|
|
|
|
Heybeliada'da 125 yıllık tarih
Batı ve doğu mimarisini biraraya getiren Heybeliada'daki 'Hulusi Bey Köşkü' yıllara meydan okuyor. 125 yaşındaki bu tarihi yapı, Osmanlı padişahlarından izler taşıyor.
Heybeliada'daki tarihi Hulusi Bey Köşkü, 125 yıldır dimdik ayakta kalmayı başarmış bir yapı. 1870'li yılların sonlarına doğru ünlü banker Kiryako Hacopulo'nun kızı için yaptırdığı bu köşk, doğu ve batı mimarisini buluşturuyor. Bir İtalyan mimar tarafından inşa edilen köşk adını ise 1920 yılında yapıyı satın alan Selanik Şehremini ve Serez Mebusu Selamizade Ahmed Hulusi Bey'den almış. İlerleyen yıllarda varisler tarafından satışa çıkarılan evi, Fahri Tanman ve eşi Saffet Tanman satın almış. Şimdilerde ise köşkte Saffet Tanman ve oğlu Baha Tanman yaşıyor. Bodrum katı, üzerinde iki tam kat ve bir çatı katından oluşan yapı, duvarlarının içindeki gizli demir desteklerle yapılan yatay ve düşey bağlantılar sayesinde 1894 yılında meydana gelen büyük deprem karşısında bile ayakta kalmayı başarmış. 1957-60 ve 1990 yıllarında restorasyon yapılan köşkün geçen yıl başlayan cephe onarımı da halen devam ediyor. Köşkün onarımında ise Mires Mimarlık ve Restorasyon'dan Mehmet ve Ebru Sünnetçi görev alıyor.
YENİ GOTİK İZLERİ Dikdörtgen panjurlu pencereleri, iyon ve korint sütun başlıkları ve üçgen alınlığıyla batı mimarisinden izler taşıyan 'Hulusi Bey Köşkü'nde geleneksel Türk evlerinde rastlanan detaylar da gözleniyor. Dikdörtgen uzun bir sofanın etrafındaki yaşam alanlarından oluşan köşkte, İngiliz yapımı olan 19. yüzyıl yeni gotik üslubunun izlerini taşıyan mobilyalar yer alıyor. Yapının duvarlarını ise II. Abdülhamit, Abdülaziz ve V. Mehmet dönemlerine ait beratlar (fermanlar) süslüyor.
YALDIZLI KOLTUK TAKIMI Bu katta ayrıca birbiriyle bağlantısı bulunan iki salon, yemek odası, mutfak, banyo ve küçük bir oda yer alıyor. Girişin sağında bulunan büyük salon, yapının en görkemli bölümlerinden biri. Saffet ve Fahri Tanman tarafından satın alınan I. Ulusal Mimarlık Dönemi üslubundaki yaldızlı koltuk takımı, II. Meşrutiyet Dönemi'nde Naciye Sultan'a, Enver Paşa ile olan evliliği sırasında çeyiz olarak verilmiş. Ayrıca salonun tavanları da yuvarlak madalyonlar içinde yağlıboya manzara resimleri ve kalem işlemeleriyle renklendirilmiş. Salonun perdeli bir kapıyla geçilen bir odayla bağlantısı var. Oryantalizm etkilerinin çok yoğun hissedildiği bu oda, tavanındaki Endülüs-Magrip üslubunda yapılmış kartonpiyerleri nedeniyle 'Arabesk oda' olarak tanımlanıyor. Bu bölümde yer alan 19. yüzyıl pirinç avize ise Şam'da yaptırılmış.
|
|
|
|
|
|
|
|
|