kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Pazar Sabah
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
 

Kriz kardeşliği

Son yıllarda 'nehir söyleşiler' revaçta. Nedir nehir söyleşi? Kişi masanın başına oturup hayatını kaleme almıyor da... Birisinin hakkında sorduğu sorulara cevap veriyor... Tekrar tekrar geçmişe dönerek, cevaplardan yeni sorular çıkararak ilerleyen bir süreç bu...
Türkiye'de de çok güzel nehir söyleşiler yapıldı. Mesela bir gazetenin kitap ilavesi, "Sizce 2003'ün en iyi 10 kitabı hangileri" diye sormuştu. Bunlar arasında Halit Kıvanç ile Aydın Engin'in yaptığı nehir söyleşiyi de saymıştım: "Bir Koltukta Kaç Karpuz?"
O kitabı okuduğunuzda bizdeki spor-medya-eğlence sektörünün yaklaşık 60 yıllık panoraması gözler önüne seriliyordu.
Hem şu da var: Nehir söyleşileri okumak çok kolay oluyor. Bölüm bölüm, kısa kısa... Bir solukta ilerliyorsunuz. Pek az nehir söyleşi sıkıcı oluyor.


Geçen gün Emine Çaykara'nın ünlü tarihçimiz Halil İnalcık (d.1916) ile yaptığı nehir söyleşiyi okumaya başladım: 'Tarihçilerin Kutbu.' (İş Bankası Yay.)
İnalcık hem kendi hayatını, hem OsmanlıTürkiye tarihini anlatıyor, yeri geldikçe diğer ülkelerin tarihlerine de giriyor. Engin bir bilgi hazinesi. Öyle böyle değil. Hafıza fakiri olan bendeniz, 'Bu adam, bu yaşında, bu kadar malumatı nasıl aklında tutuyor' demekten kendini alamadı.


Kitapta birçok önemli saptama var. Bunların bir kısmı günümüzü de aydınlatıyor.
Mesela şöyle... İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra tarihçilikte yeni okullar doğdu. Dönemin en önemli tarihçilerinden biri de Fernand Braudel'dir. Bir Akdeniz tarihçisi olan Braudel, bu denizi ve çevresinde olup bitenleri bir bütün olarak görür. Ülkeler birbirinden kopuk değildir. 'Hıristiyan Akdeniz' ya da 'Müslüman Akdeniz' gibi ayrımlar yapaydır. Birinde olanlar, daha sonra diğerini etkiler.
Bunları anlattıktan sonra İnalcık bir de örnek veriyor: "İspanya'da, İtalya'da olan para hareketleri az arayla İstanbul'da kendini gösteriyor. İspanya'da, 1550'de enflasyon yüzde 100, 1580'lerde İstanbul'da da yüzde 100."
Gerçekten de İspanyollar, 1492'de Amerika kıtasını keşfetmenin kurbanı olmuşlardı. Oralardan getirdikleri değeri madenler, İspanya'da ve ardından Avrupa'da para bolluğu yarattı. Bu da enflasyona neden oldu.
Şimdi dikkat: Enflasyon İspanya'yı 1550'de vuruyor... Bunun İstanbul'a yansıması yuvarlak hesap 30 yıl alıyor.
Bugün ise durum hem aynı, hem farklı. Bugün de bir ülkedeki kriz, diğerlerini de etkiliyor. Ancak zaman aralığı fevkalade kısalmış durumda. Neredeyse bir gün içinde kriz yayılmaya başlıyor, bir iki ay içinde tsunamiye dönüşüyor.
İnanın söz konusu yayılma süresi, önümüzdeki dönemde daha da kısalacak. Bunun nedeni de bilgisayarlar, internet ve cep telefonları. Özetle bilişim teknolojisindeki müthiş gelişme.
İşte küreselleşme tam da bu!
Küreselleşmeyi ABD'nin kurmaya çalıştığı ama gördüğüm kadarıyla beceremediği 'Yeni Dünya Düzeni' ile karıştırmayın. ABD aslında küreselleşmeyi engellemeye, daha doğrusu onu denetimi altına almaya çalışıyor ama nafile!
Bilişim teknolojisinin desteğindeki sermaye, daha da hızlanacak. Bir yerden bir yere, coşkulu nehirler gibi akacak. Önüne çıkan engelleri yıkacak. Kimisini mutlu edecek, kimisini perişan.
Bugün küreselleşmenin ABD'nin yararına çalıştığı söylenebilir. Ama yarın onu da vurmayacağının hiçbir garantisi yok.
Çin, Hindistan ve Rusya... ABD'deki strateji uzmanlarının kabuslar gördüğüne eminim. Bunu bilmek için müneccim olmak şart değil, 'Halil İnalcık Kitabı'nı okumak yeterli.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kaliteli turist nasıl çekilir?   / 15-12-2005
 Salondaki obur yaratık   / 15-12-2005
 'Oportünizm' işinize yaramaz fikriniz neyse açıkça söyleyin   / 14-12-2005
 Suçlardaki artış çaresizliğin sonucu   / 13-12-2005
 Maslak: Binalar süper ya çevre?   / 12-12-2005
 Kırıkkanat'ın yeni skandalı   / 09-12-2005
 Bir... Sadece 'bir' kelimenin önemi   / 08-12-2005
 Onlar futboldan korkardı   / 07-12-2005
 Cumhuriyet'in kirli çamaşırları   / 06-12-2005
 Kendini kandıran Türkiye   / 05-12-2005
REHA MUHTAR
Meçhule giden evlilik!..
Aslında nicedir fark ediyordum,...
EMRE AKÖZ
Kriz kardeşliği
Son yıllarda 'nehir söyleşiler' revaçta.
MEHMET BARLAS
Canlanıyor mu sertleşiyor mu?
Tam "Muhalefetli...
İLKER SARIER
Sıkıldınız mı?
Batılılar tartışırken karşı tarafı...
MAHMUT ÖVÜR
'Küçük tedbirler büyük belaları önler'
İstanbul...
SAVAŞ AY
'Oy Gidi Cerrahpaşa' değil, yaşasın...
HINCAL ULUÇ
En yeni bilgisayar oyunu, İstanbul trafiği!..
57, yazı...
Daum çocukça davrandı
Daum çocukça davrandı
"Derbide Daum'un çocuksu duygusallığı vardı. Bizim sürekli...
Şipşak taktiği
Şipşak taktiği
Denizli maçında "kaza" istemeyen Daum, Erciyes ...
Direnişçiler çark etti
Iraklılar dün ilk kalıcı meclisi seçmek için sandığa gitti.
"Mehmetçiğin anlamı 'Küçük Muhammed'dir"
Şehit ailelerini kabul eden Başbakan Erdoğan, "Askerine Mehmetçik...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu