kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

İlk öğretmen

Okuma-yazma bilmediğimi kimse söyleyemez. Delili, bu yazılardır. Kelimeleri ardı ardına dizip iyi-kötü meramımızı anlatabiliyoruz.
Elli yıldır da okuyoruz, yazıyoruz. Elli yıl "lafın gelişi" söylenmemiştir.
Alfabeyi söküp de ilk masal kitaplarını okuyalı elli yıl geçti.
İlkokulun ilk karatahtasında çiziktirilen harfler, okumayı sökmemizle birlikte anlam kazandı.
Eve koşturup ilk gazeteyi nasıl okuduğumu, ilk gazetenin sayfalarında neler keşfettiğimi hatırlamıyorum.
Muhtemeldir ki, en önce başvekilimizin Adnan Menderes olduğunu öğrendim.
Reisicumhurumuz ise Celal Bayar'dı.
Gazetelerin alt başlıklarında, daha küçük puntolarla adı geçen İsmet Paşa'nın ise Kurtuluş Savaşı kahramanlarından İsmet İnönü olduğunu ileriki yıllarda okuyacağım tarih kitaplarından öğrenecektim.
Hayatı kolayca paylaşabileceğimiz televizyonun adı bile geçmiyordu daha. Radyonun dantelli örtüsü ise özel anlarda adeta merasimle kaldırılıyordu.
Bir tek gazeteler kalıyordu yaşadığımız hayatla her gün bizi bağlayan.
İyi ki okumayazma öğreniyorduk. İyi ki siyah saçları arkada topuz yapılmış genç kadın, bitmek tükenmek bilmeyen bir özveri ve ısrarla, harfleri gözümüzün içine sokuyordu.
Ve eve gidip okuyorduk. 6-7 Eylül'ü okuyorduk. Nedenini tam olarak bilemesek de yağmalanmış evlerinin önünde kederli ve ürkek gözlerle bakan Rum kadınının resimaltına yazılmış yazılara anlamlar yüklemeye çalışıyorduk.
Salacak canavarının kurbanı yaşdaşımız çocukların acılı serüvenine ortak oluyorduk.
İlk banka soyguncusu gangster Necdet Elmas'ın polisle heyecanlı kovalamacasını izliyorduk.
Üsküdar vapuru batıyor, Sirkeci infilak ediyor, Menderes'in uçağı düşüyordu.
Kıbrıs'ta Makarios'un başpiskopos olduğunu ezberliyor, "Ya Taksim, ya ölüm!" başlıklarını dilimizde tekerlemeye çeviriyorduk.
Bir yandan da Güngörmüşler'in ve Fatoş'la Basri'nin aile hayatımıza hayli yabancı gelen eğlenceli ilişkilerine tebessümler ediyorduk.
Tommiks'le ve Çelik Blek'le haksızlıklara ve kötülere karşı hayali yumruklar atıyor, çıkan sesleri de yazıldığı gibi "smuck-smack" diye mırıldanıyorduk.
Sonra gençlerin Beyazıt Meydanı'nda, "Olur mu böyle olur mu?" diye şarkılar söylediğini okuduk.
Çetin Altan'ın, "Bugün canım yazı yazmak istemiyor", diye başlayan (ve biten) cümlesi, belleğimize kazınan ilk ve en kısa köşe yazısı oldu.
Örfi idare, ihtilal, inkılap, Yassıada, idamlar, 14'ler, 22 Şubat, 21 Mayıs...
Hayat ve siyaset yoğunlaşıyor, gazetelerin yanına dergiler ekleniyor, kitaplar sıraya giriyordu.
Tek Adam, İkinci Adam, sosyalizm, kapitalizm, faşizm... Okuyor ve okudukça dünyayı değiştirmeye çalışıyor, lakin farkında olmadan biz değişiyorduk.
Okumayazmayı bilmenin; hayatımıza cehennemleri ve cennetleri, kederleri ve sevinçleri, aşkları ve ayrılıkları, ölenleri ve ölümsüzlüğe gidenleri aynı anda ve iç içe sokacağını bilemezdik. Ne geldiyse başımıza okuyup yazmaktan geldi.
Evet, ne geldiyse başımıza okuyup yazmaktan geldi.
İyi ki de geldi. Bugün Öğretmenler Günü... Yağmurlu bir sabahın yürekleri ve umutları serinleten aydınlığında uzun, upuzun bir yolculuğa çıktım zaman tünelinde.
Elli yıl önce bitmek tükenmek bilmeyen özveri ve ısrarla, harfleri gözümüzün içine sokan, topuzlu siyah saçlı genç kadın düştü birden aklıma.
Yıllar boyu, onlarca öğretmenin geçip gittiği hatıra defterinden beynime kazınan belki de tek isim, o ilk öğretmenin ismiydi.
Hemen herkes gibi ben de o "ilk" öğretmenin ismini hiç unutmadım.
Aradan geçen onca yıldaki kimya formüllerini, fizik problemlerini, coğrafya kıvrımlarını, geometri çizgilerini unuttum.
Lakin bütün bir hayatı, ilk öğretmenin verdiği ilk dersin ışıklarıyla geçirdiğimi unutmadım.
Ne geldiyse başımıza hep o ilk öğretmenin öğrettiklerinden geldi.
İyi ki de geldi. Okuduk ve biz aslında o anda ikinci ve son kez doğduk.
O nedenle annemin ismiyle yan yana, silinmeden duruyor belleğimde ilk öğretmenin ismi.
Bize bağışladığın hayat adına, ellerinden öperim Mücahide Öğretmenim.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Mesele!   / 22-11-2005
 A..... yoksa!   / 19-11-2005
 Doha-Manama-Kopenhag hattı!   / 17-11-2005
 El Cezire yayınında / İbrahim Tatlıses olmak   / 15-11-2005
 Katar bize ne katar?   / 14-11-2005
 Okul günleri -3   / 12-11-2005
 Gülme komşuna, gelir varoşuna!   / 10-11-2005
 Gittikçe artıyor yalnızlığımız..   / 08-11-2005
 Yurttan dünyadan bir Aşar geçti!   / 03-11-2005
 Okul günleri-2   / 01-11-2005
YILMAZ ÖZDİL
Yerleştirin eski yerine paşa paşa...
Mesleği ya da...
ALİ KIRCA
İlk öğretmen
Okuma-yazma bilmediğimi kimse söyleyemez.
ÖMER LÜTFİ METE
TRT 'Yurttan Sesler' yazısı
Boşnak yazar Mehmet...
UMUR TALU
Picasso'nun sergisi Hakkâri'nin vergisi
Bütün gazeteler...
FATİH ALTAYLI
Çubukçu'nun dandik gözyaşları
Dokuz kişinin tecavüzüne...
ERDAL ŞAFAK
Bir dünya olayı
Türkiye'deki gelişmeleri kaygıyla...
El Cezire 'muhtırası'
İngiliz Mirror gazetesinin ABD Başkanı George W. Bush'un El Cezire...
Fos çıktı!
Ülkenin büyük bir kentine radyoaktif bombayla saldırma...
Güle güle ağlattılar: 0-4
Güle güle ağlattılar: 0-4
Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'ne devam etmek için kazanmak zorundaydı.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu