kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
İstanbul kırmızı kart gösterdi İstanbul kırmızı kart gösterdi


Eski İçişleri Bakanı Meral Akşener'e göre 28 Şubat'ın arkasında Anadolu sermayesini engellemek isteyen İstanbul burjuvazisi var. Akşener "Bugün aynı şeyi yapamazlar çünkü Uzan örneği korkutucu" diyor.

Eski İçişleri Bakanı Meral Akşener ile röportaja devam ediyoruz. Susurluk, Şemdinli derken, konu dönüp dolaşıp 28 Şubat'a geliyor. Akşener 28 Şubat'ın Susurluk soruşturmaları sürerken gerçekleşmesinin manidar olduğunu söylüyor.

Sizin bir cümleniz var. "28 Şubat gözüktüğü gibi değil" diyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz?

- O dönemin çok önemli isimleri şu anda da hükümette. Bakın ben 28 Şubat'ı şöyle değerlendirdim. Aktörleri içerisinde evet, askerler vardı, yargı vardı, üniversite vardı, medya vardı ama en önemli tetikleyici başkasıydı. Kimse ona bakmıyor.

Kimdi?

-İstanbul burjuvazisi. Ben hep öyle olduğuna inandım. Ben bugün şaşkınlıkla bakıyorum etrafıma. Avrupa Birliği'nin en önemli savunucusu haline gelmiş bir takım iş adamlarımızın zamanında AB'ye ne kadar karşı olduklarını ben yakından biliyorum. Rekabete kendilerini hazır hissetmedikleri için karşıydılar üstelik.

Kim bu işadamları?

-Yok açıklayamam. Yeterince tazminat ödedim. Refahyol Hükümeti döneminde ortada bir pasta vardı. İyi ya da kötü bu pasta bir şekilde paylaşılmıştı. Anadolu'dan gelen Anadolu Kaplanları diye adlandırdığımız bir başka sermaye daha vardı. O da elini uzattı bu pastadan kapmak için. İstanbul Anadolu'dan gelen bu aktörlere kırmızı kart çıkardı. İstanbul medyayı tetikledi. Medya askeri, asker yargıyı...

İstanbul burjuvazisi bu kadar güçlü mü? İstediği anda kırmızı kart çıkarabilir mi?

-Bugün zor tabii. Koalisyon hükümetleri bunlar için bulunmaz kaftandır. Bir partiyle ters düşerseniz diğerinin üzerinden bir şeyleri çözebilirsiniz. Yani o bir dengedir. Şimdi bu kadar güçlü bir iktidar geldiği zaman, Özal döneminde de öyle olmuştu, kendi sermayelerini yaratır. Bu yeni aktörler eskinin rakibidir. Bu hükümetin çok önemli bir özelliği daha var. Bunlar parayı biliyorlar. Milli Görüş geleneği zaten esnaflıktan geçer. Tüccar ve esnaf olma yolunda ilerlerler.

ASKERİN ENDİŞESİ

Peki ama anlamadım niye bugün kırmızı kart çıkamaz?

-Ortada Cem Uzan gibi bir örnek var. Öylesine korkutucu bir örnek ki o kırmızı kartı çıkarmak bugün yürek ister.

Öyle bir konuşuyorsunuz ki sanki Erbakan'ın Başbakanlığı döneminde toplumu rahatsız eden hiçbir şey olmamış gibi. Örneğin ben şeyhlere verilen yemeği hatırlıyorum.

-Askerlerin 150 yıllık kurumsal bir endişe taşıdıklarını biliyorum. Samimi olduklarına da inanıyorum aslında. Bu endişe çok güzel kullanıldı diyorum. Erbakan şeyhlere şıhlara yemek vermeseydi bunlar olur muydu? Belki olmazdı ama benim iddiam şu. İnsan açıkken sıcak yarayı hissetmez. Sonra dönüp baktığınızda daha somut analizler yapabiliyorsunuz. Hani kurtla kuzu su içiyormuş kurt kuzuya "Suyumu bulandırıyorsun seni yiyeceğim" demiş. Kuzu da "Ama sen öndesin" diye cevap verince "Olsun yine de yiyeceğim" demiş. 28 Şubat o hesap işte.

Yani ortada ne olursa olsun 28 Şubat yaşanacaktı. Öyle mi?


-Bence öyle. O dönemin aktörleri açısından bakıldığızaman bir iktidar gitti. İrticayı yok edelim derken, Türkiye'nin 40-50 milyon doları çalındı. Birileri durumdan vazife çıkardı, hırsızlık yaptı.

KIYAT'A SORUYORUM

Neden bahsediyorsunuz?

-Bankalardan.

"Askerin endişesini anlıyordum, toplumda çoğu insanın da aynı rejim değişimi korkusunu hissettiğinden eminim, üstelik bu konuda samimiler" diyorsunuz. Peki hükümetiniz döneminde siz, hiç olan bitenden rahatsızlık duymadınız mı? Yani şeyhlere verilen yemek örneğin, sizi rahatsız etmedi mi?

-Olsa da olmasa da yaşanacaktı diyorum. 28 Şubat'ın Türkiye'den kaçırılan paralar anlamında daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bugün emekli bir Koramiral, Atilla Kıyat, "Kürdistan kurulabilir, korkmaya gerek yok" diyebiliyor. Hatta ekliyor "Başbakan'a da bunu söyledim." Ben şimdi iki tane soru sorma hakkına sahibim. Bir, kardeşim siz 28 Şubat'ın o dönemki aktörlerindendiniz. Elinde silahı olmayan başörtülü kızları, İmam Hatip Lisesi öğrencilerini birinci tehdit olarak kabul ettiniz. Bugün Başbakan ile samimisiniz. O gün siz paranoyak mıydınız yoksa görüşleriniz mi değişti? İki, ben bakanlık yaptım. Siz o zaman görevdeydiniz. Madem böyle hümanist görüşleriniz vardı, madem böyle demokrat ve geniş düşünceliydiniz bize niye söylemediniz? 28 şubat hakkında tek öngöremediğim konu vardı o da ben bunun hep iç kaynaklı olduğunu düşünmüştüm meğer dış destekliymiş.

ÖVEREK İŞ YAPTIRIRLAR

28 Şubat'ı destekleyenler arasında başka ülkeler de mi var yani?

-Evet. ABD olabilir, İsrail olabilir. O konu biraz flu. Şöyle bir tabloya baktığınız zaman zaten görebilirsiniz. Halkın algısını değiştirmeyi çok iyi beceriyorlar. Ecevit bir anda yaşlı hasta adam olarak sunuldu bize. Oysa ona oy verdiğimizde de yaşlıydı. Erdoğan'ın getirildiği noktaya bakın. Bir anda Harvard okumasına hiç de gerek olmayan bir Başbakanımız olduğunu fark ettik. Bir taraftan çocuklarımızı okumaları için seferber ediyoruz, öte yandan anlı şanlı insanlar söyle yazıyorlar. "Başbakan'ın yabancı dili yok ama dünya liderleriyle vücut diliyle anlaşıyor." Sizce olabilir mi böyle bir şey?

İyi ama dünya liderleri Erdoğan'a son derece sıcak davranıyor.

-Dünyadakiler bizi tamamen çözmüş durumda. Batılı bizi halletti. Ruslar, Türkler, Araplar ve İranlılar için geçerli bir yol vardır. Överek iş yaptırırlar. Aynı şeyi milletvekili olduğunuzda size bile yaparlar. İlk randevuyu büyükelçiliklerden görevliler alır, başlarlar sizi övmeye. Gün gelir, Başbakan'ın gaf yapan, derinliği olmayan dil bilmeyen biri olduğunu keşfedebiliriz. Bu da mümkün yani. İşte o yüzden, özellikle 28 Şubat aktörlerinin bugün Başbakan'ın etrafında dolaşıp destekleyici açıklamalar yapmalarını hiç de samimi bulmuyorum.

Sizin teorinize göre, hükümet bir piyon, dış güçler bizi yönetiyor. Nasıl yani? O zaman sizin hükümetinizde de durum böyle miydi?

-Yok bakın, ben öyle bir şey söylemiyorum. Siz de söylemeyin. Ben algının değişmesinden değiştirilmesinden bahsediyorum, o kadar.

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Astsubaylar tutuklandı
 Roj TV soğukluğu
 İshalde çelişkili açıklamalar...
 FIFA almanağında Kürtçe krizi
 Sokağa düşmesinler diye göz hapsindeler
 Öğretmenlere suç duyurusu
 Tansiyon düşüren efsaneler!
YILMAZ ÖZDİL
AB kayısısı...
Pazartesileri zordur. Ne yazsak?...
ÖMER LÜTFİ METE
Üstü de nifak, altı da
Kimlik üstüne konuşmak ateşle...
UMUR TALU
Bir öğretmen öldü (Bir okura ağıt)
Örgütlü ve sesli...
FATİH ALTAYLI
12 milyar dolarlık "Ai, ai, ai"
Fatih Altaylı'ya...
ERDAL ŞAFAK
40 gün 40 gece
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu...
'İşgalcilere emredin'
Devrik Irak lideri, Duceil katliamı suçlamasıyla dün hâkim...
Avrupa soğuktan felç geçirdi Almanya'da asrın kışı kapıda
Avrupa kışın etkisinde... Kışın en çok kendini gösterdiği...
Ümit-Tümer takası
Ümit-Tümer takası
Mutsuz olduğunu söyleyip 'kopma' sinyali veren Galatasaray'ın golcüsü...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu