kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Pazar Sabah
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
İlker Sarier @ SABAH
Fax:
0212 354 34 69
 

İşte benim çözümüm!

İstanbul halkını ciddi biçimde tedirgin eden "tinerci-kapkaççı" vakalarını önlemekte çözümün "polis dayağından geçmediğini" söyledim. Hıncal Uluç'tan ağır bir eleştiri geldi ve ağabeyimiz şöyle bağladı:
"Bana gelecekte değil, şimdi hemen bir çözüm söyle!"
Söyleyeceğim.
Ama önce neyin çözüm olmadığı konusunda anlaşmamız lazım.


Hortum Süleyman'ın Beyoğlu'nun ara sokaklarında yürüttüğü dayak uygulamalarının bu bölgeyi temizlemeye yetmediğini Hıncal Ağabey de zımnen kabul ediyor:
Hortum Süleyman gitti, tinerciler geri döndü, diyerek.
Çünkü bir bölgeyi rahatlatmak için alınan sert önlemler, tinercilerin bir süre için başka semtlere kaçmasına yol açar sadece. Bu da sorunu halının altına süpürmekten başka bir şey değildir.
Zihin ve ruh yapıları itibariyle kendilerinin birer gizli faşist olduklarının bile farkında bulunmayanların savunduğu gibi, bu çocukları kafalarına birer kurşun sıkarak birer birer öldürmek veya hepsini birden toplayıp ıssız adalardan birinde tecrit etmek de tartışılmayacak kadar ahmakça ve hukuk dışı bir "güya çözüm"dür.
Osmanlı'nın sokak köpeklerini itlaf ettiği gibi bu çocukları "itlaf" edemezsiniz.


Gerçek çözüm odur ki, o pusulasız çocukları "kendi içlerindeki suç canavarından da kurtarabilsin!"
Benim aklıma gelen en etkili çözüm şu: Bu çocukları, hakim kararıyla ve devletin ciddi denetimi altında bir nevi "çalışma kampları"nda toplanarak üretime ve çalışmaya yönlendirmek!
Çünkü dünyadaki en etkili ıslah ve geliştirme yöntemi insanı üretime dahil etmektir.
Bu çocuklar, hem devletin hem de sosyal uzmanların ve tabii hekimlerin kontrolü altında birçok üretim alanında istihdam edilebilirler.
Mesela, ağaçlandırma, mesela balıkçılık, mesela kamu yolları, köprüleri, viyadüklerinin inşasında...
Mesela organik tarım alanında...
Mesela mobilyacılıkta, çeşitli el sanatlarında mesela...
Bunun yanı sıra çocuklara belirli bir ücret tespit edilip, kazançlarının banka hesaplarına yatırılması yoluyla, hayata tutunmaları ve güvenlerini kazanmaları sağlanabilir.


Temelde bu çocukların hapse atılmaları da gerçek çözüm değil. Çünkü hapishaneler "ıslah etmekten" ziyade küçük suçluyu büyük suçlu haline getirebiliyor.
Hayatında hiçbir üretime katılmamış, alnının teriyle kazanmamış bir gencin, bizzat üretime dahil edilmesi hem yepyeni bir dünya yaratacaktır, bir yandan da belki en etkili bir "ceza yöntemi" olacaktır.
Dünyanın en medeni ve demokratik ülkelerinde bile "kamu hizmetinde çalışmak" gibi bir ceza vardır, öyle değil mi?
Bizde niye yok peki?


İstanbul Valiliği, son 5 yılda, sokakta yaşayan çocuklardan 19 bin 871'inin, çalışan çocuklardan ise 12 bin 780'inin ve de 1130 kız çocuğunun "koruma altına" alındığını açıklıyor.
Ama bu bile yetmiyor. Çünkü çocuklar üretimin ve çalışmanın sihirli rehabilitasyonundan uzak yaşıyorlar.
Çok mu romantik bir çözüm Hıncal Ağabey? (Hukuk ile ilgili itirazlarımı saklı tutuyorum!)

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Cerrah'ın cevabı!   / 30-11-2005
 Ben de katılıyorum   / 28-11-2005
 Türk ihale sistemi!   / 27-11-2005
 4. Murad kafası!   / 25-11-2005
 Neden bu gerginlik?   / 23-11-2005
 Fişleme-fiştekleme   / 21-11-2005
 Paranın şımarıklığı!   / 20-11-2005
 Sepp Blatter AİHM'lik!   / 18-11-2005
 Kronik bir vakaya bakış   / 16-11-2005
 Polislerin psikolojisi   / 14-11-2005
REHA MUHTAR
'Biz hamileyiz...'
Çetin Altan'ın, ilk gençlik...
EMRE AKÖZ
Ismarlama yazı
TESTERE VE CİNAYETSavaş Ay,...
MEHMET BARLAS
Siyasetçinin zorlukları ve sorumlulukları artıyor
Hemen...
İLKER SARIER
İşte benim çözümüm!
İstanbul halkını ciddi biçimde...
MAHMUT ÖVÜR
'İzmir güzel bir prensestir'
İzmir'i İzmir yapan...
SAVAŞ AY
O sette olan biteni kendi gözlerimle gördüm
Sevgili ...
HINCAL ULUÇ
Ben, vallahi ağlamadım!..
Okurum beni iyi bilir.. ...
Bahtı Kara Kartal
Bahtı Kara Kartal
Beşiktaş, sezonun en iyi futbolunu Zenit'e karşı oynadı. Çok...
45 dakikalık şov
45 dakikalık şov
Bir ay sonra 11'e giren Sergen, ilk yarı müthiş oynadı. Bir şutu...
Profesörlere zorunlu hizmet geliyor...
Onbeş yeni üniversite kurulmasına ilişkin yasa tasarısı komisyonda...
En genç Meclis'te emeklilik paniği
Türk Parlamenterler Birliği, milletvekillerine birer mektup...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu