Ne iş olsa yaparım abi...
Kültür Bakanı, zücaciyeciye girmiş sakar müşteri gibi. Şangır şungur gidiyor...
Peki neden böyle oluyor? Bence zurnanın zırt dediği yer şudur: Polisten Kültür Bakanı yaparsan, olacağı budur...
Malum, cop bu. Obuaya benzemez.
Ha Atilla Koç, "Ben aslında polis değilim" diyebilir. O zaman sorarım, "Neden Konya Emniyet Müdürü oldun?"
Yanlış anlaşılmasın. Emniyet kendini aştı, "Bekçi Murtaza"lar kalmadı artık. Hem teknolojiyi, hem sosyolojiyi, hem psikolojiyi çok iyi kullanıyorlar. Sanat âşığı çok polis tanırım ben. Sabah bombaya tekme atar, akşam resim sergisine gider. Ama hobi başka, meslek başka. "Narkotik'ten sıkıldım, müze müdürü olacağım" diyenini duymadım.
Peki ne demek istiyoruz? Açalım... Mesela, yoldan geçen bir adamı, "Gel şu dalağı alıver sevabına" diye ameliyathaneye sokamazsın. Ama aynı adam, Sağlık Bakanı olabilir bu memlekette.
Ya da ne bileyim... Hem Ulaştırma Bakanı, hem İçişleri Bakanı, hem Gümrük Tekel Bakanı, hem Enerji Bakanı, hem Turizm Bakanı, hem Milli Eğitim Bakanı olan var. Aynı kişi... Mesleği ne? Süpermen...
Çalışma, Orman, Spor, İçişleri Bakanlığı yapan da var, aynı kişi... Bayındırlık, Savunma, Dışişleri Bakanlığı yapan da.
"Otur" diyorlar, oturuyor. "Ordan kalk, şuraya otur" diyorlar, oraya da oturuyor. Hiç "Yapabilir miyim acaba?" yok. Bakan ol da, nereye bakarsan bak...
|