|
|
Dizinin tutmasıyla akıllı olmanın alakası yok!
* 'İzleyici bunu sever' noktasına ne getiriyor sizi? Gözlem! Bir de çok okurum.
* Ne okursunuz? Fırsat suldukça her şeyi... Şu sıralar 'Çılgın Türkler'i okuyorum. Kitaptan çok senaryo okurum tabii. Son üç yılda herhalde bine yakın senaryo gelmiştir bana. Pratik yapa yapa, hangisi iyi, hangisi kötü anlıyorsunuz. Bunun akıllı olmakla çok fazla ilgisi yok yani! İkincisi, ben çok dinlerim, çok da paylaşırım.
* Bir dizi nasıl oluyor da hem üniversite öğrencisini, hem varoştaki kadını, hem kahvedeki adamı ekrana kilitleyebiliyor ve hepsinin ortak bir noktada buluşmasına yol açıyor? Hiçbir zaman tek hikaye bir diziyi götürmez, bir yerde tıkanırsınız. Ben yaptığım bütün işlerde yan hikayeleri çok kuvvetli tuttum. Bir dizide 5-6 hikaye olursa; her hikaye başka kesimi ilgilendirir. Mesela İstanbul Masalı'nda müştemilat o kesime, onların genç çocuğu üniversiteliye, Ozan 25-30 yaş arasına, Mehmet 40 yaşa, Çetin Tekindor'la Arsen Gürzap'ın yaşadıkları 50 yaş üzerine hitap ediyordu. 6-7 farklı hikaye vardı. Her seyirci kendini bir yerde buldu. Şu var ki; televizyon izleyicimizin yüzde 70'i kadın; kadını yakalarsanız o iş tutar.
* İşin sırrı bu yani özetle? Evet, bana göre kadın hep yönlendiricidir, erkeği de yönlendirir. Maç hariç! (gülüyor)
|