Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (11)
*Neşe Pavyon'da Çilem'le konuşmaya gelen Başkomser Nevzat ile Ali'ye, Sadi Klarnet isimli çalgıcı, Çetin'in kendisinden daha güçlü biri tarafından öldürülmüş olabileceğini söyler.
Zavallı Çilem,hâlâ deli gibiseviyorduÇeto'yu aslında.Belki de sevdiğiiçin kaçıyorduondan.Öldüğünüduyunca yıkıldı.
Kim bu daha güçlüsü, daha sinsisi?" diye ben de başladım sorguya. "Sanki bir şeyler bilir gibisin." "Yok Amirim bildiğim bir şey yok. Ben sadece su testisi su yolunda kırılır demek istiyorum." "Ya şu Çilem?" dedi Ali. "O nasıl biridir?" Sadi'nin kara gözleri kuşkuyla kısıldı. "Yoksa Çilem'den mi şüpheleniyorsunuz?" Bizden yanıt alamayınca, "Yanılıyorsunuz, Çilem kendi hakkını zor korur. Gidip de o ejderha gibi Çeto'yu nasıl öldürsün?" "Sevgiliymişler?" dedim. "Aslı var mı?" Bir an duraksadı, sanki doğruyu söyleyip söylememek arasında bocalıyordu. "Apti anlattı" dedim. "Eskiden sevgiliydiler" diye açıkladı. "Ama Çilem istemiyordu onu artık. Çeto kalbini kırmıştı kızın..." Ali'nin gözleri avının kokusunu almış bir kurt gibi Sadi'ye dikildi. "Şu Çilem'le bir yakınlığın var mı senin?" "Akrabam filan mı? Yok... Çilem, kız kardeşimin arkadaşıydı... Biz oradan tanışıyoruz. Beni de burada işe aldıran o oldu." "Kız kardeşin de mi burada çalışıyor?" Ali'nin sorusunda hiçbir ima yoktu aslında, yine de bana, zavallı adama hakaret ediyormuş gibi geldi. "Yok" dedi Sadi üzüntüyle başını öne eğerek, "Kız kardeşim öldü." Ne Ali, ne de ben böyle bir yanıt beklediğimiz için bir süre ne diyeceğimizi bilemedik. "Başınız sağolsun" diyebildim sonunda. "Hasta mıydı?" "Çok sağlıklıydı" dedi yutkunarak, "Bir kaza oldu." "Peki şu Çilem denen kadın" diyerek yeniden soruşturmaya döndü Ali. "Ne zaman gelir?" Sadi başını kaldırdı. "Çilem bugün gelmeyecek. İzin aldı patrondan. Malum Çetin'in ölümü üzdü onu." "Hani adamı bırakmıştı" diye sordu Ali. Sadi'nin dudaklarında buruk bir gülümseme belirdi. "Adamı bırakmak başka, sevmemek başka. Zavallı Çilem, hala deli gibi seviyordu Çeto'yu aslında. Belki de sevdiği için kaçıyordu ondan. Öldüğünü duyunca yıkıldı." "Nasıl konuşacağız Çilem'le?" diye söylendi Ali. Sadi'ye mi yoksa bana mı soruyordu belli değildi. Sadi kendine sandı. "Bugün bırakın dinlensin Amirim" dedi iri gözlerini yalvarırcasına bana dikerek. "Söz, onu yarın ben elimle getireceğim merkeze." Ali kararsızdı, bana baktı. "Tamam Sadi" dedim, "Sabah 10'da merkezde bekliyoruz." Sadi'nin yüzü ışıdı. "Merak etmeyin Amirim, sabah tam 10'da karşınızdayız."
DEVAM EDECEK
|