  |
|
 Aksu: İçki yasağı gibi bir uygulama söz konusu değil
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, ''içki yasağı'' haberlerine ilişkin, ''İçkili yer bölgelerinin daraltılması, kaldırılması, içki içmenin yasaklanması gibi bir uygulama, düzenleme kesinlikle söz konusu değil'' dedi.
Bakan Aksu, Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği Meclisi'nin Sefaköy Radisson Sas Oteli'nde yapılan ''2005 yılı 2. Olağan Toplantısı''nın ardından, ''içki yasakları'' yönünde basında çıkan haberleri yanıtlamak amacıyla basın toplantısı düzenledi.
Aksu, konuşmasında, ''bazı basın-yayın organlarında 'içki yasağı
ve kırmızı sokak' şeklinde manşet yapılan, sanki 'içkili yerler kapatılıyor, içki yasağı getiriliyor, içkili bölgeler daraltılıyor' şeklinde verilen ve gerçeği yansıtmayan haberlerin, giderek gündemi haksız ve insaf ölçülerini aşan bir şekilde meşgul ettiğini'' bildirdi.
Bu tür değerlendirme ve haberlere, 24 Kasım'da İçişleri Bakanlığı'nın bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bir milletvekilinin sorusunu cevaplamak üzere gündeme getirerek geniş bir yanıt verdiğini, ardından bütün basın organlarına basın açıklaması göndermiş olmalarına rağmen bu haberlerin devam ettirilmesini üzüntü ve ibretle izlediklerini kaydeden Aksu, ''Bu suni gündemle ülkenin meselelerini böyle değiştirmek ve bu konu üzerinde partimiz aleyhinde bir şeyler oluşturulmaya çalışılmaktadır'' dedi.
''71 YIL BOYUNCA YAPILAN YASAL DÜZENLEMELER''
Bakan Aksu, basın toplantısında, içkili yerleri de kapsayan umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin ruhsatlandırılması ile içkili yerlerin açılacağı bölgelerin tespiti konusunda esas alınan mevzuat hakkında bilgi verdi.
Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin açılması ve ruhsatlandırılması konusunun ilk olarak 71 yıl önce 14.7.1934 tarih ve 2751 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nda düzenlendiğini anlatan Aksu, daha sonra 21.5.1949 tarihinde yürürlüğe giren yönetmelik, 1984 tarihinde çıkan ve içkili yerlere verilecek izinlerde göz önünde bulundurulacak esaslara dair yönetmelik, 1999 tarihinde de 23922 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren açılması izne bağlı yerlere
uygulanacak işlemler hakkındaki yönetmelik çıkarıldığını söyledi.
Bakan Aksu, gerek 1949, gerek 1984 ve gerekse 1999 yılında çıkarılan yönetmeliklerde içkili yerlerin açılabilecekleri bölgelerin bir komisyon tarafından tespit edileceği ve krokiye bağlanacakları hükmünün içerik olarak aynen korunduğunu ifade etti.
Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyelik sürecinde Türkiye'de çağdaş normlara uygun olarak önemli yapısal düzenlemeler yapıldığına işaret eden Abdülkadir Aksu, ''Bu düzenlemelerdeki temel amaç; mevzuatlarımızı uyumlaştırmak, insan hak ve hürriyetlerini tespit etmek, demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla hakim kılmak, girişimcilerimizin önündeki bürokratik engelleri kaldırmak'' diye konuştu.
''BÜROKRATİK İŞLEMLER KALDIRILDI''
İçişleri Bakanı Aksu, bu anlayış çerçevesinde 2004 yılında yeniden düzenlenen 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nun 7. maddesinin, umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin ruhsatının, bağlı olduğu kolluk kuvvetinin 7 gün içinde görüşü alındıktan sonra mücavir alan sınırları içinde belediyeler, bu alanların dışında il özel idareleri tarafından verilmesini içerdiğini belirtti.
Yayınladıkları bir yönetmelikle de birçok bürokratik işlemin kaldırıldığını ve girişimcinin önünün açıldığını anlatan Aksu, bunun sadece içkili yerlerle ilgili değil, sıhhi müesseseler, gayri sıhhi müesseseler, umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin hepsinde birçok formalitenin ortadan kaldırıldığını kaydetti.
Bakan Aksu, bu yasayla işyerlerinin faaliyet göstereceği alanları belirlemeye de mücavir alan sınırları içinde belediyelerin, bu alanlar dışında da İl Genel Meclisi'nin yetkili kılındığını dile getirdi.
Mahalli idareler reformu çerçevesinde çıkarılan Büyükşehir Belediye ve İl Özel İdare yasalarında da yeni birtakım yetkiler verdiklerini kaydeden Aksu, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesinde, belediyelerin görevleri arasında gayri sıhhi müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini ruhsatlandırmak ve denetleme yetkisi, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu'nda da büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin sorumlulukları başlığı altındaki 7. maddesinde sıhhi işyerlerini, 2. ve 3. sınıf gayri sıhhi
müesseseleri, umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini ruhsatlandırmak ve denetleme yetkisinin verildiğini anlattı.
Aksu, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu'nun 7. maddesinde de, belediye sınırları dışındaki gayri sıhhi müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerine ruhsat vermek ve denetleme yetkisinin İl Özel İdaresi'ne verildiğini bildirdi.
Bakan Aksu, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nun 7. maddesinde öngörülen şekilde işyeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin yönetmeliğin de 10.08.2005 tarih 25902 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini, bu yönetmeliğin yasaya uygun bir şekilde ruhsatlandırma yetkisiyle beraber bölge tespit yetkisinin de valinin asayiş ve güvenlikle ilgili görüşü alındıktan sonra belediye mücavir alanda belediyeler, bu hudutlar dışında il genel meclisi tarafından belirtilir hükmünü getirdiğini ifade etti.
''ESKİ YASAYA GÖRE VERİLEN RUHSATLAR GEÇERLİ''
Yönetmeliğin geçici birinci maddesinde ''Bu yönetmelik yürürlüğe girmeden önce mevzuatına uygun olarak ruhsatlandırılmış bulunan yerler yeniden ruhsatlandırılamaz'' hükmünün yer aldığını vurgulayan Aksu, ''Bir telaşa gerek yok. Değişen bir şey yok. Kanun geçici birinci maddesiyle, 'bu yasa ve yönetmelik yürürlüğe girinceye kadar eski yasa hükmüne dayanarak içkili yer krokileri üzerinden alınmış ruhsatlar devam eder. Yeniden ruhsat verilemez' demektedir'' diye konuştu.
Bakan Aksu, 10.8.2005 tarihli yönetmelikte ifadesini bulan içkili yerler bölgesinin tespiti ve krokiye bağlanması konusundaki yeni düzenlemenin, 1949, 1984 ve 1999 yıllarında yapılan yönetmelik değişikliklerinden bir farkı bulunmadığını, geçmişten gelen uygulamanın devamı olduğunu kaydetti.
Burada yapılan tek değişikliğin, daha önce içkili yerlerin açılabileceği yerler bölgesi mahalli mülki amirin başkanlığında toplanan komisyon başkanlığınca belirlenirken, şimdi belediye hudutları içinde belediye meclisleri, belediye hudutları dışında da il genel meclislerine verildiğini, bunun da Mahalli İdare Reformu'nun bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Aksu, ''Belediye meclisleri ve il genel meclisleri, demokrasinin bir gereği olarak o yerin seçtiği insanlardan oluşan karar organlarıdır. Bu nedenle mahallin gerçek ihtiyaçları doğrultusunda değerlendirmelerini yapıyorlar. O mahal için en uygun bölgeleri tespit etmesi de, tabii olarak bu kurumlar tarafından yapılması gerekmektedir'' dedi.
''RUHSAT İŞLEMİ ŞİMDİ ÇOK KISA SÜREDE TAMAMLANIYOR''
Bu kanun yürürlüğe girmeden önce umuma açık istirahat ve eğlence yerlerine ilişkin ruhsat müracaatlarının sonuçlandırılmasının aylar aldığını, yeni düzenlemeyle bürokratik engellerin kaldırıldığını, kırtasiyeciliğe son verildiğini vurgulayan İçişleri Bakanı Aksu, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Aylar alan bir ruhsat işlemi şimdi çok kısa sürede tamamlanıyor.İçkili yer bölgelerinin daraltılması, kaldırılması, içki içmenin yasaklanması gibi bir uygulama, düzenleme kesinlikle söz konusu değil.Bu uygulamayla bu tür işyeri açmak isteyenlerin önündeki bürokratik engeller de kaldırılmış oluyor. Ayrıca yayınladığımız yönetmelikle ilgili bazı illerden, belediyelerden sorulan açıklamalar üzerine biz genelge yayınladık. Bu genelgede de ne yasaklama var ne 'kırmızı nokta' var. Bu söylenenlerin tam tersine, 'içkili yer bölgesinin bir belediye sınırı dahilinde birden çok alanda tespit edilmesine engel bir husus yoktur. Bir il,
ilçe veya beldede birden fazla 5, 10, 15 bölge tespit edebilirsin' diyoruz. Buna engel yok. Bir önemli konu daha, 'kırmızı nokta'nın tam tersi, diyoruz ki; içkili yer bölgesi adres, nokta işyeri olarak değil, bölge olarak tespit edilmeli. Yani 'bir cadde ve sokakta sadece şu işyeri içkili yer bölgesinde' diyemezsiniz. Bütün caddeye, sokağa, bütün bölgeye vermek lazım.''
Daha sonra basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Bakan Aksu, ''Bu konu neden gündeme getiriliyor?'' sorusu üzerine, ''Suni gündem oluşturmak ve bunun üzerinden belki hükümeti, partiyi eleştirmek. Başka amaç görmüyorum'' dedi.
(AA)
|
