kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Zayıf savunmaya çok güçlü karar

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi türban konusunda sadece Türkiye'de değil, tüm kıtada derin etkiler yapacak tarihi bir karar verdi. Hem de hükümet talimatıyla pasif savunma yapılmasına rağmen. İtiraf eder mi bilmiyoruz ama bu karar tabanı ile devlet arasında sıkışan iktidarı da rahatlatacak...

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi eski öğrencisi Leyla Şahin'e Türkiye büyük bir teşekkür borçlu. Ayrıca Avrupa da.
Şahin türbanı nedeniyle öğrenimini sürdürememesini şikayet için 21 Temmuz 1998'de Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na başvururken, girişiminin tarihi öneminin ne denli farkındaydı bilmiyoruz ama adı artık hukuk tarihine girdi.
Onun sayesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) dün türban konusunda
"İskender'in kılıcı" kadar keskin ve olağanüstü önemde bir karar verdi. "Olağanüstü" sıfatında zerrece abartı yok. Çünkü üniversitede türban yasağının laiklik, eşitlik ve kadın hakları adına "zorunluluğunu" hükme bağlayan bu karar, AB'nin Türkiye belgelerine girecek.
Davanın uzun geçmişini anlatmayacağız. Ancak Alt Daire'deki ve Büyük Daire'deki duruşmalarda devlet avukatlarının savunmaları arasındaki uçurumu hatırlatmamız şart.
Tarihe not düşmek için.
Leyla Şahin AİHM'de davayı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 9'uncu maddesinin "Düşünce, vicdan ve din özgürlükleri"nin ihlali iddiasıyla açtı.
7 yargıçlı mahkemede taraflar 19 Kasım 2002'deki duruşmada dinlendi. Şükrü Alparslan ve Sait Güven adlı iki serbest avukat Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına yaptıkları savunmayı "Başörtüsünün masum bir yaşama biçimi olmanın dışında Cumhuriyet ilkelerine karşı bir sembol olduğu" görüşüne dayandırdılar.
Bu savunma henüz iki haftalık AK Parti iktidarında kıyameti kopardı. Gül (o tarihte Başbakan'dı) savunmanın geri çekilmesi talimatını verdi. Çekildi de.
Ancak bu gelişme AİHM'in 29 Haziran 2004'te oybirliğiyle yasağa destek vermesini engellemedi. Kararda türban yasağının "Düşünce, vicdan ve din özgürlüklerinin ihlali anlamına gelmediği" vurgulandı. Ayrıca, "Siyasal İslam'ın simgesi" olduğu da.

Türkiye
için bağlayıcı
Şahin'in avukatları kararı temyiz ettiler. Yani, Yüksek Daire'ye götürdüler. Ancak taktik değiştirerek: Türkiye'nin AİHS'nin yalnızca 9'uncu maddesini değil, ayrıca aile yaşamı ve özel yaşamla ilgili 8'inci maddesini, ifade özgürlüğüyle ilgili 10'uncu maddesini, ayrımcılığın yasaklanmasıyla ilgili 14'üncü maddesini ve eğitim hakkıyla ilgili 1 No'lu Porotokol'ün 2'nci maddesini de ihlal ettiğini öne sürdüler.
17 yargıçlı Büyük Daire'de temyiz duruşması 18 Mayıs 2005'te yapıldı. Türkiye'yi Dışişleri hukuk müşavirlerinden Münci Özmen temsil etti ve Gül'ün talimatıyla pasif ve kısa bir savunma yaptı. 75 dakika süren duruşmada sadece 9 dakika konuşan Münci, "Mahkeme kararının onanmasını istiyoruz" demekle yetindi. "Ancak hükümetimiz özgürlüklerin kapsamının genişletilmesinden yana" diye ekleyerek.
Büyük Daire'nin dün 5 iddiadan 3'ünü oybirliğiyle, 2'sini ise sadece bir karşı oyla reddeden ve türbanın "Siyasal İslam'ın simgesi" olduğu görüşünü onayan kararı, Ankara'nın "ikircikli" savunmasına rağmen alındığı için tarihi değer taşıyor. Çünkü Türkiye'yi "Çift yönlü" bağlıyor:
1- AB, Türkiye'ye kriter kabul edeceği için.
2- Mayıs 2004'te yürürlüğe giren 5'inci uyum paketiyle uluslararası anlaşmaların iç hukukun üstünde olduğu kabul edildiği için. (Anayasa'nın 90'ıncı maddesinin son fıkrası.) Adalet Bakanı Çiçek, ilk karardan sonra "AİHM kararları hoşumuza gitse de, gitmese de uymamız gereken kararlardır" demişti.
İktidar hiçbir kaçış yolu bırakmayan bu kesin karara uymalı ve konuyu artık gündemden düşürmeli. Çünkü turban son 3 yılda Türkiye'yi çok yordu, çok...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İki ayağının üstünde durmak   / 10-11-2005
 AB merkezinden Avrupa'ya bakış   / 09-11-2005
 Dışlanmışların "İntifada"sı   / 08-11-2005
 Brüksel berberi ve saçımızın rengi   / 07-11-2005
 Azerbaycan ve kadife devrimler   / 06-11-2005
 Büyük oyunun yeni hamleleri   / 05-11-2005
 Reform sürecinde söylem ve eylem   / 04-11-2005
 Kamusal alanın yılmaz bekçisi   / 03-11-2005
 Güllük gülistanlık   / 02-11-2005
 Kaçınılmaz reform   / 01-11-2005
YILMAZ ÖZDİL
Bekle bizi Neo...
Başbakan yarından sonra Bahreyn'e...
ÖMER LÜTFİ METE
Yaşasın bir yasak daha!
Vaktiyle dinci siyaset sayesinde...
UMUR TALU
Hakkâri'de, Fransız!
Dün "yabancı sermayeyerli...
FATİH ALTAYLI
Şemdinli'de bombayı kim patlattı!
Dün Muharrem...
ERDAL ŞAFAK
Zayıf savunmaya çok güçlü karar
Avrupa İnsan Hakları...
Yasemin Taşkın'a başarı ödülü
İtalya'da uluslararası alanda başarılı kadınlara verilen ödüle bu yıl...
Zerkavi emriyle "kanlı düğün"
Ürdün'ün başkentinde 3 yabancı otel El Kaide liderlerinden...
Tarih tekerrür edecek
Tarih tekerrür edecek
Fatih Terim'le yeniden Milli Takım'a dönen Alpay, "Geçmişte hocamızla...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu