kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Pazar Sabah
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Şişli

Birkaç eski film birden yeniden gösterimde. Bunlardan gözü dönmüş bir grubun şiddet aşkı ve saldırganlığıyla ilgili olarak epeyce yazı yazıldı. İstanbul Emniyet Müdürü'nün Başbakan'ın dünürünü korumak üzere üç vardiyada 27 polis görevlendirirken, olay çıkacağı belli bir davada gerekli önlemleri aldırmamış olma ayıbını taşımasına da değinen oldu.
Oportünistlerin boy gösterisi, her tahrik olayının kadrolu göstericilerinin rahatça insan tartaklamalarına göz yumulması gün boyu televizyonlardan izlendi. CHP ve onun Genel Başkanı'nın fikir özgürlüğü gibi sosyal demokrat olmanın temel ilkelerinden birine asla inançlı bir bağlılıkları olmadığı da yeniden ortaya çıktı. Sonuçta bu ülkeye en çok ihanet edenler, Orhan Pamuk'a kızan insanları bile mahcup edecek bir ilkellik sergiledi. Daha kötüsü siyaset sınıfının ezici ekseriyeti bir demokraside fikir özgürlüğünün yerini pek de önemsemediğini iyice ortaya döktü. Haluk Şahin'in yazdığı gibi bunda Türkiye'de ifade özgürlüğü geleneğinin zayıf olmasının mutlaka payı var.

Milliyetçilik söylemi tutmadı
Ama burada asıl dikkat edilmesi gereken şey siyasi iktidarın basiretsizliği, samimiyetsizliği ve demokratik reformlar konusunda yoldan çıkmışlığının tesciliydi. Başbakan on aylık hapis cezasını kalkan olarak kullanarak, "Pamuk için gelenler ben içerdeyken neredeydi" diye soruyor. Daha kötüsü kendisini AİHM kararlarının insan haklarına aykırılığını savunacak kadar seçim popülizminin ferahlatıcı kucağına atıyor.
Fikir ve ifade özgürlüğüne inanmanın esnaf usulü pazarlığa tabi olamayacağı gerçeği bir yana, belli ki Başbakan Erdoğan dönemin Amerikan Başkonsolosu'nun mahkumiyet kararının ardından kendisini makamında ziyaret ederek verdiği desteği de unutmuş. Öyle anlaşılıyor ki bu hükümet çeşitli nedenlerle demokratikleşme ipini tutmaktan vazgeçti.
17 Aralık sonrasında da hükümet AB'ye yönelik hoşnutsuzluğunu, AB işlerini boşlayarak göstermişti. Bir ara milliyetçiliğe oynamış, oraların tapulu arazi olduğunu görüp tekrar yoluna dönmüştü. Başbakan'ın sonradan neredeyse yaptığına pişman olduğunu düşündürtecek Diyarbakır ziyareti ve konuşması da bu dönüş sonrası gerçekleşmişti. 3 Ekim'e doğru işlerin pek yolunda gitmeyebileceği kaygısı da iktidarı harekete geçirmiş, İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri konferansının yapılmasını bizzat Başbakan arzulamıştı.

Erken seçim cilaları mı?
AB ile müzakerelerin başlamasından sonra iktidar partisinde gene hoşnutsuzluk var. Kıbrıs konusunda AB'nin sergilediği basiretsizlik ve kötü niyet, 3 Ekim'e kadarki sürede sarfedilen bazı sözlerin verdiği rahatsızlık bunu açıklayabilir. Ayrıca ABD ile ilişkilerin iyiye gitmesinden kaynaklanan bir aymazlık da son dönemin rehavetinde, söylem ve tutumda rol oynamış olabilir. Belki de Başbakan ve arkadaşları arzu etmedikleri ancak gitmek zorunda kalabilecekleri bir erken seçime yönelik olarak demokratlıklarını naftalinleyip muhafazakârlıklarını parlatarak yatırım yapıyor.
Şişli Adliyesi'nde yaşanan rezaletin rezillik düzeyi dünyanın ne dediğiyle de ölçülmemeli. AB üyesi ülkelerin bazılarında yaşanan adli skandallar ve Türk kamuoyu açısından da Fehriye Erdal davası, böyle bir değerlendirmeyi gereksiz kılıyor. Bu davanın kendisi, adliye binası içinde ve dışında yaşananlar Türkiye'nin devlet ve toplum olarak kendisine nasıl bir gelecek kurmak istediğiyle alakalıdır öncelikle. Ve yarattığı utanç ancak o açıdan değerlendirilmelidir.
Kanunu değiştirmeyen iktidar, güvenliği sağlamayan ve saldırganlara serbestçe şiddet sergileme imkânı veren tavrıyla Emniyet'in nerede durduğu belli. Bir soruyu cevaplamaktan imtina eden Adalet Bakanı'nın da. Türkiye ise orada durmamalı.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Şam'ın inadı   / 15-12-2005
 Gerçeğin dili   / 11-12-2005
 Kanallar açılırken   / 08-12-2005
 Uçuş   / 01-12-2005
 Umut?   / 27-11-2005
 Bosna dersleri   / 24-11-2005
 Bölge hareketlenirken   / 20-11-2005
 ABD'nin sıkıntısı   / 17-11-2005
 Hesap vermek   / 13-11-2005
 Avrupa'ya nasıl konuşmalı?   / 10-11-2005
SOLİ ÖZEL
Şişli
Birkaç eski film birden yeniden gösterimde.
Kardeşler takımı
Kardeşler takımı
General Alex'in General Alex'in yönetimindeki Fenerbahçe takımı,...
Böyle Fener görülmedi!
Böyle Fener görülmedi!
Fenerbahçe Denizlispor'u 6-2 mağlup etti ve 4 puan farkla...
Alt kimliği yoksulluk üst kimliği işsizlik
Alt kimliği yoksulluk üst kimliği işsizlik
DYP lideri Ağar hükümete yüklendi. Başbakan'dan daha tecrübeli...
Ava giderken avlandılar
Sosyetenin Ortaköy'de uğrak yeri olan Şah İşkembe Salonu'nun sahibi...
Erdoğan: AB'den yargıya baskı var
Başbakan, Pamuk davasındaki olaylardan sonra "gereği yapılsın"...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu