  |
|
 Demokrasi Cumhuriyet'e sahip çıkmak zorunda
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, demokrasinin, Cumhuriyet'e sahip çıkmak durumunda olduğunu ifade ederek, ''Şimdi gün, o gün. Cumhuriyet en sıkıntılı günlerde demokrasiyi doğurmuş, demokrasinin hayırlı evlat olduğunu kanıtlamasına ihtiyaç var'' dedi.
Baykal, partisinin 31. Olağan Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB üyeliğinin tıkandığını öne sürdü.
Türkiye'ye önerilen AB üyeliğinin, kendilerini mutlu etmediğini kaydeden Baykal, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini, ''nişanlılığa'' benzetti. Baykal, Türkiye'ye, ''bu işin ucu açıktır,
evliliğe dönüşür diye bekleme, garanti değildir. Uzun bir nişanlılık yaşayacağız. 15 yıl nişanlılık sonrası, merak etme sana da bir ev tutacağım, benim evimin yanında oturacaksın'' denildiğini söyledi.
Baykal, bu önerilerden rahatsızlık duyduklarını, Türkiye'nin, AB'ye tam üye olmayı hak ettiğini vurguladı. Baykal, Türkiye'nin, Müslüman bir ülke olarak demokrasi, hukuk, kadın-erkek eşitliği, teröre karşı örnek noktada olduğunu vurgulayarak, AB'nin, böyle bir ülkeyi dışlamaması gerektiğini kaydetti.
Hükümetin, AB'nin verdikleriyle yetinmeyi içine sindirebildiğini savunan Baykal, ''Onların verdikleriyle yetinemeyeceğimizi, tam üyelikistediğimizi, bunu talep ettiğimizi, olmaması halinde bizi hiçbir şeyin ilgilendirmeyeceğini kararlılıkla ortaya koysak, başka bir tabloçıkacak'' diye konuştu.
'DÖNÜP DÖNÜP, YÖK DİYORLAR'
Baykal, iktidarın, niyeti ve kimliğinin ortaya çıktığını, üniversiteleri ve yargıyı ele geçirme mücadelesi verdiğini öne sürdü. Cumhuriyet'in gençleri yerine, AK Parti'nin, kendi anlayışında kişilerin yetişeceği bir ortam yaratılmak istendiğini savunan Baykal, YÖK kavgasının, ideolojik bir kavga olduğunu savundu. Baykal, bütün bunların, ülkenin geleceğini, ideolojik bir şekilde yönlendirme arayışı olduğunu söyledi.
Baykal, YÖK'ün, rektörlerin, dekanların değiştirileceğini ifade ederek, üniversite kadrolarının, daha sonra da öğrencilerin şekilleneceği bir arayışın olduğunu ifade etti. ''Dönüp dönüp, YÖK diyorlar. Bugüne kadar bir şey yapamadılar ama umutları bitmedi'' diyen Baykal, türban konusu çıktığında, ''bekleyin,gelecekte bu işi çözeceğiz'' dediklerini söyledi. Baykal, ''Hukuk ortada, ne ile çözeceksiniz?'' diye sordu.
'BEDELİNİ SANA ÖDETTİRİRİZ'
Baykal, Cumhurbaşkanlığı seçiminin, AK Parti'nin kendi anlayışını taşıması için fırsat olacağını savunarak, Cumhurbaşkanı'nın, Türkiye'nin dengesinin, Cumhuriyet'in kazanımlarının savunulması, korunması konusunda çok önemli görev yaptığını, denge ve barışın böylece sağlandığını söyledi. Baykal, ''Uyarıyor, geriye gönderiyor, Anayasa Mahkemesi'ne gönderebiliyor. Cumhurbaşkanlığı'nın önemli işlevi var'' dedi.
CHP Genel Başkanı Baykal, tehlikeye karşı Türkiye'nin dikkatini çekmek ve demokratik güçlerin duyarlılığını sağlamanın, herkesin görevi olduğunu belirtti.
Seçimlerin 4 yılda bir olması gerektiğini yineleyen Baykal, hükümetin, 5 yılda yapılması için dayattığını öne sürdü. Baykal, ''(Ben YÖK'ü ele geçirmek, üniversiteleri, yargıyı, Anayasa Mahkemesi'ni ele geçirmek istiyorum) diyorsan, doğruyu yapmıyorsun. Türkiye'nin tarihini değiştirme hakkını kendinde göremezsin, yanlış yapmış olursun'' diye konuştu.
Baykal, 2006'nın seçim yılı olması gerektiğini ifade ederek, bu anlayışa göre çalışacaklarını, ilk MYK'da seçim çalışmalarını başlatacaklarını ifade etti. Baykal, ''Ben yapmam diyorsun, yapmazsan sen yapmazsın, yapmamamında bedelini sana ödettiririz'' dedi.
''Bugünkü iktidar, Cumhurbaşkanlığı'nı da elde etmiş olarak, önümüzdeki dönemde Türkiye'yi yönetme olanağı olursa, Türkiye'nin başına açılacak çok dersler olacaktır'' diyen Baykal, bunları önlemek istediklerini söyledi.
'TÜRKİYE NE GÜNE DURUYOR'
Bir başka kurumdan medet ummadıklarını, orduya, darbeye davetiye çıkarmadıklarını kaydeden Baykal, şöyle konuştu:
''Herkes otursun oturduğu yerde, çare millettir. Çare halk, toplum... Türkiye'yi korumak, ordunun işi, Türkiye ne güne duruyor, halk, ne güne duruyor? Halk, ülkesini koruma gereğinin farkında değilse, bir başkasının kurtaracağı ülkeden kimseye hayır gelmez. Bu sınavı vereceğiz.
Türkiye demokrasi ve çok parti arayışına girmiş ancak düşük doğum yapmış. 1950'de sağlıklı bir doğum yapıldı. Cumhuriyet, demokrasiyi doğurdu. Demokrasi, 1950'den beri ülkeyi yönetiyor, şimdi sıra artık demokraside. Artık demokrasi, Cumhuriyet'e sahip çıkmak durumunda. Şimdi gün, o gün. Cumhuriyet en sıkıntılı günlerde demokrasiyi doğurmuş, demokrasinin, hayırlı evlat olduğunu kanıtlamasına ihtiyaç var. Cumhuriyet'e sahip çıktığını, içine sindirdiğini, benimsediğini, önümüzdeki ilk seçimde demokrasinin ortaya koymaya ihtiyacı var. Bu olur, hiç kuşku duymuyorum.
İnsanlarımızın ezici çoğunluğu, laik, demokratik bir Cumhuriyet içinde yaşamını sürdürmek istiyor. Kimse, Cumhuriyetimizin dengesini bozmak niyetinde, arayışında değil. İnsanlarımız, Cumhuriyet'e sahip çıkmak gerektiğini, günün o gün olduğunu, bu ihtiyacın artık doğduğunuanlayabilsinler. Cumhuriyet'e sahip çıkmak gerektiğini topluma anlatabilirsek, Türkiye şöyle bir ayağa kalkışıyla birlikte, Cumhuriyet'e karşı bütün güçleri ortadan kaldırmaya muktedirdir. Bununyapılması gereken zaman, şimdidir. Daha sonra, geç ve sıkıntılı olur. Türkiye'nin işçileri, işadamları, iş dünyası, medya dünyası, sivil toplumuyla bu ihtiyacı değerlendirdiği anda Türkiye'nin önü açılacaktır. Demokrasinin Cumhuriyet'e sahip çıkma zaferine ihtiyaç var. Bunu yaptığımız anda, Türkiye'de demokrasi, hiçbir Anayasa değişikliğinin, AB'nin hiçbir kararının Türkiye'ye sağlayamayacağı kadar büyük bir demokrasi atılımını gerçekleştirmiş olacaktır.''
'KURDA KUŞA YEM ETMEYİN'
Cumhuriyet'in, Cumhuriyet dostlarını çağırdığını, elini uzatıp, ''tutun'' dediğini belirten Baykal, haksızlıkların, yolsuzlukların, yanlışlıkların muhasebesinin, her zaman yapılabileceğini, şimdi Türkiye'ye sahip çıkma zamanı olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin Türkiye'ye sahip çıkma gününün geldiğini ifade eden Baykal, ''Türkiye, Türkiye'ye sahip çıksın, kaptırmayın. Kurda, kuşa Türkiye'yi, Türkiye'nin, Cumhuriyet'in temel kazanımlarını yem etmeyin'' diye seslendi. Baykal, kurultayı, ''Türkiye'ye sahip çıkma kurultayı'' olarak nitelendirdi.
Baykal'ın konuşmasının ardından Tüzük ile Temel Sorunlar ve Temel Çözümler komisyonları oluşturuldu. Daha sonra, çalışma ve hesap raporları üzerinde görüşmelere geçildi.
NOTLAR
Deniz Baykal'ın kongre konuşması, 2 saat 40 dakika sürdü.Baykal'ın konuşmasının, son bölümüne doğru, tribünlerin bir bölümüboşalırken, bazı partililer, kürsünün önünden Baykal'ın dinlemeyi tercih etti.
Kurultaya katılanlar arasında eski Genel Başkan Altan Öymen ve eski Genel Sekreter Ertuğrul Günay'ın da yer aldığı görüldü. Kurultayda, üzerinde Deniz Gezmiş'in ve Baykal'ın fotoğrafının yeraldığı, ''Denizlere ağlamayın, Denizleri anlayın'' yazılı pankart dikkati çekti.
Salonda bulunan bazı partililerin, dağıtılan siyah kalpaklar giydiği gözlendi. Baykal, konuşmasının ardından kendisine verilen çiçekleri, salondaki partililere dağıttı.
|
