Erdoğan: "Niyetleri bozuk"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''pazarlama'' ifadesini inanarak ve bilime dayanarak kullandığını belirterek, ''Ama bunların kitabında böyle bir şey yok, çünkü niyetleri bozuk. 'Pazarlama' dediğin zaman, akıllarına başka şeyler geliyor'' dedi.
Erdoğan, partisinin il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'de 3 Kasım seçimlerinden sonra başlayan büyük dönüşüm hareketinin tamamlanması gerektiğini dile getirerek, ülkenin önünde aydınlık bir geleceğin durduğunu söyledi.
Yapılanlarla asla yetinmediklerini, yapmaları gereken
çok şey olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, millete daha çok borçlarının olduğunu söyledi.
AK Parti mensuplarının, kendilerinden öncekiler gibi, ''millete olan borçlarını karşılıksız çeklerle ödemeyeceğini, milleti aldatmayacağını, milletin umutlarını boşa çıkarmayacağını'' kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
''AK Parti teşkilatları, şehirlerimizi kucakladıkları gibi, ülkenin ufkunu kucaklayacaklardır. Bu anlayışımızla, insan, 'eşrefi mahlukat' olduğu için insanımıza hizmet etmeyi, şereflerin en büyüğü olarak görüyoruz ve bu bize yeter diyoruz. Bu yolda inançla ve kararla yürüyoruz. Başkaları sloganlarla, kör ideolojilerle karşımıza çıkabilirler, başkaları azmimizi kırmak için bütün güçlerini gayri meşru şekilde kullanabilirler ama bizim sevdamız büyüdükçe, bizim yüreklerimizdeki o ateş harlandıkça onlar kartopu gibi erimeye devam edeceklerdir. Hiçbir zaman zeminimizi unutmayalım. Bu zeminin Türkiye olduğunu, milletimizin bütün fertlerinin kimliğini taşıdığımızı, bu kimliğe sadakatle bağlı olduğumuzu unutmayalım. Bu zemini, bu milleti, bu eşsiz ülkenin insanlarını güçlendirelim. Hiçbir siyasi adımımız, hiçbir hareketimiz, halkımıza rağmen olmasın.''
ZENGİN EKONOMİK KAYNAKLAR
Başbakan Erdoğan, 3 yıl içinde yaşanan gelişmeleri rakamlarla ifade ettiği konuşmasında, AK Parti'nin siyaset felsefesinin toplumsal merkeze dayandığını söyledi.
AK Parti'nin, Türkiye'nin zengin ekonomik kaynaklarını, büyüme potansiyelini harekete geçirecek, ekonomik sorunların çözümünde, hukuk ve demokrasinin gelişmesinde gerekli reform adımlarını kararlılıkla attığını dile getiren Erdoğan, 30-40 yıldır biriken temel sorunların çözüm yoluna girdiğini söyledi. Bugün Türkiye'nin, bir fırsatlar ülkesi haline geldiğini anlatan Başbakan Erdoğan, bir süre önce İstanbul'da ''yabancı sermaye'' ile ilgili gerçekleşen toplantıyı hatırlattı.
Bu toplantıda, ''Bu kadar kısa zamanda bu kadar başarıyı nasıl sığdırdınız?'' sorusuyla karşılaştıklarını ifade eden Erdoğan, milletin bundan önce çok bedel ödediğini, artık o dönemin geride kaldığını kaydetti. Ekonomik parametreleri anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Ben medyadan rica ediyorum, gelin de bunları yazın. Ülkeye bu iktidar ne kazandırdı? Bir puanlık faiz oranının ülkeye maliyeti 1.5 ila 2 katrilyon lira arasında değişmektedir. Bunun ortalamasını aldığınızda yaklaşık 90 katrilyondur. 3 yılda biz bunu halkımıza kazandırdık. Reel faiz 34-35 puandaydı. Şimdi enflasyon geçen ay 7.52 olarak gerçekleşti. Hangi hızla nereye doğru gidiyoruz. Bu güzel verileri görmezlik, insanın bakar kör olmasını gerektirir. İnsaf... Hala bunu göremeyenler var. Onun için ben diyorum, hayatında bir koyun güdememiş insanlar bu hesabı anlamaz. Gerçeği saptırmak istiyorlar. Gerçek işte burada. Bu işin içinde olanlar, bunu alkışlıyorlar. Ama maalesef bunu ne yazılı ne görsel medyamız hep gözlerden kaçırıyor. Niye? Bunu anlattıkları anda AK iktidar bu ülkede daha çok güçlenecek de, onun için... Bu ülkede biz iktidara gelmeden önce herkes enflasyon canavarını konuşuyordu. Yüzde 34 olan enflasyon şimdi 7.2'ye düştü. Niye bunu söylemiyorsunuz? Aradaki fark yüzde 26. Bunu da görmüyorlar, niye? İşlerine gelmiyor, anlatırlarsa halk uyanır.
Zaman zaman bazı sıkıntılar yok mu, var. Bizim şu anda başarısız olduğumuz, henüz arzuladığımız neticeye varamadığımız tek konu vardır ekonomide, o da işsizliktir. Ama bu zorluklara rağmen, yüzde 11.2 ile devraldığımız işsizlik oranında son rakamlara göre, 9.7'ye kadar düştük. Az da olsa böyle bir mesafeyi aldık. Bunun için de gayret sarf ediyoruz, kolay değil, nasıl bir ülke aldık, nereye geldik?
Ama yarınki başlığı söyleyeyim size, 'başarısız olduğumuz konu' diye girer. Hiç önemli değil, biz gerçekleri söyleyelim. Çünkü biz ne aldanan olacağız, ne aldatan...''
Büyüme oranında son 3 yılın ortalama hızının, yüzde 8 olduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, bunların durup dururken olmadığını, ekonomik programı mali disiplin ile yürüttükleri için bu noktalara varıldığını söyledi.
''YABANCI SERMAYE' ADI BİRAZ İNCİTİCİ OLUYOR''
''Yabancı sermaye'' ifadesinin, biraz içeriği itibariyle ''incitici bir tonda olduğunu'' dile getiren Başbakan Erdoğan, bunun adının ''küresel sermaye'' olduğunu söyledi. Küresel sermayenin artık Türkiye'ye girmeye başladığını kaydeden Erdoğan, bu konuda atılan adımları anımsattı.
Yatırım Promosyon Ajansı'nın Başbakanlık'a bağlanacağını anımsatan Erdoğan, ''Böylece küresel sermaye Türkiye'ye gelecekse, bakanlıklar arasında mekik dokumayacak. Bu işi süratlendirelim istiyoruz. Niye? Bu sermaye girsin ki, işsize iş imkanı doğsun'' dedi.
''PAZARLAMAYI, BİLİME DAYANARAK KULLANIYORUM''
Sürekli temaslarda bulunduğunu, yabancı ülkeleri ziyaret ettiğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Yaptığımız şu; Katar'da Bahreyn'de, Suudi Arabistan'da, Birleşik Arap Emirlikleri'nde bütün buralarda Türkiye'ye karşı bir olumlu bakış var. Ama siz imkanlarınızı ortaya koymazsanız, kendinizi tanıtıp anlatmazsanız, kimse kusura bakmayın gelip de sizin kapınızı çalmaz. Siz anlatacaksınız. Bunun adı marketingtir, bunun adı pazarlamadır. Bunu yapacaksınız.
'Efendim Başbakan nasıl böyle bir ifade kullanır?' Evet ben kullanıyorum ve inanarak kullanıyorum ve bilime dayanarak kullanıyorum. Ama bilimde acaba böyle bir siyasetin marketingi var mı, bunların haberleri yok. Sosyal yaşamın pazarlaması vardır. Siyasetin pazarlaması vardır. Ekonomik yaşamın pazarlaması vardır. Bunların hepsi var, var, var. Ama bunların kitabında böyle bir şey yok, çünkü niyetleri bozuk. (Pazarlama) dediğin zaman, akıllarına başka şeyler geliyor. Ama alışacaklar, öğrenecekler bazı gerçekleri. Batılı uzmanlar, biz şaşıyoruz' dediler. 'Evet ülkeler pazarlanır' dediler.
Öğrenecekler, bütün mesele nedir? Ülkemizde 3-5 sene içinde küresel sermaye 10-15 milyar dolar ile ülkemize girdiği anda, 'yahu hakikaten biz ne yanlış yapmışız, bak burada on birlerce insanımız iş sahibi oldu' diyecekler.''
(AA)
|