kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
250 bebekli mutlu bir hayat
33 yıldır bebek biriktiriyor

Bebek koleksiyoneri Ulvi Can, Japonya'dan ABD'ye pek çok ülkeden oyuncak bebek satın aldı. Şimdi 250 parçadan oluşan bir koleksiyonun sahibi.


250 bebekli mutlu bir hayat

Bebek koleksiyoneri Ulvi Can, Japonya'dan ABD'ye, Avrupa'dan Güney Amerika'ya kadar gitti. 33 yılını harcayıp beş kıtada pek çok ülkeden bebek aldı. Şimdi 250 parçadan oluşan koleksiyonu ve bir o kadar da anısı var.

Devlet Halk Dansları'nda halk oyunları uzmanı olan 66 yaşındaki Ulvi Can bir bebek koleksiyoneri. Oyuncak bebek tutkunu olan Ulvi Can Japonya'dan ABD'ye, Avrupa'dan Güney Amerika'ya kadar gitti. Arkadaşlarıyla kavga etti, ilk defa adım attığı şehirlerde hiç tanımadığı insanlarla pazarlığa girdi. Bu uğurda 33 yılını harcadı. Can, koleksiyonun toplam değerinin 50 bin YTL olduğunu belirterek, "Ama manevi açıdan paha biçilmez" diyor. Ulvi Can'ın oyuncak bebek tutkusu ilk gençlik yıllarına rastlıyor. O yıllarda halk danslarına gönül veren Can, 1962 yılında ekibiyle ilk kez İtalya'daki Halk Oyunları Festivali'ne katıldı. Festivale katılanlara hatıra olarak verilen oyuncak bebek, Can için yeni bir dünyanın kapılarını açtı. İtalya'da Can'a hediye edilen bez bebekler Can'ın koleksiyonunun ilk parçaları oldu. İtalya'da kendisine hediye edilen bebeklerin, ona her ülkeden oyuncak bebek alma fikrini verdiğini belirten Can, koleksiyon çılgınlığının o an başladığını söylüyor.

SERGİ TEKLİFİ ALDI
Can'ın oyuncak bebek koleksiyonunda ağırlıklı olarak Yugoslavya, Bulgaristan ve Romanya'dan bebekler var. En son Japonya'dan bir bebek satın alarak koleksiyonuna eklediğini belirtiyor. En çok Güney Afrika, Fas, Cezayir, Tunus gibi ülkelerde bebek bulmakta zorlandığını söyleyen Can, bu bölgelerde oyuncak bebeklerin az bulunduğunu ifade ediyor. Yapımında deniz kabukları, ot sapları gibi farklı maddelerin de kullanıldığı oyuncak bebeklerin sayısı 250'yi geçmiş durumda. Bez bebeklerden porselene, matruşkalardan tel yapımı bebeklere kadar çok çeşitte bebeği barındıran koleksiyonu genişlediğinde çevresinden çok ilgi gördüğünü belirten Can, yüzlerce bebeğe sahip olunca Mısır'dan sergi teklifi aldığını söylüyor. Mısır ve Pakistan'da birbirinden renkli oyuncak bebeklerini sergileme fırsatı bulan Can, insanların ilgiyle bebeklerini görmeye geldiklerini belirterek, Türkiye'de koleksiyonunu sergileme olanağını bulamadığından yakınıyor. Can, mesleği sayesinde neredeyse tüm dünyayı gezerek koleksiyonunu 50 ülkeden getirdiği bebeklerden oluşturduğunu söylüyor. 33 yılda toplayıp, sınıflara ayırarak sakladığı bebekleri beş kıtadan geliyor. Kilometrelerce uzaktan gelen bebeklerin hepsinin ayrı hikayesi var. Ulvi Can, her bir bebeğe baktığında bir anısının gözünde canlandığını belirterek, şöyle devam ediyor: "Yine bir folklor festivali için Japonya'ya gitmiştim. Orada tanıştığım kişilere hobi olarak oyuncak bebek koleksiyonu yaptığımı anlatım. Bunun üzerine iki Japon kızı ilgimi çekecek bebekler olduğunu söylediler. Ancak bu bebeklerin, kaldıkları şehirden uzak bir bölgede satıldığını anlattılar. Japon kızlarına bebeklerin satıldığı yere beni götürmeleri için bir gün boyunca yalvardım. Ve sonunda o şehre gitmek için onları ikna ettim. Uzun bir tren yolculuğunun ardından başka bir şehre ulaştım. Kaybolma riskini göze alarak üç tane kimonolu Japon bebeği satın aldım." Koleksiyonu için kimi bebeklerin peşinden aylarca koştuğunu söyleyen Can anılarına şöyle devam ediyor: "Bir gün mahalleden bir arkadaşım geldi. Koleksiyonum olduğu için bana bir bebek gösterdi. Gösterdiği bebek İtalyan şövalyesiydi ve çok beğendim. Bebeği bana satması için para teklif ettim, kabul etmedi. Hediye teklif ettim, istemedi. Bebeği elinden alabilmek için aylarca bekledim. Adam ısrarıma dayanamayıp sonunda bıktı ve bebeği bana karşılıksız verdi."

KIRMADAN GETİRMEK ZOR
Can, bebekleri toplamanın çok zevkli bir uğraş olduğunu söylüyor ancak bakımlarının çok zaman aldığını da sözlerine ekliyor. Bebekleri özellikle tozdan korumak gerektiğini söyleyen Can, "Bebekleri yıllara karşı koruyabilmek için hepsini yerlerinden kaldırıp, teker teker ilgilenmek gerekiyor. Önceleri temizliklerini üç günde bir yapıyordum. Ancak yaşım ilerlediği için artık o kadar sık ilgilenemiyorum. Bebekleri temiz tutmak için önce üzerlerinden tozlarını alıyorum. Daha sonra kuş tüyüyle en ince ayrıntılarına kadar temizliyorum. Son olarak da raflarını silip hepsini özenle yerlerine yerleştiriyorum" diyor. Onlarca ülkeden, çeşit çeşit bebek toplamanın bir zorluğunun da, parçaları o ülkelerden taşımak olduğunu belirtiyor. Birçok porselen bebeğin de yer aldığı koleksiyonu oluştururken Can'ın yaşadığı en büyük korku ise bebeklerin Türkiye'ye gelirken yolda kırılması. Uzun yolculuklarda bebekleri kağıtlara sarıp, kauçuklarla destekleyerek getirdiğini anlatan Can'ın bu konuda üzülerek anlattığı bir anısı var: "Yine bir folklor festivali için Arnavutluk'a gittiğimde, aldığım bir bebek yolda düşerek kırıldı. Düşmesine sebep olan arkadaşımla büyük bir kavga ettik. Daha sonra döndüğümde tutkalla yapıştırdım ama yapıştırıldığı belli oluyordu. Ben de boynuna kolye takarak bu kırılma izini sakladım. Arkadaşımla barıştık ama olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala aklıma geldikçe kızarım." İşine büyük bir tutkuyla bağlı olan Can, Devlet Halk Dansları'ndaki görevinden emekli olduktan sonra zamanının çoğunu evde geçirdiğini ve o günlerin hatırası olan oyuncak bebek koleksiyonuna bakarak avunduğunu söylüyor. Yalnız yaşayan koleksiyoncu onlarla ilgilenirken rahatladığını ve can sıkıntısını giderdiğini belirtiyor. Koleksiyonunun toplam 50 bin YTL'lik bir servet olduğunu ifade eden Can, bebeklerine manevi açıdan paha biçemiyor.

Şeyda ÇETİN

DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Yıldızları giydiren Türk
 İngilizler Penti çorap giyecek
 Dostlarımızı kışa hazırlayalım
 Boğaz ağrısına yosun
 Çocuklara fiziksel istismar bitmiyor
 Yumak
 Pembe Melekler şifa dağıtıyor
 Su Dedektifleri
 Hayvanları sevmeyen insanı da sevmiyor
 İlaç yerine sebze suyu için
 Evin yeni CEO'su
 Herkes yogayla iyileşecek
 Popçu değil şarkıcı
 Ben ırkçı değilim anne...
 Hayata artı kat
 Arabesk soslu şarkılar
 Bu oyunun kuyruğu var
 Nerede Ne Var?
 Ücretsiz Aşı Hattı Sorularınızı Bekliyor
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Doğan bebek büyüyor
Bir yaşından sonra bebekler yürümeyi...
PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA
Keten tohumu zehirleyebilir
Keten tohumu son zamanlarda...
İnsan büyüyünce hayalleri de mi büyür?
İnsan büyüyünce hayalleri de mi büyür?
Babam ve Oğlum Mükemmel olmayan, kusursuz sayılmayacak bir film ama...
Sanki bir geçiş bölümü gibi
Sanki bir geçiş bölümü gibi
Harry Potter'in büyücülük okulunun 4. yılı, sinemada da 4. filmine...
Garsonluğun geleceği karanlık
Osman Serim yiyecek içecek sektörünün her alanında geniş deneyimi...
Erkeksi forma istemiyoruz
Formalarının kendilerini erkeksi göstermesinden yakınan bayan...
Delikanlılar geliyor
İlk kez 1992'de Boğaziçi Üniversitesi'nde oynanmaya başlayan Amerikan Futbolu...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.