kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kendinize yaptığınız baskıdan hemen kurtulun
Kendinize yaptığınız baskıdan hemen kurtulun
Gerginliği Atabilmek İçin
Yoganın Öğrettikleri

Kendinize yaptığınız baskıdan hemen kurtulun

Yarattığınız stresin vücudunuzda kronikleşmesini engelleyebilirsiniz. Dolan deponun bir şekilde boşaltılması gerekiyor. Vücut rahatladıkça patlama ihtiyacı azalır. Böylelikle kendimize çok daha az zarar veririz.

Süregelen bilimsel araştırmalarla tıp bilgisi geliştirildiği halde, sağlıklı yaşamak için bildiğimiz gerekli temeller yıllardır pek değişmiyor. Mesela hepimiz sigara içmenin zararlarını biliyoruz. Bol sebze, meyve ve tahıl içeren bir diyet, egzersiz yapmak ve stresten olabildiğince uzak durmak gerektiğini biliyoruz. Konu stres olunca ne yapacağımızı biliyoruz da, sorun nasıl yapacağımız... Motivasyonu nasıl yaratacağımız, nereden başlayacağımız ve ipin ucunu kaçırmadan nasıl devam edeceğimiz...

MİNİK RAHATLAMALAR
2003 yılında Sabah'ta bu sayfayı yazmaya başladığımda "Biz ülke olarak stresin içine o kadar batmışız ki bizden hayır gelmez" inançlarını inatla sürdüren çok kişiden mail alıyordum. Ancak boşvermişliğin, inkar etmenin ve kaçmanın uzun vadede bir çözüm getirmediği, daha da çok sorun yarattığı bir gerçek. Her geçen gün daha çok insan, daha kendi kontrollerinde bir hayat yaşamak için arayışa giriyor. Kontrolden çıkmaya başlayan stres seviyelerini kontrol altına almak için artık bir şeyler yapmaları, adım atmaları gerektiğini farkediyorlar. Çok geç akıllanmadan, çok erken yaşlanmadan.. Benliğimizin bir parçası haline gelmiş ön yargılarımız, esiri olduğumuz negatif iç diyaloğumuz ve reaksiyonlarımızla yaşayıp vücudumuza negatif enerjiyi depolamak, zarar görmek çoğumuzun alışkanlığı. Stres karşısında farklı seçimlerimiz olduğunu görmek ve görmeyi sürdürebilmek alışkanlığını kazanmamız gerekiyor. Bunun için sizlere nereden başlayabileceğinize ve bu alışkanlığı nasıl oturtabileceğinize dair küçük küçük adımlar önermek istiyorum. İlk adım, şimdiki durumunuzun ne olduğunu farketmek. Değişebilme süreci, önce yaşama bugüne kadar nasıl yaklaştığınızı net bir şekilde görebilmekle başlar. Mesela yaşantınızın birçok yönünde kontrolünüz altında olmayan şeyler için bile ne kadar boşa kürek çektiğinizi farketmez, enerjinizi tükettiğinizi ama yine de hiçbir şeyin değişmediğini görmezseniz, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemeye devam edersiniz. Ancak kireçlenmiş, fonksiyonsuz alışkanlıklardan, ön yargıdan kurtulmak tabii ki kolay değil. Alıştığımız, bildiğimiz şey, bize zarar verse, gelişmemize engel olsa bile, kolayı seçmek k e n d i m i z güvende hissettiriyor. Çoğumuzun aklı çok geç olduktan sonra yerine geliyor. Önemli olan düşüncemizin ne kadar kontrolü altında yaşadığımızı görüp, kendi kendimize yaptığımız
baskıyı gerçekten farketmek, bu baskıyı minimuma indirebilecek seçenekleri kullanmayı öğrenmek, yeni alışkanlıklar yaratmak ve bunları tekrarlayarak kuvvetlendirmek... Yani otomatik pilottaki yaşantıdan seçimlerimizin olduğu bir yaşantıya geçişi sağlamak.

DEPOYU BOŞALTIN
Bunun için gereken adım da vücudunuzun tepkilerini tanımaktan başlıyor. Yani vücudunuzun strese karşı alışkanlık haline gelmiş tepkilerini birer birer farketmek, stresi bedeninizin hangi bölgelerinde topladığınızı anlamak ve bu bölgeleri rahatlatmayı alışkanlık haline getirmek. Vücut rahatladıkça patlama ihtiyacı azalır. Bu şekilde kendimizi kötü hissettiğimiz durumlarda verdiğimiz tepkileri değiştirme şansımız çıkar ortaya. Negatif hissetmemizde hiçbir mahsur yok, problem olan, bize zarar veren negatif tepkilerimiz. Kendi kendimize yarattığımız, stresin vücudumuzda kronikleşmesini engelleyebiliriz. Dolan deponun bir şekilde boşaltılması gerekiyor. Benim mini rahatlamalar dediğim gün boyunca yaratabileceğiniz pek çok mini anlarda, bir zırh halini almış vücudunuzdaki gerginliği, kasılmayı çözebilir ve bu rahatlığa kendinizi bırakabilirsiniz. Bu şekilde, gerginliğe bağımlı kalmamayı vücudunuza alıştırırsınız. Vücudunuz bu tip bir rahatlığa bir kez alışmaya başladı mı o üst üste toplanan negatiflik içinizde kaskatı sıkışıp, kalmıyor, bir yandan da akıp gidiyor. Bu şekilde olaylara tüm benliğinizle tepki göstermeyi bırakırsınız. Boşverdiğiniz, kaçtığınız veya zayıf olduğunuz için değil, vücudunuz daha rahat ve güvende hissettiği için. Bu şekilde sorunlarınıza sürekli tepki vererek yaşayacağınıza, daha yaratıcı çözümler getirmeye başlarsınız.

STRESE KARŞI KOYMAK
Türkiye şartlarında yaşayan pek çok kişinin bu başlığı okur okumaz "Hadi canım, olur mu öyle şey" dediğini gözümde canlandırabiliyorum. Çünkü birçok insan strese karşı koymadan yaşamayı hiçbir şeye sinirlenmeyecek, tepki göstermeyecek, kötü niyetlileri, zor yaşam koşullarını görmezden gelecekler gibi değerlendiriyor. Bunun mümkün olmadığını ben de biliyorum. Burada kendi kendimize yarattığımız stresten ve baskıdan söz etmek istiyorum. Kontrolümüz ve isteğimiz dışında gelişen her şey bizim için stres unsuru. Eh, ins a n o ğ l u n u n kontrol mekanizmasının ne kadar kuvvetli olduğunu gözönüne alacak olursak, stresten neden bu kadar yıprandığımızı anlamak için deha olmaya gerek yok. Bu kontrol ve savunma sistemimiz vücudumuzu bir zırha çeviriyor. Üstüne vücudumuzu atak etmeye ve kaçmaya hazır tutan o küçük endişeler eklenince duygusal olarak yorulup, tükeniyor ve netliğimizi kaybediyoruz. Çoğu zaman daha elimizde geçerli bir sebep olmadan bile kontrolü elden kaybetmemek adına baskıyı arttırıyoruz. Şimdi bu mekanizmayı yumuşatabilecek bazı tekniklerden bahsedeyim. Geçen hafta farkındalılığı geliştirebilmek için önce vücudunuzun hislerinize karşı tepkilerini tanımanız gerektiğinden bahsetmiştim. Yani vücudunuzla nefesinizin ilişkisini anlamanızdan. Gün akışı içinde stres nedeni ne olursa olsun, ister eşinizle kavga etmis olun, ister patronunuza sinirlenin, vücut en çok kendinize yaptığınız baskıdan yoruluyor. Yani size zarar veren o olay değil, o olaya verdiğiniz tepki. Eğer farkında yaşamıyorsanız tepkileriniz bilinçsiz reaksiyonlardır ve vücudunuz sürekli bu negatiflikle yüklendikçe küçücük sorunları bile tolore edemeyip patlarsınız.

STRES NERENİZDE?
Düşünceniz ne olursa olsun, vücudun bundan zarar görmesini engellemek önemli. Mesela bir şeye öfkelendiğiniz, endişe duyduğunuz veya korktuğunuz zaman bu hissi vücudunuzun hangi bölgesinde hissediyorsunuz? Çoğu insan kronik bir şekilde nefesini tutar, omuzlarını kasar, dişlerini, yumruklarını sıkar, karnında bir burulma hisseder. Derslerimde öğrencilerime omuzlarını rahat bırakmalarını söylerim, çoğu bıraktıklarını sanırlar. Sonra kalkıp, birkaç kişinin omuzuna yavaşça dokunduğumda omuzlarının ağır bir yükü bırakıp rahatladığı gibi düştüğünü görürüm. Yani çok kişsi için bedenlerini kasarak yaşamak o kadar kendilerinin bir parçası olmuş ki, farketmiyorlar bile! Stresi vücudunuzun hangi bölgesinde taşıdığınızı farkedin. En basiti araba kullanırken veya bilgisayar önünde çalışırken nefesinizi tutup, omuzlarınızı kastığınızı farkettiğiniz her an rahat bırakın kendinizi. Bir süre sonra alışkanlık halini almış bu fiziksel tepkilerimizin hepsini farkedip, negatifliğin vücudumuza yayılmasını engelleriz bu da kendimizi daha iyi hissettirir. Vücudun verdiği sinyalleri görmeye başlarız. Yaşadığımız anı olduğu gibi, yani düşüncemizin senaryoları ve yargılarımızla değil, tüm gerçeği ile yaşarız. Bu durumda özellikle bizi rahatsız eden bir olay karşısında (kendi önyargılarımızla daha da dolduğumuz için) aldığımız tehditten yoğun tepki vermeyi bırakırız. Alışkanlık haline gelmiş bilinçsiz tepkilerimizi görmemizi sağlar ve farketmediğimiz seçimlerimiz de daha net ortaya çıkar. Küçük bir örnek vereyim. Trafikte araba kullanırken düşüncelerinize dalmış gitmişsiniz, sürekli kendinize konuşuyorsunuz. Bu arada omuzlarınız kasılmış, dişlerinizi muhtemelen kasıyorsunuz ve ancak yaşayacak kadar nefes alıyorsunuz. Tamamen düşüncenizin senaryosuna kendinizi kaptırıp gitmişsiniz... Vücudunuza yaptığınız baskının farkında değilsiniz... Vücudunuzda toplanan bu tip bir gerginliği bırakabilmeniz için de önce farketmeniz gerekir öyle değil mi? Bu farkındalılığı kazandığınız anda böyle bir ortamda vücudunuza yaptığınız baskıyı, gerginliği rahatlatabilirsiniz.

ELVAN DEMİRKAN

DİĞER İYİ YAŞA HABERLERİ
 Tabletle gelen güzellik
 Kendine on dakika ver
 Kanser tanısında yeni uygulama
 Enerjinizi doğru kullanmayı biliyor musunuz?
 Karadağlı Michael Madsen'dan bile kötü!
 60'lı yılların kadını geliyor
 Hip-Hop'çıdan koleksiyon
 Modern, enerjik ve feminen
 Sağlığa en yararlı tişörtler
 Bu botlarla kışı seveceksiniz
 Yüz nakline gerek kalmadı
 Pozitif düşünce Pollyannacılık oynamak değil
 18. yüzyılda Mantık 19.'da Aşk vardı, şimdi Seks ön planda
 40 yaş gerçekleri
 Doktorlar tükendi
 Huzura bir şans verin
 Yağdaki büyük tehlike
 Merhaba
 Üç milyar dolarlık mücevher İstanbul'da
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
  » İyi Yaşa
Kocam 'İki göğüs herkeste var tek göğüs daha enteresan' dedi
Kocam 'İki göğüs herkeste var tek göğüs daha enteresan' dedi
Modacı Vural Gökçaylı'nın eşi Meral Gökçaylı yaklaşık üç yıl önce...
Filmlerimde cinsel değil ruhsal ilişkileri anlatmak istiyorum
Filmlerimde cinsel değil ruhsal ilişkileri anlatmak istiyorum
Ferzan Özpetek Mevlana'ya ilgisini son filmine de yansıtmış.
Tesettür giyim kemik erimesine neden oluyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Kadın ve Aile Sağlığı...
Büyük Prens
Prens Albert kimilerine göre dünyanın en küçük ikinci ülkesinin...
Mantar çiçek gibi toplanmaz
Şimdi tam mevsimi ama mantarların hangilerinin yenilebilir olduğunu doğru...
Picasso Şile palamudunu sever miydi?
'Picasso'nun Sofrası' adlı kitap büyük bir sanatçının ruhunun derinlerine,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.