kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Abdurrahman Yildirim @ SABAH
 

Memur emeklisine 615 işçi emeklisine 107 dolar

Sosyal güvenlik sistemine milli gelirin yüzde 11.9'u düzeyinde harcama yapıyoruz. Bu rakamın yüzde 7.3'ü sosyal güvenlik kuruluşlarının kendi yarattıkları kaynaklardan karşılanıyor. Geriye kalan yüzde 4.6'sı ise bütçeden finanse ediliyor. Son 11 yılda bütçeden sağlanan kaynakların Hazine faizlerinde değerlendirilmesi durumunda 350 milyar dolarlık bir fona ulaşılacağını bizzat Sosyal Sigortalar Kurumu hesapladı. Sistemin tıkandığı ve makro ekonomik istikrarı tehdit ettiği nokta da burası.

Reforma üç neden
Çünkü, milli gelirin yüzde 4.6'sı düzeyinde sadece sosyal güvenlik açığı vermek diğer alanlara ve ihtiyaçlara kaynak ayıramamayı beraberinde getiriyor. Kısır döngü yaratıyor.
Olayın başka bir yönü de, bu açığı nüfusumuz genç iken veriyoruz. Halbuki Türkiye'nin nüfusu giderek yaşlanmaya aday. 27 yıl sonra bugünkü Avrupa'nın düzeyine geleceğiz. Eğer sosyal güvenlik sistemini, yaşlanmaya adapte edemezsek, açıklar ileride daha fazla büyüyecek.
Sosyal güvenliğe milli gelirin yüzde 12'si düzeyinde kaynak ayrılması aslında yüksek bir rakam. Bunu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da kabul ediyor. Üstelik nüfus gençken sistem neden tıkandı? Sosyal güvenliğe aktarılan kaynaklar amacına uygun kullanılamıyor mu? Bu da sosyal güvenlik reformu için, üçüncü ve belki de en önemli neden.

Çarpık yapı
Bitişikte yer alan tablo bunu ortaya koyuyor. Ve devlet eliyle gelir dağılımının nasıl bozulduğunu gösteriyor. Rakamlar üzerinden gidelim.
* Bir kere genel bütçeden en büyük yardımı devlet memurlarının sosyal güvenlik kuruluşu olan Emekli Sandığı alıyor. Geçen yıl aldığı yardım miktarı 5.8 milyar dolar. İkinci büyük yardımı 4 milyar dolarla SSK alıyor. Bağ Kur'a ise 3.7 milyar dolarlık bütçe yardımı yapılıyor.
* Ancak kurumların hizmet verdiği kişi sayısı çok farklı. 5.8 milyar dolarla en büyük yardımı alan Emekli Sandığı'nın güvenliğine dahil olan kişi sayısı 9 milyon 504 bin kişi. Halbuki SSK, 37.8 milyon kişi için devletten 4 milyar dolarlık yardım alıyor. Bu rakam Bağ Kur'da 16.2 milyon kişiye karşılık 3.7 milyar dolar.
* Geçen yıl kişi başına devletten alınan yardım, işçilere sosyal güvence hizmeti veren SSK'da 107 dolar, BağKur'da 230 dolar, Emekli Sandığı'nda 615 dolar. Yani devlet sosyal güvenlik yardımında büyük bir ayrımcılık yapıyor. Yardımdan devlet memuru ile emeklisi arslan payını alırken, işçilerin, çiftçilerin ve esnafın sosyal güvenlik kuruşuna, bunun yarısı bile düşmüyor. Sayı bakımından en büyük olduğu için, SSK'lıları baz kabul ettik. Onların kişi başına devletten aldığı 107 dolara karşılık BağKur'lular 2.14 kat, Emekli Sandığı'na dahil olanlar 5.74 kat daha fazla devlet yardımı alıyor.
* 2006 yılı Bütçe Gerekçesi'nde yer alan rakamlara göre, SSK ve BağKur için 1999'da reform yapmamıza karşılık, Emekli Sandığı'nın açıkları 1994'ten bu yana artarak sürüyor. Üstelik Emekli Sandığı'nın emeklileri içinde de büyük adaletsizlikler mevcut.

Bakanlık ta kabul etti
Sosyal güvenlikteki bu çarpıklık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın Beyaz Kitap'ında da vurgulanıyor: "Diğer kurumlara kıyasla nüfusun daha sınırlı bir bölümünü kapsamasına karşın, en yüksek açığı Emekli Sandığı vermektedir. Bir diğer ifadeyle koruma altındaki kişilere devlet tarafından sağlanan sübvansiyonlar bu kişiler arasında adil bir biçimde dağıtılmadığı gibi, devletin en yoksul kesimlere yönlendirmesi gereken kaynaklar sosyal korumaya en az ihtiyaç duyan kesimlere gitmektedir."
İşte bu çarpık yapıyı yıkmak için de sosyal güvenlik reformu, hatta reformun ötesinde devrimi gerekli.

Sonuç
"Güce dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan güç zalimdir" Blaise Pascal

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yeni vergilerle kişiler bonoyu bırakıp mevduata bakacak   / 28-10-2005
 İçerideki üç eşiği aştık ama asıl dışarıdaki eşiği ne yapacağız?   / 27-10-2005
 Telekom ve IMF eşiği aşıldı mı?   / 26-10-2005
 Yüzde 15 stopaj, mevduatta yürürlüğe girmiş bile   / 25-10-2005
 Dışarıdan para geldiği sürece sorun yok   / 24-10-2005
 Borsayı 9 milyar dolarla kaptırdık Ya da yabancı kazandı yerli kaybetti   / 21-10-2005
 Bu bütçeyle hem büyüme hem enflasyon hedefi zor tutar   / 20-10-2005
 Bu vergilerle mevduat daha çok baştacı olur   / 19-10-2005
 Bono ve borsa gözden düştü mevduat yerlinin yeniden baştacı   / 18-10-2005
 Piyasada trend değişimi için türbülansın devamı gerekli   / 17-10-2005
MELİHA OKUR
Tüpraş'a göre petrol 2006'da 50 dolar olacak
2006...
Prof. Dr. AYDIN AYAYDIN
Serdengeçti yine 'FT'den başladı
Merkez Bankası...
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Memur emeklisine 615 işçi emeklisine 107 dolar
Sosyal...
Bombacıyı ele veren görüntüler
Maslak'taki benzin istasyonuna bomba yüklü araçla saldıran terörist...
Yardım çekleri izdiham yarattı
İzmir'de belediyenin bayram öncesi fakir vatandaşlar için verdiği 150...
Şimdi de Şanlıurfa
Şimdi de Şanlıurfa
Sabancı Kız Yetiştirme Yurdu'ndaki öğrencilerin kendilerini taciz...
Protein hesabıyla yaşanan dram
Protein hesabıyla yaşanan dram
Onlar fenilketonüri ya da kısaca PKU denilen genetik hastalığın...
IMKB
E: 31.964 D:% 2,98
DOLAR
S: 1,347 D:% 0,560
EURO
S: 1,620 D:% -0,093
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu