Fitch Türkiye'nin notunu 'pozitif'e çevirdi
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'nin, BB(-) olan kredi notuna ilişkin ekonomik görünümünü, ''durağan''dan, ''pozitif''e yükseltti.
Fitch'den yapılan açıklamada, uzun dönem yabancı para birimi cinsinden ve YTL cinsinden kredi notu BB(-) olarak aynen teyit edilirken, kısa vadeli kredi notunun da ''B'' olarak aynen teyit edildiği kaydedildi.
Fitch Türkiye analisti Nick Eisinger, görünümün pozitife çevrilmesinin nedenini açıklarken, Türkiye'nin ülke kredi notu kalitesinin, ''sağlam ekonomik büyüme, kamu
finansman açığı ve borç yükündeki azalma ve siyasi istikrar nedeniyle'' olumlu yönde ilerlemeye devam ettiğini söyledi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, ''sosyal güvenlik reformunun yasalaşması, enflasyonu indirme başarısının devam etmesi ve hassas para politikası yönetimi, kredi notunun yükseltilmesini tetikler'' dedi.
Fitch, Türkiye'nin, BB(-) olan kredi notuna ilişkin ekonomik görünümünü, ''durağan''dan, ''pozitif''e yükseltti. Fitch açıklamasında, Hükümet'in, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Birliği (AB) destekli reform programına devam edeceğinden emin olunduğu belirtilirken, dış şok tehlikesinin, yapısal reformlar, düşen enflasyon, dalgalı döviz kuru ve mali sistemdeki denge nedeniyle azaldığı ifade edildi.
CARİ İŞLEMLER AÇIĞINA DİKKAT
Fitch Türkiye analisti Nick Eisinger, ekonomideki olumlu gelişmelere karşın, cari işlemler açığının yüksekliğine dikkat çekerken, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) temelinde, yüzde 6.3 oranındaki açığın (gelecek yıl bunun üstüne de çıkabileceği belirtilirken), nominal şartlarda, yükselen piyasalardaki en yüksek dış açığı temsil ettiğini vurguladı.
Eisinger, yüksek petrol fiyatlarıyla beraber güçlü iç talebin cari işlemler açığının yükselmesine neden olduğu kaydetti. Bu arada, hız kazanan özelleştirme programı, bankacılıkta artan doğrudan yabancı sermaye girişinin, cari işlemler açığının dış finansman kalitesini belirli oranda artırdığı, fakat kısa vadeli, borç yaratan nitelikteki sermaye hareketlerinin, dış borçlar içinde önemli bir payının olduğu ifade edildi.
2006 yılında, açığın dış finansman kalitesinin daha da artabileceği vurgulandı. Kısa vadeli sermaye hareketlerinin, küresel likidite değişikliklerinde Türkiye'yi kırılgan bir hale getirebileceği belirtilirken, Eisinger, borç dinamiklerindeki yapısal değişime rağmen, şoklara karşı dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.
Doğrudan yabancı sermaye girişinin, gelecek yıl cari açığın ancak yüzde 30'luk kısmını finanse edebileceği belirtilirken, Merkez Bankası'nın rezervlerini artırmaya devam etmesi tavsiye edildi.
|