: Süleymaniye
Kuzey Irak'taki Süleymaniye kenti, bölgedeki değişimin bir aynası...
1 milyon $ tazminat istiyoruz
11 Türk askerini Kuzey Irak'ta yakalayıp başlarına çuval geçiren...
Trabzon'a ballı BAdem
Trabzon'a ballı BAdem
Lige erken havlu atan 2 takımın maçında 3 puan Karadeniz ekibinin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu