kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Reha Muhtar @ SABAH
 

Aliye...

30 yaşlarında bir kadın o...
Kocası, ayrılmanın intikamını ona iki çocuğunu göstermeyerek alıyor...
"Dünyanın kaç bucak olduğunu görmeli..." diyor, "Beni terk edip gitmenin, evliliği yıkmanın
bedelini ancak çocuklarını görmezse öder... İşsiz kalsa, evsiz
kalsa, bensiz kalsa anlamaz... Çocuklarını görmeyince anlar... "
Aliye'nin öyküsünü Türkiye'de her hafta 15 milyona yakın insan izliyor...
15 milyon insan, Aliye'yle, Sinan'la, doktor Deniz'le hatta İkbal Hanım'la kendini özdeşleştiriyor...
Arda'nın ve Ayşe'nin yaşadıklarında çocuklarına daha bir sıkı sarılıyor...
Dün dizinin senaristiyle uzun bir öğle yemeği yiyorum...
Takma isimle yazdığı için, izin almadan ismini vermek istemiyorum senaristin...
Aliye'nin Sinan'la evliliğinden, doktor Deniz'le birlikte olmaya hazır hissetmediği aşkına, kendisinden kaçırılan iki çocuğunu görememesinden, kaynanası İkbal Hanım'a kadar geniş bir coğrafyada Aliye'yi konuşuyoruz...
Görüyorum ki, Aliye aslında senaristin kafasında değil tüm Türkiye'de evlerde yaşamaktadır...
Görüyorum ki, bir kadından alınabilecek en kötü intikam, onu işsiz bırakmak değildir...
Onu evsiz bırakmak değildir...
Onu aşksız bırakmak değildir...
Kadın onların hepsini, bir süre sonra bir şekilde bulacak ya da
idare veya ikame edecektir...
Bir kadının katlanamayacağı tek şey, çocuğundan koparılmaktır...
Bunun ezikliği felaket, yıkımı korkunçtur...


Öğreniyorum ki, Türkiye'de boşanmakta olan bir kadını çocuklarından kopartacak ölçüde barbarlaşılması, vakayı adiyedendir...
Birçok erkek, karısından o en büyük intikamı almak için, çocukları bilinmeyen bir yere götürmekte ve kadına göstermeyerek ondan en acı intikamı almaktadır...
Babanın bir meçhule götürdüğü çocukları, boşanmış annenin bulması dünyanın en zor ve tehlikeli işlerinden biridir...
Polisin ya da bir başka kolluk gücünün, çocukları kaçıran adamı bulmak ve anneye teslim etmek gibi bir görevi maalesef yoktur...
"Adamın hangi cehenneme gittiğini," kadın tek başına araya araya bulmak zorundadır...
Ancak bulduktan sonradır ki, icra memuru talep edip, babanın evine gidebilsin...
Gitse bile, o sırada çocukları evde bulmak zorundadır ki, alıp getirtebilsin...
Kös kös eve dönmesin...
Eve kös kös döndüğünde, ertesi günü adam yeniden çocukları bir başka meçhule kaçırmasın...


Bir kadından böyle bir intikamı bir erkek nasıl ve niye alır?..
Terk edildiği için mi?..
Erkeklik gururu ezildiği için mi?..
Aldatıldığı için mi?..
"Bana yar olmadı kaltak görsün gününü" düşüncesi tüm
benliğini kapladığı için mi?..
Hangisi böylesi bir barbarlığın vesilesi olabilir?..
Küçücük bir çocuk bilinçli olarak nasıl annesiz ya da babasız
bırakılabilir?..
Nasıl bir vahşet, nasıl bir barbarlıktır bu?..
Anlıyorum ki, Sinan tipindeki kocaların çocuklarını Aliyeler'e göstermemek için, başka yolları da vardır...
O yollardan biri de iffetsizlik suçlamasıdır...
Aylar ve yıllar sürecek boşanma davası esnasında, erkek kadının iffetsizliğini iddia ederek, çocuğun velayetini alabilmektedir...
Sonra da isterse, yasalardaki boşluklardan yararlanarak
uzun bir süre çocukları anneye göstermeyebilmektedir...
Dün öğrendiklerim, pislikler hakkında hayatta halen ne kadar
az şey bildiğimi gösteriyor bana...
Ben, kadının babaya karşı çocuğunu kullandığını bilirim...
Çocuk üzerinden, adamları bir o yana bir bu yana oynattığını da yaptığım bunca programda görmüşümdür...
Ama annesinden kaçırılan çocukların bu kadar çok olduğunu, her kadının aslında bu müthiş korkuyla yaşadığını bilmiyordum...
Aliye'nin öyküsünde bir kadının gizli kalmış, üstü örtülmüş en büyük korkularının geniş coğrafyasında yolculuğa çıktım dün...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yesinler sizin etiğinizi   / 23-11-2005
 Hayır Cengiz öyle değil!..   / 22-11-2005
 Yengeç sepeti   / 21-11-2005
 Fatih Terim, Sezen Aksu!.. Bir erkek bir kadın!..   / 20-11-2005
 Deniz Akkaya, Asena ve aile..   / 19-11-2005
 İstifa etmeyi düşünüyor musunuz Herr Blatter?   / 18-11-2005
 FIFA artık taraf!   / 18-11-2005
 Hayırlara vesile bir karar..   / 17-11-2005
 Ağlasam sesimi duyar mısın?   / 17-11-2005
 Şehit.. Gazi.. Niyazi..   / 16-11-2005
REHA MUHTAR
Aliye...
30 yaşlarında bir kadın...
EMRE AKÖZ
Temizlik iyidir!
Pazartesi gecesi atv'de yayınlanan...
MEHMET BARLAS
Neden hâlâ fraklı erkekler tango yapmıyor ki?
İki kişi...
MAHMUT ÖVÜR
Sokakta bir 'Genel Sekreter'
Gece saat 24.00 İstanbul...
SAVAŞ AY
Manukyan'ın vasiyeti: Hayatımı Nurseli İdiz...
HINCAL ULUÇ
Şımarık Belçikalı.. Kendine gel!..
Birisi ad söylemeye...
Güle güle ağlattılar: 0-4
Güle güle ağlattılar: 0-4
Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'ne devam etmek için kazanmak zorundaydı.
Sheva yetti!
Sheva yetti!
F.Bahçe Teknik Direktörü Daum'un maç öncesi planları 17. dakikada...
Partiler birleşti, Meclis Şemdinli'yi araştıracak
Partilerin ortak önergesi kabul edildi. Meclis Susurluk'tan sonra...
Bahçeli: Bu zırvaya göre adımız Mozaikistan olsun
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan'ın Türkiye...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu