kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
AK Parti içki yasağında mı kendini arıyor?
ŞAKA - Kıssadan hisse

AK Parti içki yasağında mı kendini arıyor?

Bu hikâyeyi belki duymuşsunuzdur. Padişahın oğlu uyumsuzmuş. Bir gün tahta çıkacak olan bu şehzadenin seslendireceği saçmalıklardan ötürü, padişahın uykusu kaçarmış. Bu nedenle en akıllı müşavirini, şehzadeye lala olarak tayin etmiş. Bu müşavire "Bir an bile şehzadenin yanından ayrılma. Saçmalayınca duruma müdahale et hemen" talimatını vermiş.
Bir gün şehzade ülkenin ileri gelenlerinin bulunduğu bir toplantı sırasında, birden "Bir ok attım, kebap oldu" demiş. Toplantıda bulunanlar şaşkınlık içinde birbirlerine bakarken, şehzadenin lalası atılıp, bu cümleye açıklık getirmiş:
- Şehzade hazretleri ormanda avlanırken bir tavşana ok attı. Ok tavşana isabet etmedi, ama bir kayaya çarpınca çıkan kıvılcımdan orman da, tavşan da yandı. Yani hedefi şaşırırsanız amacınıza ulaşsanız bile, verdiğiniz zarar elde ettiğiniz yarardan daha büyük olur. Şehzade hazretleri bunu söylemek istedi.
Bu açıklamayı duyan ülkenin ileri gelenler rahatlamışlar. Yurt ve dünya sorunlarını tartışmaya devam edeceklerken, şehzade yine açmış ağzını:
- Bir ok attım çorba oldu, demiş. Herkes şehzadenin lalasına dönüp, bu sözleri de yorumlamasını beklemiş. Lala boynunu bükmüş: - Beyler, bu kadar büyük zırvaya ben de kılıf uyduramam, demiş.
Nereden yine aklıma geldi bu hikâye.
Dünkü "Bugün"de Gülay Göktürk, Kastamonu'ya ailece yaptığı ziyarette, Kastamonu'da şehrin içinde kadınların da gidebileceği içkili lokanta olmadığı için "Gözlerden uzak, tecrit edilmiş" bir lokantaya gittiklerini anlatırken şunları yazmıştı:
- İçerdeki müşteriler, gözlerden uzak o lokantada sanki bir suç ortaklığı içindeydiler. İçki, alınan bu önlemler yüzünden, güzel bir akşam yemeğinin, tatlı bir masa başı sohbetinin doğal bir parçası olmaktan çıkmış, bir ayıba, suça dönüşmüştü. AK Partili kimi belediye başkanlarının Kırmızı Sokak projeleri ile ilgili iddiaları okuyunca, Kastamonu'daki o gece geldi aklıma...
- Ne oluyor AK Parti'nin bir kesimine? Nerden hortlayıp çıktı bu uygulamalar? Tamam, kendiniz içmeyin, evinize gelene ikram etmeyin, resepsiyonlarınıza içki sokmayın, partinizde yasaklayın, ama içene ne karışıyorsunuz? Belediye başkanı oldunuz diye şehri kendi mülkünüz zannettiniz?
- Eğer böylesine temel bir ilke meselesini tartışıyor olmasaydık, bu içki meselesi Türkiye'de bir simgedir, gericiliğin simgesidir, bu yasak sizin imajınızı mahveder, sizi yeniden öcüleştirir. Size çok oy kaybettirir; derdim. Ama hayır! Bütün bunları söylemeyeceğim. AK Parti'yi böyle bir noktadan uyarmayı zul addederim. Çünkü yapılan şey siyaseten doğru da olsa, AK Parti'ye oy kazandıracak da olsa aynı derecede yanlış olurdu ve ben yine aynı yazıyı yazardım. Evet... AK Parti'nin seçilerek tek başına iktidar olmasını, ekonomideki ve dış politikadaki başarılı icraatını ve Başbakan Erdoğan'ın hiper aktivite düzeyindeki çalışkanlığı gibi olguları destekliyorum. Ama ille de birilerinin arada bir saçmalaması mı gerekiyor bu arada? Özetle "AK Parti'nin bir kesimi"nin kendine gelmesi şarttır. "Kırmızı Sokak" benzeri zırvalara bu ülkede kimse kılıf bulamaz.
Yazıyı sevgili Gülay Göktürk'ün cümlesi ile bitireyim: - Ben kendimi bildim bileli, nasıl halkın bir kısmı başını örter, bir kısmı örtmez ve kimse de birbirinden rahatsız olmazsa, bir kısmı içer, bir kısmı içmez ve kimse de birbirinden rahatsız olmaz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Devlet perakendeci perakendeciler de toptancı oldu   / 25-11-2005
 Neden hâlâ fraklı erkekler tango yapmıyor ki?   / 24-11-2005
 Felsefe de, sosyoloji de tarih de siyasete dairdir..   / 23-11-2005
 Kendinize "Hayatta ne yaptın ki" diye hiç sordunuz mu?   / 22-11-2005
 O kadar çok bamtelimiz var ki..   / 21-11-2005
 Bilmem kaçıncı olağan kurultay izlenimleri   / 20-11-2005
 "Serbest pazar" artık ekonomik hayat tarzımızdır..   / 19-11-2005
 Elinde çekiç olan, her şeyi çivi olarak görür..   / 18-11-2005
 Hangi ulema, hangi İslam, hangi mantık?   / 17-11-2005
 Kafa karışıklığı akıl sağlığının göstergesidir   / 16-11-2005
REHA MUHTAR
Kürtaj, kadın, ölüm...
İnsan hayatının değerli...
MEHMET BARLAS
AK Parti içki yasağında mı kendini arıyor?
Bu hikâyeyi...
SAVAŞ AY
Polisler, sinemacılar, yazarlar ve üç mezarlı...
HINCAL ULUÇ
Bu ne güzel bir sunumdur!..
Dünyanın dört bir yanında...
Gönlüm 7 diyor
Gönlüm 7 diyor
Fenerbahçe kadro kalitesine uygun futbol oynamıyor. Tarihin en kötü...
Rahat kazanırız
Rahat kazanırız
Fenerbahçeliler merak etmesin. G.Saray'ı rahat geçeriz. Bu maçtan...
Baykal: Keşke Özkök gibi biri cumhurbaşkanı olsa
CHP lideri Deniz Baykal, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün görev...
Şemdinli tek başına hükümet sorunu değil
Hakkâri, Şemdinli ve Yüksekova olayları, Ankara'da 10 gün içinde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu