Editörden...
Darbeleri çabuk atlattı, sıra hızlı büyümeye geldi
Bundan 20-25 yıl önce bir havalenin saniyeler içinde yapılacağı ya da evinizde otururken hisse senedi alabileceğiniz söylenseydi, muhtemelen inanmazdınız. Çünkü böyle şeyler ancak bilim kurgu filmlerinde yer alırdı. Şimdi ise Tahtakale'deki döviz piyasası, kara tahta üzerinde alım satım yapılan Karaköy'deki borsa, günler sonra ulaşan havaleler artık birer masal gibi geliyor... İşte cebinde kredi kartı taşımanın ayrıcalık olduğu, yatırım denince akıllara neredeyse sadece mevduatın geldiği 1980'li yılların ortası Türkiye'nin kendi yağı ile kavrulmaktan vazgeçip dışa açılma dönemiydi. Tabi bu sırada siyasilerin "borçla büyümenin" rüzgarına kapılması, Türk halkına oldukça pahalıya patladıysa da 'düşe kalka, serbest ekonomiyi' öğrendik. 1980'li yılların başında yaşanan bankerzede olayı, daha sonra bankazede, dövizzede, borsazede ve son olarak İmarzede diye uzadı gitti.
6 kriz atlattık, ayakta kaldık
Ekonomi tarihi için oldukça kısa bir dönem olan bu 20 yılda, tam 6 kriz atlattık. Cumhuriyet tarihinin en yüksek faiz oranını, enflasyonu, arka arkaya gelen devalüasyonları, en ağır krizini bizler hep bu dönemde yaşadık. 2001 yılındaki mali kriz özellikle bankacılık sektörünü adeta duvara yapıştırdı. Onlarca banka sistemden silindi gitti, geriye sadece isimleri kaldı. Ancak 2005'e gelindiğinde dünya gördü ki Türkiye'deki genç nüfusun, müteşebbis ruhun yıkılmaya niyeti yok. Uçaklara dolarak Türkiye'ye gelen ve yatırım olanakları arayan yabancıların bu ilgisi boşuna değil. Çünkü AB kapısında bekleyen, büyüyen ve daha da büyümeye niyetli olan bir ülke var ortada.
Yabancıların yoğun ilgisi
İşte SABAH Gazetesi'nin 20'inci yılı dolayısı ile Türkiye'deki bu gelişimi gösteren 11 özel ek hazırlandı. Bunların ilkinde krizlerden büyük yara alan finans sektörü masaya yatırıldı. 20 yılda finans sektörünün kat ettiği yol, bu piyasanın oyuncuları; yani yaşayanlar tarafından anlatıldı. 27 milyar dolarlık bir aktif büyüklüğe sahip olan bankacılık sektörü 34 oyuncusunu kaybetse de 260 milyar dolarlık bir büyüklüğe koştu. Gelişme potansiyeli yabancıların iştahını kabartınca, yerli bankalara olan ilgi arttı. 20 yıl önce İMKB'de işlem gören borsa şirketlerinin piyasa değeri sadece 1 milyar dolardı. Bugün ise 263 şirket 141 milyar dolarlık bir değere sahip.
Sektörde insan kalitesi öne çıktı
Bir dönem statü sembolü olan kredi kartları neredeyse cüzdanlarımızdan fışkırıyor. 29 milyon kredi kartı ile Avrupa'nın 3'üncü büyük pazarı durumundayız. Bizler bu eki hazırlarken 20 yılı objektif olarak masaya yatırmaya çalıştık. Bu sırada krizleri, bu dönemde batanları görmezden gelemezdik. Çünkü geçmişte yapılan hataların unutulması tarihin tekerrürüne neden olabilir. Finans sektörü bu dönemde ağır darbeler aldı, ama her şeye rağmen insan kalitesi, teknolojisi ile ayakta durmayı başardı. Bundan sonra da başaracaktır...
YAVUZ BARLAS HACER GEMİCİ
|
