kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Baykuş gribi ne olacak?

Siyasi hayatta rakipleri eleştirmenin ötesinde, nefret uyandıracak derecede kızdırmak ve aşağılamak hastalıklı zevk! Kişi sadece kendi kendisini tatmin etmek için coşkuyla bu zevke kendini kaptırabilir, bazen de sırf yandaşlarını galeyana getirmek için! Kimi hallerde hasmın veya rakibin sinirlerini bozmak için.. Üstelik böyle bir tatmin, oruçlu ağızla da olabilir! Çok konuşmak, özellikle de hem çok, hem de saldırgan konuşmak bir şehvet türü... (Tanığım ve dayanağım İmam Gazali..) Fakat bu nasıl şehvettir ki, muhterem efendi oruçlu iken onu tatmin eder de kefaret ihtiyacı duymaz?! Kendisini Müslümanların en iyisi sanan kişiler bile Ramazan'da bu tür şehvetle fokurdayıp nara atabilirler. Muhtemelen sözde İslami gerekçe de hazırdır:
- Bu zındıklarla ancak saldırgan bir lisan ile savaşılır!
Oysa Kur'an-ı Kerim öyle demiyor, Mekke müşriklerine karşı dahi böyle bir üslup önermiyor. Tam aksine Peygamber'e sözün en güzeli ve yumuşağı ile tebliğ görevini yerine getirmesi tavsiye edilmiştir. Hatta ' onların dinlerine sövmeyin ki, onlar da haksız ve bilgisiz şekilde sizin dininize sövmesinler' denmiştir.
Demek ki o başka bir İslam, zamaneninki başka! Yoksa Allah kelamı ile önerilen davranışın tam tersini nasıl huy edinebiliriz ki? Bu sapkın zevke kapılarak saldırgan üslupla konuşandan daha kötüsü de var. Halk arasında baykuş ötüşlerinin uyandırdığı evhamlara benzer kaygılar üreten, karanlık veya bulanık beklentiler çağrıştıran ' uğursuz' sözler söylemek de toplum olarak pek sevdiğimiz bir şöhret türüdür.
- Ben konuşsam var ya, yer yerinden oynar..
- Vatan satılıyor, zinde güçler nerede?
- Yeniliklere karşı çıkan gericiler! (Bu şehvet türünün ilerici muhafazakar (!) ağızla söylenişi ' yabancı sermayeye karşı çıkanlarla matbaaya karşı çıkanlar aynıdır ' şeklinde olabilir.)
Uğursuz söz; somut hedef tayin etmeden meydanlarda kalabalığa savrulan karalama ve küfürlerdir.
Uğursuz söz; arkadan yaralamak için silah olarak kullanılan sözdür! Bir ' kelam-ı kibar' (=büyükler sözü) örneğinde sözün silah oluşu vurgulanır:
- Kılıç yaralarının iyileşmesi vardır ama lisanın açtığı yara iyileşmez.
Sözü barış için değil de düşmanlık için kullanmak da bir magandalık..
Olur olmaz yerde tabancasını çeken ve havaya sıkıp duran acil tedaviye muhtaç bir tür ' teşhirci' durumundaki maganda ile sözünü meydanlarda silah gibi savuranlar arasında çok mu fark var?


'AB'ye nasıl karşı koyacağız' sorusuna Prof. Manisalı'nın cevabı da uğursuz söz:
- Asker sokağa çıkamaz; ama desteklerse, sağcısı, ulusalcısı, çiftçi örgütleri, baro, başkaldırırsa yer yerinden oynar.
İçişleri eski bakanı Meral Akşener bu uğursuz söylemi değerlendirirken ' Böyle konuşmalar asıl gündemi gölgelemek amacıyla yapılıyor?' diye soruyor. Belki buna ' evet amaç bu' diye kesin bir karşılık veremezsiniz. Ancak amaç bu değilse bile sonuç budur! Aynı ' çarpık destek' tarzını 28 Şubat sürecinde de görmüştük: Türkiye'yi küresel çetenin mutlak güdümüne sokabilmek için laiklik manivelası kullanılarak üretilen tezgaha ' Siyasal İslamcı' cenahın muazzam katkıları olduğunu tartışma götürmez. O zaman yazdığım gazetede bu durumu zıtların ittifakı şeklinde değerlendirmiştim.
Aynı ordunun tatbikatlarda kendi askerini ' dost-düşman' diye konumlandırmasını örnek vererek ' Kırmızı-Mavi Kuvvet' benzetmesini yapmıştım. ' Kırmızı Kuvvet' diyerek kendi askerinizden oluşturduğunuz ' idman birlikleri' görünürdeki düşman kisvenin arkasında sizin savaş yeteneğinizi geliştirici hakiki bir dost kuvvet değil midir? Maalesef 28 Şubat sürecinin bilinçli veya bilinçsiz ' Kırmızı Kuvvet' birlikleri ' Siyasal İslamcı' çevreden devşirilmekteydi.
Şimdi de ulusçu değerlere karşı küresel çete güdümlü mücadelenin ' Kırmızı Kuvvet' birimleri bazı ' ulusalcı' kadrolardan oluşmaktadır. Gerçek niyetleri ' Kırmızı Kuvvet' rolü oynamak değilse bile! Buna artık ' müzmin baykuş gribi' diyebiliriz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Nal toplama medeniyeti   / 11-10-2005
 Bush'un alın yazısı?   / 10-10-2005
 Birinci sınıf vatandaş kim?   / 07-10-2005
 Muhafazakâr neyi muhafaza eder?   / 06-10-2005
 Yiğidi öldür ama hakkını yeme   / 04-10-2005
 Öncelikli tehdit 'kaht-ı rical'   / 03-10-2005
 Mevlana'dan Erdoğan'a   / 30-09-2005
 Söylesem mi söylemesem mi?   / 29-09-2005
 Çöp özelleştirmesi ve özelleştirme çöpü   / 27-09-2005
 Arkadan vuran yandan haykıran   / 26-09-2005
YILMAZ ÖZDİL
Aman balık yemeyin ha!
Danalar delirdi, tavuğa döndük.
ALİ KIRCA
Mahur beste
1925'te Menemen'de doğdu.. Ülkenin...
ÖMER LÜTFİ METE
Baykuş gribi ne olacak?
Siyasi hayatta rakipleri...
FATİH ALTAYLI
Topbaş'a kıran kırana sorular
İstanbul Büyükşehir...
UMUR TALU
Her şeye düşman!
Şairin hiç olmazsa "manşetlerde...
ERDAL ŞAFAK
Suriye'de kıyamet günü belirtileri
Birleşmiş...
'Bu son' dedi ve tetiği çekti
Eski Lübnan Başbakanı Hariri'nin öldürülmesiyle ilgili BM raporunun...
105 saat sonra kurtuldu
Pakistan ordusunda asker Muhammed Ahmet'in de depremde evi...
Ben sana mecburum
Ben sana mecburum
Fatih Terim maçtan bir gün önce basın toplantısında durumu en yalın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu