kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Melankolinin estetiği tango
Melankolinin estetiği tango

Tango, başlangıçta Buenos Aires genelevlerinde haydutlar tarafından yapılan bir meydan okumaydı. Daha sonra terk edilen aşığın yakınmaları haline geldi


Melankolinin estetiği tango

Tango, başlangıçta Buenos Aires genelevlerinde haydutlar tarafından yapılan bir meydan okumaydı. Daha sonra terk edilen aşığın yakınmaları haline geldi.

Eski Taş Çağı'nda mağara duvarlarına yapılan resimler, dansın bu dönemde ortaya çıktığını göstermektedir. Dans, başlangıcında ayinsel olmuş, insanların nasıl işlediğini anlamadıkları doğanın tehlikeli güçleri karşısında tanrısal güçlerden yardım istemek için kullanılmıştır. Böylece kaderi değiştirmek (örneğin yağmur yağdırmak), cesaret sağlamak (savaşta ve avda) veya tanrılara hoş görünmek üzere dans edilmiştir. Nüfus artıp, insan yerleşik hale gelince ruhban sınıfı ortaya çıkmış, tanrılarla teması tekeline almıştır. Bu durumda dansı da elbette tekeline alacaktır. Aslında canlıların büyük çoğunluğu belli amaçlarla (örneğin eş bulmak için) ritmik hareketler yapar. İnsan, bunlara müzik ve şarkıyı ekleyerek onu bir kültür unsuru haline getirmiştir. Öte yandan, ilk danslar sert dönme hareketleri içerdikleri için, katılanları transa sokabilmekteydiler. Bu trans hali de dinsel bir öge olmaktaydı. İlk çağın sonunda, dans bu ayinsel yönünü yitirerek estetiğin öne çıktığı bir hoşça zaman geçirme unsuru olmuş ve bir gösteri haline dönüşmüştür. Ortaçağda ise kilise, ayin sırasında dansı ve kadınların nerede olursa olsun dans etmelerini yasaklamıştır. Ancak yüksek kültüre sahip ve egemen sınıflar, ölçüleri olan ve kurallı hareketlerle yapılan dansı icat etmişlerdir. Artık denge ve incelme arayışı içinde, müzikle uyumlu bir şekilde dans edilmektedir. Ölçülü dans bir eğitim ve kulak gerektirdiği için, artık halk danslarından farklılaşmaya başlamıştır. 13. ve 14. yüzyıllarda "Yüz Yıl Savaşları" ve kara veba gibi bir dizi felaket Ortaçağ insanlarını ölüm dansı soyutlamasına götürmüştür. Bugün birçok kilisede o dönemden kalma ölüm dansı resimleri bulunur. Bu resimlerde başında taç bulunan bir iskelet ile başında şapka veya yıktık bir bere bulunan diğer iskeletler ederler. Ana fikir, farklılıkların herkesin Dans, insanları eşitleyememekte, ve eğlence hemen her kültürde almaktadır. Dansın ruhsal etkileri onu aranan insan faaliyetlerinden biri kılmaktadır. Dansın bütün bu özelliklerini bünyesinde barındıran tek bir tür 1880'lerde hükümet politikası nüfusu hızla artırmak idi. Bu yüzden dünyanın her tarafından (başta İtalya, Polonya, Almanya Güney Amerika olmak üzere) kerkekler servet umuduyla geliyorlardı. başkent Buenos dünyanın her tarafından 3,5 milyon göçmen Bunlar kent çevresinde gibi evlere ( yerleştirildiler. Ve tüm sefaleti, fahişeler, kulağı buraya toplandı. kendi müzik geleneğini buraya Böylece Andalusya'nın flamenko'sunun zenci condomble'si (Tan- bilinir) ile pampalarının Milongo'sunun ölgün birbirine karışmıştır. Kuzey Afrika Berberlerinin İspanya'ya, onların da Küba'ya taşıdığı ve burada habanera adını alan dans kadar, İspanyol contradanza'sından Kızılderili ritmlerine varana kadar birçok öge tangonun oluşumunda yer almıştır. Bu çeşitli sesler, aynı geçmiş nostaljisi ve belirsiz bir gelecekten duyulan korku içinde tangoyu yaratmışlardır. Dans, başlangıçta Buenos Aires genelevlerinde (lupanar), guapas (haydutlar) tarafından yapılan bir meydan okuma ayiniydi. Karşılıklı geçen iki macho (herif) birbirlerine meydan okumaktadır (bravade). Dans, daha sonra acı çeken ruhun, terk edilen aşığın yakınmaları, yani melankolik bir ağlaşma haline gelmiştir. Bu aşamada, dans kadınlarla yapılır hale gelmiş, görsel ve etkileyici bir şekil almıştır: sofistike figürler; cezp etmek, şoke etmek ve yakınlaşmak için birbirine dolanan bacaklar.

SERSERİ ARGOSU
Başlangıçta keman, flüt ve gitarın eşlik ettiği tango, henüz şarkısızdır. Ama asıl, ağlamaklı tonalitesiyle bandoneon'un (Almanya kökenli küçük akordeon) devreye girmesiyle, portenos'un (Buenos Aires'in bir liman kenti olmasından ötürü bu şehirde yaşayanları ifade eden bir terim) hayal kırıklıklarını daha iyi ifade eder olmuştur. 1910'larda tango artık söylenir de olmuştur. Bu şarkıların dili lunfacdo'dur (serseri argosu). Temalar ise, yalnızlık, geçmiş nostaljisi, ümitsiz aşk ve ölüm etrafında yoğunlaşmıştır. Erkekler serseri, kadınlar ihanet ile seven ve koruyan anne arasında gidip gelen figürlerdir. Tangonun I. Dünya Savaşı'ndan biraz önce Avrupa'ya girmesi ve Paris'te büyük kabul görmesi, bu dansa burun kıvıran Buenos Aires yüksek sosyetesinin de onu benimsemesine yol açmıştır. Sosyetenin devam ettiği Esmeralda tiyatrosunda tango söyleyen ilk kişi, Fransa'da gayrimeşru bir çocuk olarak doğan ve üç yaşındayken annesi tarafından Arjantin'e getirilen Carlos Gardel'dir. O akşam söylediği Mi Noche Triste (Hüzünlü Gecem) ortalığı yıkmış ve Gardel bir efsane haline gelmiştir, o kadar ki, tango bugün bile onun tarzında söylenmektedir. Tutkulu ve erotik dansıyla; yakınan, yakaran, öfkelenen ve tehdit eden sözleriyle; iç kıyan nostaljik ve hüzünlü melodisiyle tango, insanın şimdiye kadar dansa yüklediği tüm işlevleri bünyesinde barındıran tek türdür ve artık sanatın yüce kapısından da geçmiş şölensel bir gösteridir.

Mehmet Ali Kılıçbay

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Afet kültürümüz yok
 Acta est fabula (*) (oyun bitti)
 Demokrasinin unutulmaz anları
 Vehbi Koç'un hayali gerçekleşti
 Alman profesörü kim öldürdü?
 Mutluluk istediğinizi elde etmek değildir
 Afgan kadınların umudu parlamento
 Dünyanın en güzel erkeğini Çin'e kaptırdık
 "İçimden haykırmak geliyor, 'Ben iyi roller istiyorum' diye"
 Üzerine denizaltı kokusu sinen yaşamlar
 Atlara şiir okuyan şeyh
 Gelecek oyununu cennette sahneleyecek
 Türk seyircisi klasik müzik seviyor
 Oyuncak sektöründe çığır açan çirkin yaratık
 Okay kardeşlerin kaderini o değiştirdi
 Titanik'e dokunmak
 Sahildeki isimsiz kadın cesedi
 İşte 'takım böyle tutulur'
 Şükrü Saraçoğlu'nun genç taraftarları
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Yeniden başlasın burada kalmasın
Herkesin hayatında bir...
MEHMET ALTAN
Ağızda pilav pişse benden Tuna kadar yağ
Geçen hafta...
REFİK DURBAŞ
Borusan Filarmoni sezonu açtı
İstanbul'un iki yakasını...
İtiş kakıştan kurallı boğuşmaya futbol
İtiş kakıştan kurallı boğuşmaya futbol
2005, FIFA'nın ilk yüz yılını arkasında bıraktığı yıldır. FIFA...
Pist Ataköy'e doğru uzayacak
Pist Ataköy'e doğru uzayacak
DHMİ, Atatürk Havalimanı'ndaki trafiği rahatlatmak için 06-24 pistini...
Mevlana: 'Yemek dediğim akıldır'
Nevin Halıcı Londra'da yayınlanan Türk mutfağını anlattığı 'Sufi Cuisine' adlı...
Çıtır çıtır gevrek simitler
Tok karnına bile insanı baştan çıkarır simit... İstanbul'un bütün diğer...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.