Fajita değil Mojito

Galiba şu çocuk bana bakıyor. Hayır o değil. Onun arkasındaki siyah ceketli olan... Sanırım o da ben yaşlarda... Çünkü baston yutmuş gibi dans ediyor. Ayy bana bakıyor! Hayır ayol, şaşı değil!

"Sema abla ben Mojito'ya gidiyorum..." "Mojito değil Rahşancım Mohito..." "Korkut duydun mu Fajita'ya gidiyoruz..." "Fajita yemek değil miydi?"

İşte Mojito'ya gitmeden önce kendimi böyle gerçek bir kavram karmaşasının içerisinde buldum. Bu arada geçen hafta başımdan neler geçti neler... Üç gün Florance Nightingale Hastanesi'nin odalarını ve yataklarını test etmek zorunda kaldım. Ki, bu hikayeyi sonra anlatmayı planlıyorum. Hastanelik olmadan bir gece önce Mojito'da DJ'lik yaptım. Küçükken en büyük hayallerimden birisi şarkıcı olmaktı. İnsanları eğlendirmek, (tabii ki) çok beğenilmek, zengin olmak gibi hayallerim vardı. İnsanları eğlendirmek dışında yukarıda saydığım hayallerime ulaştığım söylenemez.

HAVAYA GİRDİM
"Rahşan Hanım, gelin DJ olun, boy boylayın soy soylayın" dediklerinde biraz havaya girdim. İtiraf ediyorum bayağı bir havaya girdim. İki gün çalışıp Ortadoğu ve Balkanlar'ın en eğlenceli listesini hazırladım. 80'lerin sonu ile başlayıp 90'lar ile ortamı ısıtacak ve 2000'lerin önde gelen seçkin pop eserleri ile de engin müzik bilgim ile zamane gençliğini kendime hayran bırakacaktım. Yani başka bir deyişle otuz yıldır ne yapıyorsam onu yapacaktım: Dikkatleri kilomdan başka bir tarafa çekip, fileleri havalandıracaktım. Yani skor kaygısı güdüyordum.

KORKARDIM!
Mojito, Levent'te Çalıkuşu Sokak'ta. Yeni açılmış bir yer. Saat 24.00 sularında diskonun kapısındaydım. Kapıda kuyruk vardı. Kuyruktaki kalabalıktan fazla sayıda da bodyguard vardı. Biraz tedirgin oldum. Ünlü gazeteci Rahşan Gülşan olmasaydım çok korkardım. Hele, sevgilisini ilk kez dışarı çıkaran bir erkek olsaydım, korkudan altımı bile ıslatabilirdim. Çünkü eğer adınız, en iri bodyguard'ın elindeki listede yoksa hayatınız kaydı demektir. Çünkü 'guard' arkadaş, (Ama bulaşık bezi markası Scotchguard ile karıştırmayın, bunun temizlikten anladığı biraz farklı!) Türkçe'yi pek de bilmediğimiz bir aksanla konuşuyor. Bizim Türkçe'mizi de pek anlamıyor. Kuyruktaki çocuklardan birisi yavaşça sokulup "Ağbi, bizi idare etsen, kıza rezil olmasak" deme gafletinde bulundu. Koruma arkadaş dişlerinin arasından "hıss"sesleri çıkararak bir şeyler söyledi. Çocuğun saçları bir anda beyazladı. Ben uslu uslu içeri girdim. İlk izlenim tam bir şok: "Allahım ne kadar yaşlıyım!" Evet evet, yaş ortalaması 20-25! Minyon olanlar daha da genç görünüyor. Ben bitmişim. DJ'lik karizması da olmasa bir hiçim. DJ kabini yüksekte, tüm kulübe hakim. DJ Hüseyin çok tatlı bir çocuk. Ben çalacağım şarkılardan bahsediyorum. Nazikçe "İsterseniz prehistorik çağdan kalma şarkılardan vazgeçin, gelin yeni bir liste yapalım" diyor. Hem yaşlıyım, hem şişmanım hem de dinlediğim müzik tarih öncesi muamelesi görüyor. Ben hastanelik olmayayım da kim olsun?

ŞEKERCİ DÜKKANI
'Eye Of The Tiger'ı müteakkip 'It's Raining Man' çalacaktım. Arkasından da Meat Loaf'ın 15 dakikalık şarkısı 'Anything For Love'ı koyup tuvalete bahanesiyle aşağı inip, dans pistine atacaktım kendimi. Ama sanki bir zenci mahallesindeyiz. Busta Rhymes çalıyor, arkasından 50 Cent başlıyor. Şarkının adı 'Candy Shop' yani şekerci dükkanı. Diyor ki: "Seni şekerci dükkanına götüreceğim, sana lolipop yalatacağım." Ayy ne güzel. Karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı sarkı sözleri. Benim eve gidip biraz R&B çalışmam gerekiyor. "Yo Yo" diye bağırıp zenci dansı öğrenmeliyim. Rahşan, eğleniyormuş gibi görün. Amerika'da yaşadığın zamanları hatırla. Evet, oluyor! Eyo, eyo...

ŞAŞI DEĞİL AYOL...
Galiba şu çocuk bana bakıyor. Hayır o değil. Onun kız arkadaşı var. Onun arkasındaki siyah ceketli olan. Sanırım o da ben yaşlarda. Çünkü baston yutmuş gibi dans ediyor. Ayy bana bakıyor! Hayır ayol, şaşı değil! Sayın okurlar, Rahşan Gülşan, kısa süren DJ'lik macerasından sıkılmış, siyah ceketli, baston yutmuş gibi dans eden yakışıklının peşinden dans pistinde kaybolmuştur. Ertesi gün de hastanelik olmuştur. Büyük ihtimalle dans pistinde kendini kaybetmiştir. Hükümsüzdür.