|
|
Kadınlar izliyorsa o dizi tutar!
Aslında bir sinema yapımcısı o. 'Balalayka', ödüllü 'Anlat İstanbul' imza attığı filmlerden sadece ikisi. 2002 yılında 'Zerda' ile TV dizilerine el attı. Daha ilk denemesinde de reytingleri altüst etti. 'Bir İstanbul Masalı'nı yaptı; bütün Türkiye Arhan Ailesi'ni konuştu. Ardından 'Aliye' geldi; Türkiye yeni fenomenini bulmuştu. 'Yağmur Zamanı' ile klasik bir aşk hikayesini bile izlettirebileceğini gösterdi. "Hiç Çukurova hikayesi yapılmadı" diyerek son bombası 'Beyaz Gelincik'i patlattı. Dört starı yanyana getirerek herkesi yine ekran başına çiviledi. Herkes hemfikir: Bu adam müthiş masal anlatıyor....
* Reytingler cevabı verse de biz soralım; iyi masal yarattığınıza inanıyor musunuz? Türkiye şartlarında bir iş altı günde çekiliyor. O şartlarda iyi bir iş yarattığıma inanıyorum. Ama daha iyisi olmaz mı? Olur. Yani gerçekten Avrupai şartlarda çekilmiş olsa... Mesela orada altı ayda 13 bölüm çekiyorlar, teslim ediyorlar, sonra dinleniyorlar, bir 13 bölüm daha çekiyorlar. Daha iyi çekilir, sesli çekilir, denemeleriniz bol olur. Ama biz şu anda kaset yetiştirmek için uğraşıyoruz. Öyle olunca bir sürü şey gözden kaçıyor. Ben seyrettikten sonra 'Allah kahretsin, niye bunu böyle yapmadık?' diyebiliyorum.
* Reytingler de mi sizi tatmin etmiyor, nedir iyinin ölçüsü size göre? Benim beğenmem lazım, ben beğenirsem iyidir! Ama burada daha iyisi yapılabilir mi diye konuşuyoruz. Tabii ki hikaye, oyuncular, hepsinin etkisi var ama ben şuna inanıyorum; hikaye baştan doğruysa, onu da doğru kurgularsan, iyi de bir yazar ekibi yazıyorsa, yüzde 70 zaten o iş olmuştur.
* Özetle iyi masal yaratmanın sırrı bu mudur? Ben inşaat mühendisiyim. Hayatın bir matematik olduğuna inanan bir insanım. 1976'dan beri Yeşilçam'ın içerisindeyim. Biraz altıncı his, 20 yılın verdiği deneyim, biraz dünyayı gözlemek, bu halkı iyi tanımak, insani değerlere değer vermek, bir de çalışmak... Bunların hepsi bir araya gelince iyi bir masal yaratabiliyorsunuz. Bir de iyi bir ekip. Çünkü masalı ben yaratmıyorum. Bana yüzlerce hikaye geliyor, mail yoluyla, postayla... Bu hikayelerin içerisinden en beğendiğimi seçiyorum. Senaryo ekibim var, başlıyoruz onun üzerinde yoğrulmaya. Mesela ben 2006-2007'yi bile şimdiden çalışmaya başladım.
* Yeni masallar geliyor yani... Hele iki tanesi şimdiye kadar hiç yapılmamış şeyler...
* Çok az ipucu? Şu kadarını söyleyebilirim, biri bir Kapalıçarşı hikayesi...
* Başa dönelim o zaman. Zaman zaman çok iyi hikayelerin yaratıldığı, çok iyi ekiplerin kurulduğu, flaş isimlerin yanyana getirildiği ama tutmadığı da oldu. Siz şanslı mısınız; izleyicinin ne istediğini mi biliyorsunuz? Hepsi var. Bir gün benim yaptığım iş de tutmayacak! Benim her yaptığım iş tutacak diye bir şey yok, zaten öyle olsa burada işim ne; Amerika'ya, Avrupa'ya giderim! Ben mümkün olduğunca hataları aza indirmeye çalışıyorum. Bir de, benden çok daha iyiler çıkarsa, işte o zaman ben belki seyredilmeyeceğim.
* 'Piyasada benden iyisi yok' demek mi bu? Hiç öyle değil. 'Asmalı Konak', 'İkinci Bahar', 'Deli Yürek', 'Süper Baba'... Böyle birkaç tane daha var. Hepsi müthiş işler ve onların hepsinden ilham aldım. Söylemek istediğim şu; bir gün benim yaptıklarımdan daha iyisini, daha halka yakın olanını birisi yaparsa, benim işim ondan geri kalır. Şu an demek ki ben en iyilerini yakalamışım, onları iyi yapıyorum. Bu her zaman yapacağım anlamına gelmez. Ben iyi yaptığımı kabul ediyorum tabii, yoksa niye yapayım ki bu işi? Başkalarından ne kadar iyi yapabiliyorum onu bilmiyorum ama ben iyi yapmaya çalışıyorum en azından, bir kere mantığım o. Hiçbir zaman 'ben bu işten para kazanayım' diye yola çıkmadım, 'bu iş iyi olursa zaten para kazanırım' diye yola çıktım. Bir de benim ilişkilerim, 'bu adamı alayım sözleşmeyle bağlayayım, parasını üç kuruş aşağı indireyim' şeklinde değil. Bütün ilişkilerim dostane ve gerçekten insani değerlere dayanan ilişkiler. Çalıştığım insanların yüzde 70'iyle sözleşmem bile yok.
* Gönül bağınız mı var? Hiç tanımadığım, ilk defa tanıştığım, ajans kanalıyla gelenler ayrı ama şu anda piyasada 25-30 tane iyi oyuncu var. Bunların neredeyse yüzde 70'i benimle çalışıyor. Bir kere bu bana gurur veriyor, demek ki bu insanlara iyi proje sunabilmişim. Şuna inanıyorum; sözleşme neye yarar ki? Eğer biriyle iletişim bozulmuşsa, zorla mı oynatacaksın? Bu mal alıp satmak değil ki. O adam inanarak oynamazsa, resmi doğru vermezse, seninle diyaloğu iyi değilse, kaçacak o kadar yer bulur ki. O zaman zaten dizi iyi olmaz, diziyi batırırsınız. Ne zaman oyuncumla yapımcı kurallarını işletme noktasına gelmişsem, onunla yolumu ayırırım. '
ŞİRİN SEVER
|