kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Rahsan Gulsan @ SABAH
 

Bir şarkının perde arkası

Sayın okurlar, sizleri aşağıdaki satırlara geçmeden önce uyarmayı bir borç biliyorum. Yine yazıcam, yazıcam ama pek bir şey anlatmayacağım. Tüm derdim, yazıyı okuduğunuz süre içinde sizi gülümsetmek. Mesaj kaygısı gütmüyorum. (Cümlede kullanalım: Ben Cem Yılmaz gördüm) Geçen hafta 'Tan'ı keşfettim. Aslında 'Rica Ederim' şarkısı ile gönül telimi titretmişti ama 'Kalbime Gömüyorum' ile tel mel bırakmadı hepsini kopardı. Bir haftadır başka şarkı dinlemedim. (Bu arada Joy Türk Fm, yeni isimleri keşfetmek konusunda çok başarılı!)

GÖMDÜ GÖMECEK
Ancak bir şarkıyı bu kadar dinleyince benim içimde, hakim olamadığım bir ses konuşmaya başlıyor. Bakın, içimdeki ses bu şarkının satır aralarını nasıl okuyor: Sana bir şarkı daha yapacağım. Adı 'Unuttum Seni' olacak. Belki de kimseleri aramıyorum. Tanrım bu yaraları kim saracak? Tan, gerçekten çok kızmış. Kızı tarihe gömdü gömecek. Kızmış, kırılmış. Sesi o kadar bozuk çıkıyor ki, insanın omzunu Tan'a ödünç veresi geliyor. Ama bu ilk dizelerde gayet kararlı bir genç adam var karşımızda. Vallahi kız da yani Tan gibi çocuğu bulmuş bunuyor! Allah bilir neler yaptı çocuğa. Dayak yemediğine şükretsin. (Ama Tan duygusal çocuk yapmaz öyle şeyler!) Karşımda resmin duruyor. Günlerim sensiz geçiyor. Bir ömür böyle nasıl sürecek? Zaman nasıl hızlı geçiyor. Gözlerim dolu dolu oluyor. Saatlerce seni izlemeye doyamıyorum.

BÖYLE OLMAZ CANIM
Taaannn! Canım sağlam durmaya çalış. Bırakma kendini. Ne güzel ciddi ciddi, sinirli bir şekilde başlamıştın şarkıya. Efendi ol biraz. Gevşeme hemen. Bırak biraz burnu sürtülsün şırfıntının. Senin gibi çocuğu nereden bulacak. Gençsin, yakışıklısın, üç klibin var, albümün tuttu. İnsan daha ne ister bu hayattan? Şöyle etrafına bak biraz. Yeri gelmişken, balık eti kadınlardan hoşlanır mısın? Biliyosun, balina da balık! Şimdi kalbimi mi beynimi mi dinleyim. Anlamadım ki şimdi ben neyleyim. Seni çıkarıp içimden atamıyorum. Hayır hayır ama artık olmaz. Bundan böyle yerin dolmaz. Seni çaldığın kalbime gömüyorum... Şarkının burasında acıyla bağırıyor sevgili Tan. Zaten şarkıda tansiyonun en yüksek olduğu yer burası. Bak Tan, sende tansiyon da olur, kuş gribi de olur. Hatta ısrarcı davranırsan bir gece saçlarının beyazladığını bile görebiliriz. İki dakika arkamı dönüyorum sen hemen bırakıyorsun kendini. Canım böyle olmaz. Kendini biraz ağırdan sat. Sana kız mı yok. Ayrıca o kalbe gömmeler filan nedir? Hayatım bunlar eskidendi. Eğer bugünlerde bir kızı korkutmak istiyorsan, onu sonbahar indiriminde evden çıkarmamakla tehdit etmelisin. İlişkiler artık bu çerçevelerde gelişiyor tatlım. Bak şu şırfıntıyı bırak. Biraz insan içine çık. Güçlü ol! Karşımda resmin duruyor. Günlerim sensiz geçiyor. Bir ömür böyle nasıl sürecek. Dayanamıyorum. Zaman nasıl hızlı geçiyor. Gözlerim dolu dolu oluyor. Saatlerce bizi izlemeye doyamıyorum...

ELİNİ BELİME AT
Tan anlaşılan sen bu kıza yollusun. Şarkının başında maşallah kaplan gibiydin. Yok yeni şarkı yazıyordun, adı unuttum seni oluyordu. Kızgın kumlardan derin sulara atlayacaktın, Televole senin, çalılarda zıplayan kuş benim gezecektin. Ne oldu? Nerede o kararlı mağrur adam? Gözlerin dolu dolu oldu, bıraksalar ağlayacaksın. Olmaz böyle! Deli kanlı adama ağlamak yakışır mı. Bak beni de ağlatacaksın. Tamam canım koy başını omzuma. Hah elini de belime at. Yok canım senden niye faydalanayım? Yuva yıkanın yuvası mı olurmuş. Ben öyle çiftlere filan bulaşmam. Hani maksat acılarını dindirmek. Tan, canım başını biraz sağa çek, paparazzi arkadaşların çalışmasını engelleme. Yüzümü kapatıyorsun. Paparazzi bey! Ben Rahşan Gülşan... Hani şu şişman fakat gururlu olan!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Öyle tokat atılır mı?   / 22-11-2005
 Barselona'daydım   / 17-11-2005
 Cenaze bekler, çiğ köfte beklemez...   / 15-11-2005
 Ayşeler ölmesin!   / 10-11-2005
 Aslan'ın belini kırıverdim...   / 08-11-2005
 Alamam, annem kızıyor!   / 03-11-2005
 Yavaş yavaş havaya giriyorum   / 02-11-2005
 Aklımın dibini gösterdim!..   / 01-11-2005
 Akrep Nalan bizim paşamız!   / 27-10-2005
 Sevmedim seni süt oğlan!   / 25-10-2005
RAHŞAN GÜLŞAN
Bir şarkının perde arkası
Sayın okurlar, sizleri...
HAKAN & UTKU
Dayaklık diyaloglar
Dayakla ilgili itiraflar peşpeşe...
AYŞE TÜTER
Dereotlu kabak çorbası
Isıtılmış 2 çorba kaşığı yağda,...
Hamilelik kadınlarda diyabet yapabilir
Hamilelik kadınlarda diyabet yapabilir
Kadının hamilelik döneminde şeker metabolizma-sındaki değişikliklere...
O da ben de herkesin yapamadığını yaptık
O da ben de herkesin yapamadığını yaptık
Her yaptığı ve her söylediğiyle olay olan Hülya Avşar, yine...
Davet yarışı!
Davet yarışı!
2001 yılının ekim ayında İstanbul'da göreve başladığından beri...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.