kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
AB'ye neden içişleri değil de Dışişleri karşı?
"NTV ve CNBC-e hariç" demeliymişim..
ŞAKA - ..Sen yanmasan

AB'ye neden içişleri değil de Dışişleri karşı?

Türkiye'nin AB'ye üye olmasına karşı çıkan kesimler bizde de Avrupa'da da tabii ki var. Bu da çok doğal.
Ancak AB üyeliğine karşı olan kesimlerden bazıları, Türkiye'nin AB ile müzakerelerini yürütmekle görevli ise, bu doğal değildir.
Bunu neden vurgulamak gereğini hissettim derseniz.
Önceki gün Bugün'deki yazısında Cengiz Çandar şöyle diyordu:
- Bir Dışişleri yetkilisinden hafta sonunda işittim: "Dışişleri Bakanlığı, Türk devlet sisteminin en tutucu kurumudur. Mensupları arasında bir oylama yapılsa, yüzde 70, AB' ye karşı oy kullanır." Bu durumda hükümetin, Dışişleri'nin yüzde 30'una, Türkiye halkının yüzde 70'ine dayanması gerekecek...
Cengiz Çandar'ın söylediklerini "Abartıyor herhalde" diye unutmaya hazırlanırken, dünkü Hürriyet'te Dışişleri eski Bakanı, emekli Büyükelçi İlter Türkmen'in şöyle yazdığını gördüm:
- Türkiye'nin bugünkü politik liderliğinin ve siyasi çizgisinin AB çevrelerinde genellikle takdir edildiği ayrıca kaydedilmelidir. Ne var ki kurumlar arasındaki farklı yaklaşımların ve bürokrasinin bazı kesimlerindeki dünyaya kapalı zihniyetin sık sık soru işaretlerine yol açtığı da bir gerçek.
Dışişleri bürokratlarının dünyaya kapalı olmaları tabii ki bir paradokstur.
Doğal olan içişleri bürokratlarının dünyaya kapalı olması değil midir aslında?
Ancak Dışişleri'nin yüksek kademelerinden emekli olup siyasete giren bürokratlardan bazılarının AB'ye karşı tutumlarını gözlemleyince, bunların daha çok içişlerine yatkın olduklarını düşünmemek de imkansız oluyor. Dışişleri'ndeki AB karşıtlığı yüzde 70 mi bilemem. Ama mesela CHP'deki Dışişleri'ne bakınca, Şükrü Elekdağ ve Onur Öymen'e karşı, İnal Batu'nun AB üyeliğinden yana olduğunu, daha doğrusu AKP ile AB'yi karıştırmadığını görüyoruz.
Acaba bu da doğal mı?
Çünkü muvazzaflıklarında NATO için çalışmış generallerin de, emekli oldukları zaman en koyu anti-Amerikan söylemleri seslendirdiklerini görmüyor muyuz?
Kimin neye karşı olduğu konusunu bir kenara bırakarak Türkiye'nin AB ile müzakere sürecine dönersek... Şu anda acil çözüm bekleyen sorunlardan biri Türkiye'nin limanlarını Kıbrıs Rum gemilerine kapalı tutması noktasına kilitleniyor.
TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış, KKTC'de yayınlanan "Kıbrıs" gazetesi ile yaptığı söyleşide özetle şunları söyledi:
- Limanlar açıldığı zaman bu dünyanın sonu değil aslında. Çünkü limanları ve havaalanlarını açmak asla tanıma anlamına gelmiyor. Güney Kıbrıs' ı tanımadan da limanları açmak mümkün. Mesela Tayvan, dünyada birçok ülke tarafından tanınmadığı halde, dış dünya ile ticaret yapıyor. Siyasi tanımanın belli bir formu vardır. Belirli şeylerin yerine getirilmesi ile dolaylı yönden tanımayı kabul edemez Türkiye. Tanıma, ben bu ülkeyi resmen tanıdım diye bir açıklama yapılmadığı sürece ne olursa olsun gerçekleşmez.
Evet... Diplomasi sorunları çözme mesleğidir. Bizde ise bazen sorunları kronikleştirip bunları "Pozisyon" olarak kemikleştirme mesleğine dönüşüyor. Cengiz Çandar'ın söyleyişi ile "Dışişleri'nin hükümete attığı büyük bir kazık" olan ve "Kıbrıs Rumlarının tanınmadığına ilişkin ateşli sözcüklerle bezenmiş Deklarasyon"u bakalım Hükümet nasıl aşabilecek?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Farklı olmadan değişebilecek miyiz   / 18-10-2005
 Bunlar dans mı yapıyor yoksa politika mı ediyor?   / 17-10-2005
 Bir tatlı huzur almaya geldim hiper marketten...   / 16-10-2005
 İsmet Paşa nasıl asker kaçağı oldu?..   / 15-10-2005
 Roman kahramanları bile yaşlanırlar..   / 14-10-2005
 Dini değerleri AK Parti'ye karşı CHP koruyor..   / 13-10-2005
 "Görünmez bir mezarlıktır zaman/ Şairler dolaşır saf saf"   / 12-10-2005
 Erdoğan dans etmeyi de bilseydi..   / 11-10-2005
 Son gülenleri güzel gülecek olan asır...   / 10-10-2005
 İktidardan daha hızlı yıpranan muhalefet olur mu?   / 09-10-2005
EMRE AKÖZ
Marjinal kimlikler
Necmettin Erbakan, Avrupa...
MEHMET BARLAS
AB'ye neden içişleri değil de Dışişleri...
İLKER SARIER
Deprem-Loto
Şaka yapılacak bir durum değil biliyorum,...
SAVAŞ AY
"Çocukluk arkadaşım" Kemalettin Tuğcu...
MAHMUT ÖVÜR
Müzesini arayan şehir!
İstanbul'da bir Resim...
SAİT GÜRSOY
Uluslararası Mesleki Değişim ve Eğitim...
HINCAL ULUÇ
Kayaköy'de hüzünlü gün..
Fethiye Hillside'daki harika üç...
BAYRAKTAR BAYRAKLI
Bilen ve düşünen akıl sahiplerinin götüreceği yer...
(Dikkat) Achtung Kadıköy
(Dikkat) Achtung Kadıköy
Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'ndeki üçüncü randevusunda Schalke'yi...
Türkiyeli Daum
Türkiyeli Daum
F.Bahçe'nin hocası, dün basın toplantısında Alman gazetecilere dönüp...
Başbakan'la ben Tom-Jerry gibiyiz
"Erdoğan'dan sonra en popüler siyasetçi" benim diyen Erkan Mumcu...
Eski solcular önce sağcı şimdiyse AB yağcısı oldu
CHP lideri Deniz Baykal, Avrupa Birliği ile ilgili görüşlerini...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu