kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Hırçın Çocuk

Kırmızı renkli, pilli Mascot marka radyoda muhteşem Hümeyra'nın sesinden İzmir Radyosu'nun müzik programlarında dinlerdik abimle o şarkıyı, Ben Sana Mecburum'u. Bir seferinde o dizelerin yazarı ile de konuşmuşlardı. İzmir'deydi, Demokrat İzmir gazetesini yönetiyordu. Adı Attila İlhan'dı, "miyoptu, kısa boylu bir adamdı/dostu yoktu yalnızlığı vardı" ama ben daha bunları hiç bilmiyordum.
Yeni Ortam gazetesinde ilk sütununu okuduğumda ne kadar itici gelmişti, tahammül edememiştim. Sonra Vildan hanımın dersi için Müfit Başak ve Hilmi Kayhan'la hazırlanan Attila İlhan sunuşu ve başka bir aleme geçiş. Şiirden anlamayan, şiiri bilmeyen biri için bile O'nun sesinin cazibesine kapılmamak zor işti. O dönemdeki kimlikkişilik arayışlarında "ömrümüzü bir suç gibi ayarlamadık mı/ağır bir hüküm giyer gibi öleceğiz" dizeleri nasıl çarpmıştı beni. Acılı aşkı Maria Missakian için yazdığı şiirdeki "eğer kendimi bıraksam/yağmur olabilirdim yağardım" dizeleri de nedense vurmuştu beni.
Benzerlerim gibi ben de "tut elimden yoksa düşeceğim/yağmur beni götürecek yoksa beni" demiştim birilerine. Ama asıl romanlarıydı beni cezbeden, içime işleyen. Sokaktaki Adam'da "neyi istemediğini bilen ama neyi istediğini bilmeyen" Kamarot Hasan'ın bir ara sevgilisi olan randevuevi patroniçesi Meryem'i tanımlayışı sürekli kafamda dönerdi: "Meryem kendi inkarının hudutları içinde kendisiyle mutabakat halindeydi". Mümkün müydü bu?
Aynanın İçindekiler dizisini mekanı tamamlayan bir öge olarak eski dili ve onun musikisini keşfetmenin keyfiyle okudum. Ama galiba romanlarından beni en çok çarpan bu dizinin öncülü olan ve kendisine hep candan bağlı kardeşi Cengiz İlhan'a adadığı Kurtlar Sofrası idi. Gazeteci Mahmut'un serüveni, Attila İlhan'ın denemelerinde de ortaya koyduğu sentez arayışının, tarih anlayışının bir parçasıydı. Orada bir yenilik yoktu.

Cesur
ve yol göstericiydi
O kitapta benim adamım iki şiirde de görünüp bir daha asla ortalara çıkmayan İbrahim Cura idi. Hani şu yağlı saçlı, siyah bira içen ve terleyen göbekli karanlık adam. Hani tükenmişliğinin eşiğinde Selma'yı arayıp, " size ihtiyacım var.. gelebilir misiniz? " diyebilen adam. Kimbilir belki de o yüzden nihayet tanıştığımızda, yıllardır hazırlanmış onca soru arasından "Peki İbrahim Cura'ya ne oldu" sorusuyla lafa girmiştim.
Kafaların çok karışık olduğu, toplumsal hareketliliğin ve siyasetin şiddet tarafından kurban alındığı 1970'lerin ortalarında Hangi Batı/Sol/Seks üçlemesi beni iyi yönlendirmişti. Batı'yı iyi bilen birisi olarak sonra çok farklı yerlere taşıyacağı ulusal kültür sentezi arayışı perspektifinden Batı'ya bakışı düşüncemin önünü açmıştı. Solun çok farklı yerlere taşındığı bir dönemde "sosyalizm ya özgürlükçü olacaktır ya da olmayacaktır" diye yazması cesurdu, yol göstericiydi . Ve o günlerdeki acılara, kıyımlara tepkili biri olarak bilirdim ki Attila İlhan " o sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan/uğrunda asılırız " dizelerinin de şairiydi.
Zaman ister istemez hükmünü gösterdi. Özellikle Soğuk Savaş'ın bitmesinden sonra düşünce haritalarımız birbirinden çok farklılaştı. Attila bey geleceği geçmişte aramayı tercih etti. Bu durumda ben onun geçmişimdeki haliyle kalmasını istedim..
Sevil ölümünü haber verdiğinde içimde çok derinde bir dosyanın nihayet kapandığını hissettim. Ne çok borcum olduğunu Attila İlhan'a bir kez daha anladım. Şöyle yazmıştı kendisi için, " sahi ben ne hırçın bir çocuktum ". Öyleydi, iyi ki...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bin bir buse   / 09-10-2005
 Kod adı AB   / 06-10-2005
 Fiyasko?   / 02-10-2005
 Çerçeveden çıkmak   / 29-09-2005
 Konferans mevzii   / 25-09-2005
 Son viraj   / 22-09-2005
 Almanya'yı yakından izlemek lazım   / 20-09-2005
 Kader seçimleri   / 15-09-2005
 25 yıl sonra   / 11-09-2005
 Fırtına biçmemek   / 08-09-2005
SOLİ ÖZEL
Hırçın Çocuk
Kırmızı renkli, pilli Mascot marka radyoda...
Ben sana mecburum
Ben sana mecburum
Fatih Terim maçtan bir gün önce basın toplantısında durumu en yalın...
Tümer artık Tümgeneral
Tümer artık Tümgeneral
Fatih Terim'le hayata dönen Tümer, son üç maçta attığı üç golle Milli...
Ezan ve Türk Marşı
Ezan ve Türk Marşı
Almanya Başbakanı Schröder, Başbakan Erdoğan ile birlikte iftar...
Etinden de, tüyünden de
Karantina uygulanan Kızıksa'da, iki kazın tüylerini yolarken kameraya...
'İçime doğuyor şehit olacağım'
Tunceli'de PKK ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada şehit...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu