kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Erdoğan ne demek istedi?

Erdoğan ' ulemanın görüşü alınmalıydı' dedi ya; ' kökten İslam karşıtı cephe' seçkinleri için akan sular duruverdi:
- Bu söylem din devleti özlemini yansıtıyor!
İttifak firesiz! Doğuşu, duruşu ve duyuşu itibariyle kökten İslam karşıtı olup özel gerekçelerle iktidara destek veren seçkinler de hiç tereddütsüz saldırıya geçti. Bunların kimi AB muhabbeti, kimi maddi beklentileri için sürdürdükleri iktidar yandaşlığını bir kalemde kenara bırakıp ' ne uleması' diye veryansın ediyorlar. Üstelik de ' Erdoğan'ı kızdırıyoruz, dümenimize taş konmasın' diye bir kaygıları da yok. Böyle bir fırsat çıktı diye keskince kökten İslam karşıtlığı zehrini salgılarlar, ertesi sabah da iktidar kapısına damlayıp pişkince yetim hakkından haraç talep ederler! Hep de veren el bulurlar! Özellikle ' İslam karşıtlığı' diyorum! Zira Erdoğan'ın sözlerine tepki gösterenlerin pek azı samimi bir laiklik kaygısı içindedir! Büyük çoğunluk ya siyaseten Erdoğan'ın hiç de iyi seçilmemiş kelimelerini istismar etmektedir veya ruhundaki kökten İslam nefretini kusmak için ' fırsat bu fırsat' diye saldırmaktadır.
Gerçekte Erdoğan'ın niyeti neydi, ne söylemek istemişti? Sırf hakikati öğrenmek isteyen varsa Başbakanın bu sözleri hangi ruh haliyle söylediğine ilişkin güvenilir bir rapor sunabilirim.
Neden bu kadar kesin konuşabiliyorum? Hem de meseleyi değil Erdoğan'la, kendisine yakın kişilerden hiçbiriyle görüşmeden nasıl?..
Erdoğan'ın Müslümanlığı hissedişini, yaşamaya çalışma tarzını biliyor, başörtüsü meselesi ile ilgili ruh halini seziyorum. Siyasetçi olarak şu veya bu konuda nefsinin ona neler yaptırdığını izlerken, başörtü mağduru bir baba ve bir insan olarak neler hissettiğini de kendi yüreğimde okuyabiliyorum.
Bunları sadece ben mi yapabiliyorum? Elbette hayır! Kendisini doğru anlayabilecek başka kimesneler de vardır amma onlar Erdoğan'ın camiasından, partisinden, makamından, imkanlarından ve rızasından (!?) müstağni değillerdir! Fakirinse Erdoğan'ı memnun etmek gibi bir derdim yok. Onun için Allah'ın izniyle bakışımın adaletinden emin olarak kaydedeyim ki Başbakan ' ulemanın görüşü alınmalıydı' derken kafasının köşesinden dahi bir tür ' fetva' önerisi geçirmiş değildir. AİHM'nin fikrimce de asla hukuki olmayan kararı asabını bozduğu için kastını doğru kelimelerle ifade edememiştir. Söylemek istediği şudur:
'Kişinin başını siyasi veya ideolojik gerekçe ile mi, yoksa salt inancının gereği olarak örttüğünü yargı bilemez. Bu bilirkişi meselesidir.'
Aynı şeyi yüz kere de ben söyledim ama hiç de aklımın köşesinden din devleti geçmedi. AİHM bilirkişi kullanmadığı için kararı hukuki değildir. Bizim medyamız pek yansıtmadı ama bu kararı saçma bulan batılı hukukçular da az değil! Mesele, dininin kendisine ' başını örteceksin' dediğine inanan, devletinin de ' açacaksın' diye dayattığını gören kadınımızın çaresizliğidir. Böyle bir olayda yasak koymayı çözüm sayan ve hele ' sorun kapanmıştır' diyen kafa, merkep yüküyle hukuk kitabı ezberlese de hukuk insanı olamaz, hatta insan olamaz! ' Yasağı kaldırmak şu sakıncaları doğurabilir' demen başka! ' Yasakladım ve sorun bitti' dediğin zaman milyonlarca başörtü mağdurunu insan saymadığın için sen insan olamazsın! Bu tartışmada en çok, zekasına saygı duyduğum Baykal'a üzüldüm. Cin gibi biliyor ki Erdoğan din devleti özlemiyle bu lafı etmedi. Ayrıca Baykal başını örten kızın yaşadığı açmazı da çok iyi biliyor. Böyle bir konuda Erdoğan'ın o sözünü taktik bir coşkuyla çekiştirip fırtına üretme çabasına nasıl tenezzül eder? Oysa kendi siyasi çizgisince Erdoğan'ın bu gafı ile dalgasını geçip gidebilirdi. O zaman belki başbakan bu tür dikkatsiz söylemlerden kaçınmak için daha titiz davranabilirdi. İş köpürtülünce kökten karşı cephe duygusu iki taraf için de tırmanıyor. Denecek ki:
- Siyaset böyle, kızıştıracaksın, yıpratacaksın..
Evet ama ucu dine dokunan veya dokunduğu sanılan her tartışma ülkeyi ve vatandaşı daha da devletsizleştiriyor.
Dindar veya dinsiz, bütünlük derdi olan bunu anlar.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 TC'ye sıcak çatışma ninnileri   / 17-11-2005
 Brövenin Atatürkçesi neydi?   / 15-11-2005
 Tüfekle oynama şeytan doldurur   / 14-11-2005
 Yaşasın bir yasak daha!   / 11-11-2005
 Adalet, kalkınma ve ilerleme raporu   / 10-11-2005
 Televizyon hıyabanında insan bir ok   / 08-11-2005
 Cehennem 'Derin Şirket' kusar   / 07-11-2005
 Ahir zaman alet ve alametleri   / 04-11-2005
 Ahfeş'in rektörleri   / 03-11-2005
 İblisleşme zamanı   / 01-11-2005
YILMAZ ÖZDİL
Tek çare Walter Enişte...
FIFA merkezi...
ÖMER LÜTFİ METE
Erdoğan ne demek istedi?
Erdoğan ' ulemanın...
UMUR TALU
Eline çarptı, penaltı!
Umutsuz maç daha umutsuz başlamış...
FATİH ALTAYLI
Bu cezayı veremezler
FIFA Başkanı İsviçreli Sepp...
ERDAL ŞAFAK
Cennet ve cehennem
Doğru. FIFA Başkanı Joseph Blatter,...
Tüm kilit yetkileri tekelinde topladı
İtalya Başbakanı Berlusconi'nin hazırlattığı anayasa değişiklikleri...
'Polis devleti olmak istemiyoruz'
Fransa'da OHAL'in 3 ay daha uzatılmasına öfkelenen sivil toplum...
Bir forması eksikti
Bir forması eksikti
İsviçreliler çirkefliklerine FIFA'yı da alet etti. İsviçreli FIFA...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu