İyi kurumlar yaratmak
Son zamanlarda "iyi" kurumların, ülkelerin büyüme oranlarına olumlu katkı yaptığı konusu yoğun bir şekilde işleniyor. Gerek ekonomik, gerekse politik alanlarda oluşturulacak "iyi" kurumların varlığı sistemin daha etkin işlemesine neden oluyor, büyümenin önündeki bazı engeller kalkıyor. Ekonomik fırsatlara eşit bir biçimde ulaşılabilmesini ve işgücü ile sermayenin aynı biçimde değerlendirilmesini sağlayan kurumlara "iyi" damgası vuruluyor. Bu kurumlar, kâr peşinde değil de, rant peşinde koşan bazı kişi ve grupların amaçlarını engelliyorlar. Herkese eşit olanak sağlıyorlar. Yolsuzluklar bu kurumların varlığı ile azalıyor. Şeffaflık yoluyla işlerin nasıl yapıldığı kamuoyunun gözleri önüne seriliyor. Merkez bankaları, enerji piyasasını düzenleme kurumları, bankaları denetleyen bağımsız kurumlar bu tür "iyi" yapılardan bazı örnekler.
İyi politik kurumlar Ekonomik kurumların, politik kurumlarla yakın bağlantısı olduğu kesin. "İyi" politik kurumlar, politik gücün eşit olarak kullanılması yönünde faaliyet gösteriyorlar. Bağımsız medya bunun bir örneği. Politik açıdan neyin doğru, neyin yalnış yapıldığı konusundaki görüşlerini kamuoyu ile paylaşıyorlar. Kuşkusuz bu kurumların, ülkelerin kültürleri ve ilişkide bulundukları ülke ve bölgelerdeki yapı ile ilişkileri var. Örneğin, Çin bu tür bir kültürden yoksun, yavaş yavaş kurumsal kültürlerini geliştirmeye çalışıyorlar. Avrupa Birliği'ne üye olmak isteyen bir ülkenin, AB'dekilere benzer "iyi" kurumlara sahip olması şart. Nitekim, AB'nin Türkiye ile ilgili son ilerleme raporunda, bağımsız kuruluşlar önem taşıyan bir konu olarak gündeme getirilmiş. Kurumların kalitesini ölçen bir çok uluslararası kurum ve bunların oluşturdukları endeksler var. Türkiye, ne yazık ki, bunların değerlendirmelerinde hep alt sıralarda yer alıyor. Dünya Bankası'nın iş yapmaya ne derecede elverişli ülke olduğunu ölçen veri setinde, 155 ülke arasında 95. sırada yer alıyoruz. KKM ve ICRC göstergelerinde, Cato Enstitüsü'nün Ekonomik Serbestlik endeksinde de durumumuz aynı.
İşte kriterler Bu kuruluşların değerlendirmelerinde üzerinde durdukları kriterlerden bazıları şöyle: * Yolsuzluk, * Hukukun üstünlüğü, * Politik istikrar, * Hükümetin etkinliği, * Yeni işe başlamanın zaman ve para olarak maliyeti, * Dış yatırımcıların görüşleri, * Merkez bankasının bağımsızlığı, * Kayıt dışı ekonomi, * Eğitimin kalitesi, * Demokratikleşme derecesi, * Şeffalık ve hesap verilebilirlilik, * Medyanın bağımsızlığı. Bunlar başlıklar. Dolayısıyla "iyi" kurumlar yaratarak yukarıdaki konularda ilerleme sağlamak sadece AB müzakereleri için değil, aynı zamanda büyümeyi arttırmanın bir yolu olarak karşımıza çıkıyor.
|