kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ordu'dan Sarp'a doğru
Ordu'dan Sarp'a doğru

Ordu'dayız... Güzelliklerini sunuyor cömertçe, o kendine has vakur duruşu ve insanlarıyla. Tarihi kilise ve yanındaki konaklar onarılmış ve tertemiz görünüyor. Boztepe'ye çıkıyoruz, manzara muhteşem.

Ulubey, Gürgentepe, Gölköy yükseklere tırmanıyoruz. "Göle gidelim" diyoruz, ancak akşam yağan yağmurla yol çok kötü hale gelmiş, vazgeçerek Ordu'ya dönüyoruz. Yol boyu güzelim ahşap Karadeniz evlerini fotoğraflıyorum, hoş sohbetlerle. Gülyalı, Piraziz, Bulancak, ve Giresun'dayız. Yüksek apartmanlardan oluşan bir yerleşim olmuş Giresun, eski bir Rum evini arıyorum aklımda ve saydamlarımda kalan, ne yazık ki bulamıyorum, yerinde kocaman bir bina. Gene de hakkını yemeyelim, yolda gördüklerimize oranla çok daha bakımlı ve temiz bir kent. Keşap, Espiye ve nihayet son halini çok merak ettiğim Tirebolu. Hemen tırmanıyoruz içerilere ve hızlı bir turdan sonra içim rahatlıyor, kimliğini de korumuş, tarihini de, şirinliğini de. Bir aşağı, bir yukarı dolaşıyoruz, keyifle. Yola devam, Görele, Eynesil, Vakfıkebir ve Akçaabat. Doğruca Körfez Köfte'ye, gene deniz üstü tabii ki, nefis köfteleri yutmakta zorlanıyorum, bademciğim gene oyunbozanlık yapıyor, ama asla vazgeçmek yok bu lezzetli köfteden. Trabzon'da sayılırız artık, hedef akşamı Sümela'da geçirmek, bu yüzden Trabzon'u ertesi güne bırakarak doğruca Maçka'ya çıkıyoruz, tam da şenliğin ortasına, Maçka şenliği. Hızlıca buz kutumuza akşam nevalesini yükleyip milli parkın yolunu tutuyoruz, bu gece çadırda kalacağız. Derenin kıyısına kuruyorum çadırı ve kamp ateşi için odun toplamaya çıkıyorum, fakat her şey sırılsıklam, bizden yarım saat önce yağmur yağmış. Kırkbeş dakika uğraşıyorum. Nemden kibritlerin yalnızca başındaki fosfor parlıyor ve sönüyor. Vazgeçip dışarıda keyif sürelim diyoruz, ne mümkün, tepemizden aşağı nem yağıyor, sonunda çadıra kaçmakta buluyoruz çareyi.

SENFONİ GİBİ
Sabah erkenden çıkalım istiyorum manastıra, kalabalık olmadan fotoğraf çekeceğim. Sümela'nın kapısına geldiğimizde yirmi kişilik sırayı görünce şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım, insanlar geceden gelmişler. Kapılar açılıyor ve muhteşem senfoni başlıyor, manzara, binalar, içlerinde ve üzerlerindeki freskler inanılmaz güzellikte. Henüz tamamlanmamış olsa da oldukça iyi bir biçimde elden geçirilmiş, geçen sefer geldiğimde o içimi dağlayan gözleri oyulmuş, üzerlerine isimler kazınmış freskler temizlenmiş ve onarılmış. Ana binanın duvarları artık gülümsüyorlar, içimi büyük bir sevinç kaplıyor, tadını çıkartıyoruz manzaranın ve manastırın. Trabzon'a doktor ve eczane için giriyoruz, boğazım perişan, bu yüzden de keyifsiziz, dolaşamıyoruz bile. Sürmene'de içerilere giriyoruz, işte tipik yöresel Karadeniz mimarisi, vee muhteşem Memiş Ağa Konağı. Türk mimarisinin en özgün örneklerinden biri. Çok iyi bir biçimde onarılmış, son geldiğimde içini gezme olanağı yoktu, şimdi bu fırsat kaçırılmaz. Gezdikçe seviçten türküler söylüyorum içimden, ellerine sağlık onaranların.

OF Kİ NE OF
Of'tan yukarı çıkıyoruz, vadinin içinden, insan nereye bakacağını şaşırıyor yükseldikçe, yeşil, su, ahşap yayla evleri... Yolumuz Uzungöl'e, ben de ilk kez göreceğim. İzlemediğiniz ama çok övülen bir filmi ilk izlediğinizde içinizde bir duygu oluşur hani, "Biraz abartmışlar övgüyü" işte böyle bir duygu oluştu içimizde Uzungöl'ü gezerken. Garip bir kalabalık var, her yerden ve milletten, meslekten insan dolu. Garip bir mimari oluşmuş, İsviçre desem değil, Almanya desem değil, halbuki beşyüz metre ötede o güzelim yayla evleri biz buradayız diye bağırıyor, ne birbirinin manzarasını kesiyor, ne rüzgarını, ne de güneşini. Sadece o tarafa doğru bakarsan çok güzel, zaten gördüğüm tüm fotoğraflar da o tarafa doğru çekilmiş. Gölün etrafında bir tur atıp, hadi gidelim diyoruz. Birkaç kilometre aşağıda son derece güzel yayla evleri görüyoruz, yol boyunca söyleniyoruz. Of ki ne of... Doğru Rize'ye gidiyoruz, akşam kaleden havai fişekler atılıyor, ilaçlarımı alıp erkenden yatıyorum, sabah ola hayrola. Sabah kahvesini Rize kalesinde içiyoruz, harika manzara eşliğinde. Çay bahçeleri şehrin göbeğine dek girmiş. Kalkandere yoluna devam ediyoruz, yolda çok güzel bir serenderi fotoğraflamak için duruyoruz, fotoğraf çekerken her halinden inşaat işleri ile uğraştığı belli birisi laf atıyor, "Eski evleri mi çekiyorsun" diye, "Evet" diyorum, "O zaman gel seni baba ocağına götüreyim" diyor, "Hemen şuracıkta." Bir başkası köprüyü de göster diyor balkondan, böylece yürüyoruz İsmet Kalfa ile baba ocağına. Önce nefis evi gezdiriyor, işini gücünü bırakıp, sonra çay bahçeleri içinden geçerek "Köprüyü, sonra bir de çay fabrikasını gezdireyim" diyor, hay allah dur, bir dakika derken ardında buluyoruz kendimizi. Fabrikayı gezdiriyor, üretimi anlatıyor, zahmetini, bardak bardak çaylar içilirken.

Fatih UĞURLAŞ

DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Hayvanlar da saygıyı hak eder
 Yetişkinler de hiperaktif olur
 Domates suyu iç, genç kal
 Moda teknoloji ürünlerine el attı
 İtalyan stilini Türkiye'ye taşıyacak
 Teröre okulda çözüm arıyor
 Bu kardeşler bir mucize
 Ne istediğini bilen için mutlu aşk da var
 Darıca'nın şansı Kuşadası'yla döndü
 Sanatta melankoliden depresyona
 Dikkat edin kaza olmasın
 Çamurlu suyun şifası
 Düzgün adam kriterleri
 Farklı dozlarda ıstırap
 'Yeşim seni sevmiyorum'
 Adresi değişse artık!
 Değişik bazı şeyler
 Mide yanmasına odun külü
 Erken doğumdan korkmayın
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
FİLİZ AKIN
Bazen ağlamak iyi gelir mi?
Sabah bir kalktım ki ev...
PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA
Bitkilerin etkisi uçar mı?
Satın aldığınız bitki...
Aldatılan kadının dünyasına bakış
Aldatılan kadının dünyasına bakış
Gilles'in karısı, Emmanuelle Devos denen inanılmaz oyuncunun nankör...
Mucit Wallace ile sessiz köpek tavşan peşinde
Mucit Wallace ile sessiz köpek tavşan peşinde
Canlandırma sineması dur-durak bilmiyor ve hergün öncekileri aşan...
Lezzetli tavuklar geliyor
Keskin Keskinoğlu devasa boyutlarda bir entegre tavuk işletmesinin...
Yeşilçam'ın genç yüzleri
Marie Claire Dergisi kasım sayısında Yeşilçam'ın genç yüzlerini bir araya...
Milletvekili olayım, gücüm yettiğince bağırayım
İbrahim Tatlıses köşe yazarı olunca neredeyse kıyamet koptu... Savaş Ay'a da...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.