kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Prof. Dr. Erdem Yesilada @ SABAH
 

Bitkilerin etkisi uçar mı?

Satın aldığınız bitki materyali gerçekten etkili mi? Çağdaş tedavide en önemli kavramlardan biri de ilacın birim dozu ile (bir tablet veya bir kaşık şurup ile her seferinde alınan miktarı) tekrarlanabilen tedavi cevabının alınabilmesidir. Yani hazırlanan bir ilacı her içtiğimizde içindeki maddelerin bileşimi aynı olmalı ki, vücutta aynı biyolojik cevabı meydana getirsin ve dolayısıyla istenen etkiyi sağlayabilsin. Halbuki, bitkilerin bileşimleri, bilhassa etkili madde oranları, çeşitli faktörlere göre büyük farklıklar gösterebilmekedir. Mesela, "coğrafik etkenler" olarak sayabileceğimiz; iklim, yağış nem, yükseklik, toplama mevsimi; hatta güneşin bitki üzerine geliş açısı; veya çeşitli "tarımsal etkenler"; toprak şartları, yetiştirme şartları, bitkinin toplandığı andaki gelişme evresi (meyva veya çiçek vb. durumda olması) veyahut "işleme koşulları" olarak nitelendirilen ve toplandıktan sonra yapılan uygulamalar; kurutma koşulları (güneş altında veya fırınlarda), saklama/ depolama koşulları, toplandıktan sonra bekletilen süre..... Görüldüğü gibi oldukça fazla sayıda etken söz konusu. İsterseniz bir kaç örnek ile önemini daha iyi kavramaya çalışalım. Yapılan çalışmalar bitkilerin çiçeklenme dönemi öncesi, çiçeklenme dönemi veya meyveli durumda toplandığında farklı bileşimlere sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Dolayısıyla etki profili de önemli değişiklikler gösterebilmektedir. Mesela, tropik bir bitkide ç içekli dönemde deney hayvanlarında tespitedilen antitümör etkinin (olası kansere karşı etki) meyvalı bitkide kaybolduğu görülmüş.

ŞENLİK GETİRİCİ
Halk arasında kantaron olarak adlandırılan, son yıllarda "St. John's wort" adıyla tanınan ve çağdaş bir hastalık olan depresyonlara karşı kullanılan bitkinin çiçekleri henüz tam açmadan, tomurcuk halinde, toplandığında en yüksek etkiyi gösterdiği bildirilmektedir. Halbuki bitki çiçekleri tam açılmış halde demetlenerek satılıyor. Geçen gün rastladığım bir Azeri kaynağında "depresyon giderici" etki için kullanılan ifade çok hoşuma gitti "şenlik getirici". Ne kadar güzel bir ifade! Kantaron konusunda dikkat edilmesi gereken bir başka uyarı ise, Türkiye'de 40 farklı türü bulunmaktadır. Ancak "tedavi değeri" olan sadece biri: Latince adı ile "Hypericum perforatum". Diğer türlerden ancak bilenler ayırt edebilmektedir. Yani satın aldığınız bitkinin gerçek kantaron olup olmadığı çok önemli.

MİS GİBİ
Nane, adaçayı, kekik gibi tıbbi öneme sahip bitkilerin etkisinde uçucu bileşenlerinin (kokusunu veren uçucu yağ) önemli katkısı bulunduğu bilinmektedir. Bu uçucu bileşikler bitkinin yaprakları üzerinde bulunan özel tüylerin içerisinde bulunmaktadır. Son derece kırılgan olan bu oluşumların bazen orta şiddette rüzgarla bile kırılması ile kokunun etrafa yayıldığına şahit olmuşşunuzdur. Bu nedenle bu tip bitkilerin toplanması ve kurutulması sırasında uygulanan işlemler son derece önemlidir. Uçucu bileşikler taşıyan bir bitkinin topladıktan sonra güneş altında veya kurutma fırınlarında kurutulması halinde etkili bileşenlerin kaybolması kaçınılmaz olacaktır. Bu tip bitki materyallerinin ufalanmadan temin edilmesi önemlidir. Halbuki piyasada nane yaprakları ufalanmış halde satılmaktadır. Bu ufalama işlemi sırasında nane yaprakları yüzeyindeki uçucu bileşenleri barındıran tüyler parçalanmakta ve bu bileşikler önemli ölçüde buharlaşarak kaybolmaktadır. Geçen ay fakülteye, deneylerde kullanmak üzere, tıbbi nane satın aldık, hiç bir kokusu yoktu. Halbuki evde bütün halde kuruttuğumuz naneyi ovalayınca mis gibi koku yayılır. Tabii fitoterapide kullanılan nane evde yemeklerimize koyduğumuzdan farklı bir tür: Tıbbi nane, "mentol" kokar, ev nanes i n d e n farklı kokudadır. Şüphesiz, kimse traş losyonu tadında bir naneyi yemeklerinde kullanmak istemez. Asıl sorun, ezilmiş ve etkili uçucu bileşenlerini önemli ölçüde yitirmiş bir nane örneği ile tedavi ne derecede etkili olur? Tabii, etkili maddenin uçucu olması durumunda dikkat edilmesi gereken bir konu daha var: Hazırlama şekli. Nane, adaçayı, kekik gibi bitkiler su ile kaynatılarak çay hazırlanırsa, uçucu bileşenleri uçar gider. Elde edilen sıvı artık farklı bir bileşim ve etkiye sahiptir. Geçen hafta, fitoterapide kullanılacak bitki materyallerin "doğru bitki türü" olmasının tedavi cevabı bakımından öneminden ve risklerinden bahsetmiştik. Bu hafta ise, diğer önemli hususa dikkatinizi çekmeye çalıştım; Fitoterapide "doğru yerden, doğru zamanda" toplanmamış bitkilerin kullanılması son derece önemli.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Keten tohumu zehirleyebilir   / 19-11-2005
 Sarımsaklanmak!   / 12-11-2005
 Söz, bitki ve bıçak   / 05-11-2005
 Bitkilerin etkisi uçar mı?   / 29-10-2005
 Zehirleyen papatya   / 22-10-2005
 E vitamini ölümcül olabilir   / 15-10-2005
 Her tip kanser ve hastalık tedavi edilir!   / 08-10-2005
 Bitki aynı ismi farklı   / 01-10-2005
 Bitkiler her derde deva mı?   / 24-09-2005
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
SUNAY AKIN
Dan Dan Dans!
İnsan yaşamında en unutulmaz dansın...
PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA
Testi kırılmadan
Geçen hafta "Keten Tohumu...
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Çocuk neden yalan söyler?
Beyazı ile karası ile biz...
Ama siz ölmemiş miydiniz?
Ama siz ölmemiş miydiniz?
Genç ve güzel kahramanımız, bir hastanede çalışan ve...
Olağanüstü bir kadının portresi
Olağanüstü bir kadının portresi
"Çıplak" ve "Sırlar ve Yalanlar" gibi filmlerin yaratıcısı...
Eleştirmenlik deneyim ister
Bu haftaki konuğum herkesin sinema yazılarından tanıdığı, ancak onun...
Köy pazarına Çinli akını
Çanakkale'ye bağlı Değirmencik Köyü'nde bir fabrikada çalışan 500'e yakın Çinli...
Ahmet ile Mara'nın hikayesi
The İmam filminin gerçek öyküsü Antalya'da yaşanıyor. Antalyalı Ahmet imamlık...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.