|
CIA Başkanı neler konuşmadı?
"CIA Başkanı Porter Goss, deri koltuktan doğrularak elindeki adaçayı fincanını usulca sehpaya bıraktı. Sonra, MİT Müsteşarı Emre Taner'e dönerek 'Emre Bey, hatırlıyor musun yıllar önce Öcalan'ın telefonlarını dinlemeye çalışırken yanlışlıkla Hafız Esad'ın karısını dinlemiştik!' dedi. İki başkan gülüştü. Ardından elindeki dosyayı Taner'e uzatan Goss, 'Bunu size getirdim. Murat Karayılan dahil PKK üst düzey komuta kademesinin burçları var. İçerdeki astrolojik haritaların da yardımıyla hareketlerini dakikası dakikasına takip ediyoruz' dedi. Taner okuma gözlüklerini çıkarıp dosyayı incelemeye başladı."
Heyecanlı. Ancak maalesef yukarıda anlatılanlar gerçek değil. Gerçekse de ne benim ne de bir başka gazetecinin haberdar olması mümkün. Zira CIA Başkanı ve MİT Müsteşarı arasındaki görüşmeler, doğası itibariyle "top secret . " Nasıl ki dünyanın en tehlikeli bölgelerinde çalışan bu iki teşkilatın operasyonları bir sır ise, başkanların buluşması da benzer bir gizlilik örtüsü altında. Bilgi almak için aradığım bir diplomat "Bakanlıkta kimse bir şey bilmiyor. Ama doğal. Boru değil ki CIA'dan söz ediyoruz " diyor. Tüm bunları neden söylüyorum? Basında çıkan sayısız habere rağmen, CIA Başkanı ve MİT Müsteşarı arasındaki toplantının detay ve içeriği muamma olmaya devam ediyor. Ben şahsen çıkan haberleri şüpheyle karşılıyorum. O kadar da kolay değil. Toplantı sonrasında Taner ve Goss telefona sarılıp gazetecilere haber sızdırmadığına, kurt istihbaratçılar olarak bunu yapmayacaklarına göre, CIA Başkanı'nın Emre Taner'e ne dediğini, onun ne cevap verdiğini ya da masaya hangi dosyaların konduğunu bilmek mümkün değil. İki taraf da basınla konuşmayacak kadar tecrübeli.
Ancak genel hatlarıyla CIA gezisini yorumlayabiliriz. Söylediklerim gazetede haberler kadar heyecanlı gelmeyecek. Ama Goss'un gezisi Washington'un Türkiye'yle yeniden "iş tutmak", 1 Mart'ta kırılan ilişkileri " devletten devlete " yeniden inşa etmek yönünde haziranda alınan bir kararın sonucu . ABD Yönetimi'nin en üst seviyelerinde alınan bu kararla hedeflenen, yalnız AK Parti hükümeti değil, Türkiye'de " tüm kurumlarla " yeniden ortaklık kurmak.
Bu yıl ABD'den 30 üst düzey ziyaret gerçekleşti. Aralarında Condoleezza Rice, CENTCOM Komutanı Org. John Abizaid, Ulusal Güvenlik Danışmanı Steve Hadley ve FBI Başkanı Robert Mueller olmak üzere birçok ABD'li, bölgesel gezilerinde Türkiye'ye de geldi. (Hiçbiri yalnız Türkiye'ye gelmek için yola çıkmamıştı.) Ocak sonunda ABD Dışişleri Bakanı Rice, Yunanistan'dan sonra tekrar Türkiye'ye uğramayı planlıyor. Çünkü, üst düzey bir Amerikalı yetkilinin ifadesiyle "Dış politikada öncelikli konularımızın tümünü Türkiye'yle birlikte gerçekleştirmemiz, Türkiye'ye rağmen gerçekleştirmekten daha kolay." Peki CIA? Anladığımız kadarıyla CIA Başkanı'nın gündeminde terör, El Kaide, Irak seçimleri ve tabii ki PKK var. ABD, hem Kuzey Irak hem de Avrupa'da PKK konusunda Türkiye'ye yeterince yardım ettiği görüşünde. Ankara ise daha çok paylaşım istiyor. Irak konusunda ortak çalışma grubu ve Irak'taki PKK'nın tasfiyesi gibi konular da gündemde. Herhalde Goss'un İran ve Suriye konusunda nabız yokladığını da varsayabiliriz. Ayrıca CIA'da yönetimi yeni devralan Goss, kendisi gibi göreve yeni gelen Taner'i tanımak, en tepede yeni bir ortaklık geliştirmek istemiş olabilir.
Ancak dediğim gibi, benim bu geziyle ilgili daha çok şey bilme iddiam yok. Bu gizli toplantılarda ne konuşulduğunu öğrenmek bu kadar kolay olsaydı, yalnız biz gazeteciler değil, PKK, El Kaide ve tüm üçüncü ülkeler de bir çırpıda öğrenebilirdi. Umarım o kadar kolay değildir bu işler...
NOT: Emin Şirin, dünkü yazımda "sağ ittifak" arayışının şu aşamada zor gözüktüğü tespitime ve bu yönde ANAVATAN ve DYP genel başkanlarının görüşlerine katılmıyor. "Cevap hakkı doğdu" diyerek beni aradı. Şunları söyledi "Ortaya attığım proje fantezi değil ciddi bir projedir. Hem Sayın Mumcu, hem de Sayın Ağar'ın bana söyledikleri farklı. İkisi de aralık içinde ciddi birer araştırma yapacaklarını ve sonucunda sinerji görünürse fedakarca beraber hareket etmenin yolunu arayacaklarını söyledi." Peki o zaman Sayın Ağar ve Mumcu, bunu kamuoyuna açıkça deklare etmekten neden çekiniyor?
|
