kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Turgay Noyan @ SABAH
 

İsteyince oluyormuş

Defalarca yazdım İstanbul iskelelerini. Özellikle de deniz otobüslerine ait olanları... Çünkü görüntüleri beni inanılmaz şekilde rahatsız ediyor. Her karşıdan bakışta bir çürük diş gibi şehrin siluetinin içinden fırlayıp gözüme saplanıyorlar... En ufak bir estetik kaygısı olmadan, sanki bu şehirde belli bir yıldan sonra mimarlığı yasaklamışlar gibi sıradan ve ruhsuz yapılar... Bir eski iskelelere bakıyorum bir de gecekondu kültürünü andıran o teneke yığınlarına...

TENEKE BARAKA
Bu teneke barakalardan biri de adına hiç mi hiç yakışmayan Beşiktaş'taki Barbaros Hayrettin İskelesi'ydi... Yaz başında bu iskeleyi yıktılar. Sonra her gidiş gelişte yavaş yavaş ortaya çıkan yeni iskele binasının inşasına başlandı... Yeni bina geçtiğimiz hafta içinde hizmete açıldı... Tam olarak klasik eski iskelelere benzemese de onların çizgilerini taşıyan bir yapı olmuş... Artık vapurdan baktığınızda Dolmabahçe Sarayı'nın hemen devamında görüntüyü tamamlayan, tarihi görüntüyle bir iskele binamız var. Demek ki istenince oluyormuş. Biliyorum ki mesele parada filan değil. Bütün mesele görebilmekte, gerekeni hissedebilmekte... Onun için yeni iskele binasını yapanın da neden olanların da ellerine, beyinlerine sağlık diyorum. Darısı İstanbul'un diğer baraka iskelelerinin başına!.. İşin sanatsal tarafını tartışmak bizi aşar. Ama sıradan bir vatandaş olarak yeni yapıyı çok beğendiğimi baştan söyleyerek gördüklerimi nakledeyim. Yeni iskele binası ahşap ağırlıklı olarak yapılmış. Ahşapların hepsi vernikli. Yani muhafazasının biraz zor olduğunun altını çizelim. Salonda endirekt aydınlatma var. Kolonlar çini bir bantla süslenmiş. Ayrıca duvarlarda abartısız bir iki çini pano var. Üstte yan tarafta yer alan küçük camlar ise ahşap kafesli... Otomatik olarak açılan sürgü salon camlarında ise klasik ay yıldızlı, çift çıpalı denizyolları amblemi yer alıyor. Yolcu giriş çıkış bölümündeki demirler de yapıyla son derece uyumlu... Demir paraşollarla desteklenen binanın çatısı da sarayın ve sahildeki diğer yapıların çatılarının hatlarını taşıyor. Ardındaki "yanlış hatırlamıyorsam" eski reji binasıyla birbirini tamamlar gibi... Reji binası dedim de aklıma geldi. Bu yapı Beşiktaş sahili gibi şehrin en mutena yerlerinden birinde yer alıyor. Koca dev bir bina.

BİNA DEĞİL LEŞ
Ama artık bir bina değil bina leşi durumunda. Yıllardır birinci katının kenarına kurulan "o da artık yavaş yavaş dökülmeye başlamış" tahta iskelesi, kırık camları ve parça parça dökülen betonlarıyla modern kente yakışmayacak bir harabe. İnsan geçerken üzerine içerden bir fare atlayacak diye resmen ürküyor... Binanın üzerinde bir emlak yatırım şirketinin plaketi var. İyi kardeşim yapmışsın yatırımını hayırlı olsun. Olsun da her gün binlerce insanın geçtiği bir yerde, koca şehrin ana rıhtımında böyle bir bina nasıl böyle berbat halde bırakılır anlamak mümkün değil... Her şeye karışan büyüğü küçüğü belediyelerimiz ve yetkilileri bunu görmez mi; Böyle durumlarda bir yaptırım yok mudur? İskele derken lafı nerelere getirdik... Biz yine denizimize ve iskele binamıza dönelim. Ben işe gidip gelirken Kadıköy- Beşiktaş hattında her gün bu yeni binayı keyifle kullanıyorum. Tüm İstanbul'a hayırlı olsun..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Deniz ve sağlık   / 02-10-2005
 Gazeteciler yarıştı yelken dünyası karıştı   / 25-09-2005
 Tekne almadan önce iyi hesap yapmalı   / 18-09-2005
 Gönüllerin şampiyonu   / 11-09-2005
 Barınma sorunları   / 04-09-2005
 Bu bir denizci yazısıdır   / 28-08-2005
 Onlarda olan şeyleri biz neden yaşatamıyoruz?   / 21-08-2005
 Lisans konusuna çare bulunmalı   / 07-08-2005
 Denizciler el ele gönül gönüle   / 31-07-2005
 Denizlerde çoğalmalıyız   / 24-07-2005
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
ÖNCEL ÖZİÇER
Kısa olsun iz bıraksın
Lily, 1921 Moskova doğumluydu.
GÜNTAY ŞİMŞEK
Uçmanın keyfini çıkarın
Havacılık sektörü, ölü sezona...
TURGAY NOYAN
İsteyince oluyormuş
Defalarca yazdım İstanbul...
18. yüzyılda Mantık 19.'da Aşk vardı, şimdi Seks ön planda
18. yüzyılda Mantık 19.'da Aşk vardı, şimdi Seks ön planda
Amerikalı evlilik uzmanı Stephanie Coontz "Evlilik Tarihi" adlı...
Hollywood zalimdir sizi hemen unutur
Kung Fu dizisiyle ünlenen David Carradine, Antalya'daki festivalin...
Sibel ile evliliğimin bedelini çok ağır ödedim
Bir zamanlar Türkiye'nin en medyatik evliliğinin...
Bir Türk markasıyla yeniden doğuyor
Moda dünyasında "efsane" olarak anılan top model Linda Evangelista yıllar sonra...
Karanlık dünyanın kahramanı
3 Ekim'de Lüksemburg'ta Türkiye'nin yoluna bir "hayalet" çıktı: Ante Gotovina.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.